İstanbul, eğri caddelerden ve sonu gelmez gibi görünen sokaklardan oluşan bir labirente benzer. Külliyelere ait sayısız küçük kubbe sıraları ve minareler, yüzyıllardır bu labirentin ortasında insanı kendine getirerek canlandıran bir “düzen” duygusu sağlamıştır. Cami ve külliyeler, ibadet edecek yer arayan ya da şehir hayatının karmaşasından bir süreliğine de olsa kurtulmak isteyenler için bir sığınak oluşturur.