Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
178 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Yaşar Nuri Öztürk, hemen her eserinde olduğu gibi, bu eserde de farklı konuları ele almış, dile getirilemeyecek ya da getirilmesi cesaret isteyecek meseleleri gün yüzüne çıkarmıştır.
Anadilde İbadet Meselesi
Anadilde İbadet MeselesiYaşar Nuri Öztürk · Yeni Boyut Yayınları · 200273 okunma
Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet, cihanda bir nefes sıhhat gibi. Saltanat didükleri ancak cihan gavgasıdur, Olmaya baht ü saadet dünyada vahdet gibi (En güçlü hükümdar olmasına gönderme yapıyor) Ko bu ayş ü işreti çünkim fenâdur akıbet,(İçki içmek insanı azdırır sonu kötüdür) Yar-ı baki ister isen olmaya taat gibi.(ancak, Allaha ibadet ederek baki hayatı yakalayabilirsin) Olsa kumlar sayısınca ömrüne hadd ü aded, (Ömrüne ömürde katılsa) Gelmeye bu şişe-i cerh içre bir saat gibi. (Kıyamet günü hesaba çekilecek ve kaybedeceksin gibi...) Ger huzur etmek dilersen ey Muhibbî(Kanuni kendine sesleniyor) fariğ (yüce) ol! Olmaya vahdet cihanda kûşe-i uzlet gibi. (Dünyanın en kudretli padişahı olacağına bir köşede yalnızlığın tadını çıkarsan daha mutlu olursun) Kanuni Sultan Süleyman Ortaokul'da iken edebiyat hocası bu gazel'e gönderme yapmış ve üzerinde baya bir muhabbet etmiştik. Zaman geçtikçe insan Kanuni Sultan Süleyman'ın ne demek istediğini daha iyi anlıyor. Gözünü para hırsı bürümüş müteahhitlerin bizleri hapsetmeye çalıştıkları dikey hapishaneleri gördükçe tüylerim diken diken oluyor. Kaçıp uzaklaşmak ve bir köyde sevdiğim kadınla baş başa sessizliği dinleyerek yaşamak istiyorum. Hepinize sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir ömür dilerim.
Reklam
Eczacı '' Benim bir dinim var dedi '' '' Kendi dinim ; hatta onların bütün gülünç , sahte törenlerine , hokkabazlıklarına karşılık , hepsinden çok dindarım ben ! Tanrıya taparım ben ! Bu tanrı ne olursa olsun hiç önemi yok. Yurttaşlık , aile başkanlığı görevlerimizi yerine getirmek için bizi yeryüzüne yerleştiren yüce varlığa , yaradana inanıyorum. Kiliseye gitmeye , gümüş kapları öpmeye , bizden daha iyi beslenen bir yığın maskarayı semirtmeye hiç ihtiyacım yok ! Çünkü Tanrı'ya pekala bir ormanda , bir tarlada ya da eski insanlar gibi yalnız gökkubbeyi hayranlıkla seyrederek ibadet edilebilir. Benim Tanrım Sokrates'in , Franklin'in , Voltaire'nin , Beranger'in Tanrısıdır. ( Son cümle ''Savoie'li Rahibin İnanç Yolu''ndan )
İstanbul fethedildiğinde civardaki hükümdarlardan tebrik için heyetler gelmektedir. Bunlar arasında Kudüs Rum Patriği Atnasyos da vardır. Fatih'in huzuruna çıkan patrik, Peygamber Efendimiz'in parmak basarak imzaladığı emannameyi ve Hazret-i Ömer zamanından kalma kûfî hatla yazılı belgeleri gösterir. Kudüs'teki ibadet mekanlarının eskiden olduğu gibi kalmasını rica eder. Efendimiz'in verdiği hakları aynen tasdik eden Fatih, bir ferman yazar ve ''Her kim hatt-ı humayun'u feshederse Allah'ın lanetine uğrasın!'' kaydını düşer. Bu ferman şu anda Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Kilise Defteri, no:8'de bulunmaktadır.
480 syf.
7/10 puan verdi
Pek çok görüşüne ve ürettiği kahramanların temel duruşuna itiraz etsem de Elif Şafak iyi bir romancı, bunu kabul etmek lazım. Ustam ve Ben, 472 sayfalık, kalınca bir roman. Ancak sürükleyici ve kendini okutan bir roman da aynı zamanda. Kitap, Mimar Sinan dönemine götürüyor bizi. Malumunuz, Mimar Sinan dünyanın en büyük mimari dehalarından
Ustam ve Ben
Ustam ve BenElif Şafak · Doğan Kitap · 201312,2bin okunma
23- Rabbin şunları kat'i ferman buyurdu: O'ndan başkasına ibadet etmeyin! Ana-babaya güzellik edin! Birisi veya ikisi de yanında ihtiyarlık haline ulaşırlarsa, sakın onlara "üff" deme ve onları azarlama! İkisine de güzel söz söyle! 24- Onların üzerine merhametten tevazu kanadını indir ve de ki: "Rabbim! İkisine de merhamet buyur, beni küçükken terbiye ettikleri gibi!"
Sayfa 139 - İsra Sûresi - Okyanus YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
"İbadet etmeyen adam kâinatın ibadetini göremez ve belki de inkâr eder. Kâinatın ibadetini göremediği gibi, lezzet de alamaz."
Benim bir dinim var. Kendi dinim; hatta,onların bütün gülünç, sahte törenlerine, hokkabazlıklarına karşılık, hepsinden daha çok dindarım ben! Tanrı'ya taparım ben. Bu tanrı ne olursa olsun, hiç önemi yok. Yurttaşlık, aile başkanı görevlerimizi yerine getirmek için bizi yeryüzüne yerleştiren yüce varlığa, yaradana inanıyorum. Kiliseye gitmeye, gümüş kapıları öpmeye, bizden daha iyi beslenen bir yığın maskarayı kendi cebimden semirtmeye hiç ihtiyacım yok. Çünkü Tanrı'ya pekala bir ormanda,bir tarlada ya da eski insanlar gibi yalnız gökkubbeyi hayranlıkla seyrederek ibadet edilebilir.
Sevmeden evlenmek, inanmadan ibadet etmek gibi alçakça bir iştir.
İman eden için namaz Allah'ın günün beş ayrı vaktinde kendinden istediği bir ibadet; imanın tadına varan için ise Allah ile buluşma, O'na kavuşma, Rabbi ile dertleşme ve konuşma imkanıdır. Böyle olduğu için de imanı en fazla tadan bir beşer olan Efendimiz (s.a.v) için namaz; gözünün nuru ve aydınlığıdır.
Reklam
(Ahmet Haşim) derki : İstanbul’u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilaların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. “Saat” ten kastımız, zamanı ölçen alet değil, fakat bizzat zamandır. Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre dinden, ırktan ve ananeden hayat alan bir zevkimiz
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.