194 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kur Baba!
Kitabın yazıldığı yıl Anadolu'da durum: Ülke işgal altında, yokluk, yoksulluk ve sıkıntılar had safhada, Birinci, İkinci İnönü muharebeleri olmuş, Kütahya Eskişehir savaşı kaybedilmiş, cepheye giden kahramanların üçte biri ölmüş, Sakarya savaşı bitmiş, vatanın her karış toprağı şehit kanıyla ıslanmış, iç isyanlarla boğuşulmuş, Antep
Nur Baba
Nur BabaYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20181,040 okunma
Â'râf - 29
De ki: "Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (ona) doğrultun. Dini Allah'a has kılarak ona ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine ona) döneceksiniz."
Reklam
Emmare bis-su
"Ağlayamadıkları için gönülleri katılaştı, işledikleri günahlar bu yüzden kendilerine ibadet gibi görünüyordu!"
Sayfa 56
3.cilt
411. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Korkan kimse, geceleyin yol alır. Gece yol alan kimse de varacağı yere ulaşır. İyi biliniz ki, Allah’ın metâı çok pahalıdır. İyi biliniz ki, Allah’ın metâı cennettir.”  Tirmizî, Kıyâmet
İbn Abbâs (radıyallâhu anh) ve bir çok tefsir alimi şöyle demişlerdir: Putlara ilk tapılma şöyle başladı. Bazı salih insanlar öldüğünde halk onların kabirleri üzerine mabetler yaptılar ve onları hatırlamak ve onlara benzemek için oraya Sâlihlerin resimlerini çizdiler. Üzerinden uzun bir zaman geçince o resimleri kabartmalı heykeller haline
İstanbul, eğri caddelerden ve sonu gelmez gibi görünen sokaklardan oluşan bir labirente benzer. Külliyelere ait sayısız küçük kubbe sıraları ve minareler, yüzyıllardır bu labirentin ortasında insanı kendine getirerek canlandıran bir “düzen” duygusu sağlamıştır. Cami ve külliyeler, ibadet edecek yer arayan ya da şehir hayatının karmaşasından bir süreliğine de olsa kurtulmak isteyenler için bir sığınak oluşturur.
Reklam
Kimileri de var ki dilleri vardır ama kalpleri yoktur. Hikmeti konuşurlar ama yapmazlar. Kendileri Allah'tan kaçarlar ama insanları Allah'a çağırırlar. İnsanların işledikleri kusur ve günahları çirkin sayarlar ama aynısını kendileri yaparlar. İnsanlara ibadet ediyor gibi görünürler ama yalnız kaldıklarında Allah’a karşı büyük günahlar işlerler. iyinip kuşanmış kurt gibidirler.
İnsanlar tarafından ibadet edilen tanrıların tümü vahşet kökenlidir. Korkutma, yıldırma sayesinde, ibadet ettirilen şeyleri gerektiği gibi incelemek için ne cesareti ne yeteneği olan safdil ve kaba kavimlere, açgözlü ve kurnaz yasa yapıcıları ve ilahlar tarafından sunulmuşlardır.
Sayfa 205
İbadeti Hristiyanlıkta olduğu gibi bir seramoni bir ayin olarak telakki edenler için mesele yok elbet. Fakat hakkını vererek yaşayan bir Müslüman için ibadet olmayan, ibadet hükmüne geçmeyen hangi davranış vardır?
Dua
Ya Rabbi! Senden kalbime işleyen bir iman, bedenimi saran bir huşu, sana ibadet edecek güçte sağlıklı bir beden istiyorum. Çok yiyip azmaktan, az yiyip bezmekten sana sığınırım.Ey Merhametlilerin en Merhametlisi! Bedenimi, ruhumun gemisi gibi yap. Ruhumu da sana ulaştıran bir ruh yap!
Reklam
Dini ibadet derken sanki dini olmayan bir ibadet biçimi varmış veya daha kötüsü davranışlarımızın bir kısmı ibadet hükmünde, diğer kısmı ibadetin dışında kalıyormuş gibi bir izlenim uyandırmaktadır.
Oruca Dair Bazı Tedbirler
lyd-ı fıtır (iftar bayramı): lyd, bayram demektir. Bir ay tutulan farz oruç tamamlandığı için Ramazan Bayramı’nın ismidir. Bu bayramdan önce sadaka-i fıtır verildiği için de bu isim verilmiştir. Sadaka-i Fıtır (fitre): Ramazan-ı şerîfin sonunda verilmesi vacip olan belli miktardaki sadakadan ibarettir. Fidye: Bir fakirin sabahlı ve akşamlı bir
DAVET MEKTUBU...
Muhammed b. Abdullatif’ten; Asir, Hicaz ve Yemen bölgelerinin halkından bu mektubu gören herkese... Allah onları İslam dinine iletsin. Bundan sonra: Bilin ki, bizim itikat ettiğimiz, kendisini Allah’ın huzurunda din edindiğimiz, insanları kendisine çağırdığımız ve kendisi uğrunda cihad ettiğimiz şey; Allah’ın kullarına vacip kıldığı ve onların
*İtikâf nedir, nasıl yapılır?* *Akıl sağlığı yerinde ve mümeyyiz bir Müslümanın beş vakit namaz kılınan bir mescitte ibadet/Allah’a yakınlık elde etme niyetiyle bir süre durması* demektir. İtikâfa giren kimse, camide yer, içer, uyur ve ihtiyacı olan şeyleri mümkün olduğu takdirde camide tedarik eder. Tuvalete gitmek, abdest almak ve gerekli olduğunda gusletmek gibi tabiî ihtiyaçları için ise camiden dışarı çıkabilir. Âişe radıyallahu anhâ dedi ki: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem *ramazanın son on gününde i‘tikâfa girerdi.* O bu âdetine vefatına kadar devam etmiştir. Sonra onun ardından hanımları i‘tikâfa girmiştir” (Buhârî, “İʿtikâf”, 1; Müslim, “İʿtikâf”, 5)
Evet bu hayatın gayesi ve neticesi hayat-ı ebediye olduğu gibi bir meyvesi de, hayatı veren Zât-ı Hayy ve Muhyî'ye karşı şükür ve ibadet ve hamd ve muhabbettir ki; bu şükür ve muhabbet ve hamd ve ibadet ise; hayatın meyvesi olduğu gibi, kâinatın gayesidir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.