İbn-i Zerhani
Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz, yazı hariç.
Tıpkı Kara Kara Kitap'ın aralarında bir önem sırası gözetmeden yaratıcılıkla yan yana getirdiği nesneler, fikirler, hikayeler gibi, romandaki epigraflar da gerçek ve hayali, yerel ve evrensel birçok kaynaktan alınmıştır. Şeyh Galip'in Hüsn ü Aşk'ı zaten romana bir aşk ve derin bir anlam serüveni olarak örnek de olmuştur. Dostoyevski ve İbni Zerhani, Proust ve gerçekten yaşamış köşe yazarı R.C. Ulunay'ın bir araya geldiği bu dünya, Kara Kitap'ın keşfedilmeyi bekleyen, kendine özgü taraflarından sadece bir tanesidir.
Reklam
" Burhanlar, üç şey üzerine kurulmuşlardır. Mevzular, matluplar ve ilkeler. Mevzulara gelince, tanımları gizli olsa bile tanım ve mahiyetlerini vermesi gerekir. Nokta ve birlik gibi. Bir öncülü, onun varlığını kabul eder gibi kabul eder. O ilke veya mevzunun aslı ya da müsaderedir. Matluplara gelince, onlar zati arazlardır. Tanımlar gizli olsa bile onların tanımlarını verir. Rasyonel, irrasyonel ve buna benzer olanlarda olduğu gibi. Mevzular için olan varlıklara gelince, burhanî açıklamadaki mertebesine ertelenir. İlkelerin ise, kabul edilmesi ve 'varlık sorusu' açısından vazedilmesi gerekir. "
Kabalcı Yayınları
" Burhanı olmayanın tanımı da yoktur. "
Burhan: kanıt/delil/hüküm
"Küre-i arz bir kafadır ki yüz bin ağzı vardır. Her bir ağzında, yüz bin lisanı vardır. Her lisanında, yüz bin bürhanı var ki her biri çok cihetle Vâcibü'l-vücud, Vâhid-i Ehad, her şeye kadîr, her şeye alîm bir Zât-ı Zülcelâl'in vücub-u vücuduna ve vahdetine ve evsaf-ı kudsiyesine ve esma-i hüsnasına şehadet ederler."
Sayfa 45 - Sebat Yayınları
Şurası muhakkak ki o dönemde Kur'ân'ın ezberlenmesi ve muhafazası için hafıza, yazıdan daha pratik ve güvenilir bir yol olarak kabul ediliyordu. Çünkü tebliğe muhatap olan Arap toplumu ümmî olmakla birlikte, kuvvetli hafızaya sahipti. Bazı rivâyetlerden öğrendiğimize göre Araplar binlerce beyitlik şiirler ezberliyorlar, nesepleriyle ilgili bilgileri hâfızalarında tutuyor ve okuyorlardı²⁰. O dönemde hafızaya çok güvenilmesinden dolayıdır ki İbnu'l-Cezeri (ö. 833/1429) "Kur'ân'ın naklinde itimat, Mushafların yazısına değil, hâfızalarda yer alan metinleredir" demiştir.²¹ 20 es-Sâbûnî, et-Tibyân fî ulûmi'l-Kur'ân, Mekke 1390/1970, s. 46; Doğrul, Ömer Rıza, Kur'an Nedir?, Ankara 1967, s. 43. 21 ez-Zerkânî, Menâhil, I, 242.
Sayfa 116 - M.Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESİ VAKFI YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
60 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.