240 syf.
7/10 puan verdi
İbn Rüşd kitabını üç makale ya da üç bölüm halinde sunmuştur. Birinci bölümde Platon'un 'erdemli kent modelini' ve bu kentin inşası için gerekli gerekli olan koşulları, ikinci bölümde 'erdemli kent'in yöneticisinde bulunması zorunlu olan özellikleri, üçüncü bölümde ise, 'siyaset' (ya da devlet düzeni) türlerini vermiş, bunlar ve bunların yöneticileri hakkında karşılaştırmalar yapmıştır. İbn Rüşd bu eseri ile Platon'dan ayrıldığı en önemli nokta 'insan iradesi'nin önemi insana özgü olan şeylerde doğal determinizmin söz konusu olmayacağı, 'erdemli kenti'in gerçekleşmesinin. Platon'un sunduğu yol başta olmak üzere, birden çok yolunun olabileceği, bu konuda Platon kadar kötümser değil. Bu eser Platonun 'Devlet' adlı eserini şerh(açıklama) niteliği taşımakla beraber İbn Rüşd ideal devlet düzeni hakkındaki Platon ile hemfikir olduğu düşünceleri ve Platondan ayrıldığı, farklı düşündüğü konuları ele almıştır. Kitap'ta kullandığı dile ve üsluba gelince gayet sade ve akıcı bir dili vardır bu yönüyle tüm okur kitlesine hitap eden bir yapısı var..
Siyasete Dair Temel Bilgiler
Siyasete Dair Temel Bilgilerİbn Rüşd · Bordo-Siyah Yayınları · 201866 okunma
1254 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Sadece bir kere okuyarak Risale-i Nur'dan Sözler kitabını eleştirmek ne haddime ? Aşağıdaki konferansı okursanız şayet, Üstad ve Risale-i Nurlar hakkında genel bir bilgi edinmiş olacaksınız. Kendinize bir şans verin. Bu kitap okuduğunuz kitaplar gibi değildir. Okuyarak zaman kaybetmiş olduğunuz tüm kitaplara lanet okutur,
Sözler
SözlerBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 20125,6bin okunma
Reklam
320 syf.
6/10 puan verdi
Güzel bir İsmet Özel kitabı okuyacağımı düşünerek başladım. İlk üç kısım düşündüğüm gibi ilerledi. Hoş konulara değinilmiş. Hegel’den, Kant’tan örneklerle bezenmişti. Özel’de her zaman Dostoyevski’yle Sartre arası bir tavır gördüm bu kısımlar da beni yanıltmadı. 4 ve 5. kısım için ise ne diyebilirim ki ^^ Çok iyi bir şair olmasına rağmen siyaset
Tahrir Vazifeleri
Tahrir Vazifeleriİsmet Özel · Tiyo Yayınları · 20141,218 okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Eser İslamın içine dolaylı yollarla yerleşmiş asılsız fikirlerin nasıl gerçekleştiğini, kimler tarafından, hangi nedenlerle getirilmiş olduğunu anlatıyor . Mezheplerin oluşumu, Fırkalara ayrılma, Kelam, felsefe ve tasavvufun nasıl ortaya çıktığı Şu bir çoğumuzun bildiği İbni Arabi, Hallacı Mansur, Beyazıt Bistami, Celaleddin Rumi, Yunus Emre,İbn Rüşd, İbn Sina gibi filozof ve tasavvufçuların İslama aykırı olan düşünce ve davranışlarndan bahsediliyor. İslamiyetin hızla yayılmasından sonra bozulmaların ardı ardına gelmesi insanların Allahın birliğini kabul etmeleri fakat eski kültürlerinden vazgeçemeyip bunları İslami motiflerle döşemeleri, gerek siyasi gerek bireysel, bilerek ya da bilmeyerek yapılan ve İslamın içine girmiş olan günümüzde hala devam etmekte olan uygulamaların İslamla alakalarının olmaması anlatılıyor. Kitapta anlatılan tüm bu nedenlerden dolayı Müslümanlar belini doğrultamıyor. anlatamıyoruz artık mavi boncuğun faydası olmadığını, ölülerden yardım istemenin şirk olduğunu, muskanın günahını sonradan İslama girmiş olduğunu.. Yunan felsefesinden tutunda tevrattan, incilden, Hint kültüründen, Hristiyanlardan İslama girmiş bir ton uygulama mevcut kitap tüm bunları işlemiş. verimli ve bir hayli emek harcanmış bir eser.. İslam dinine sonradan sızmış bu fikir ve ideolojileri anlamak kavramak umarım tüm Müslümanlara nasip olur. İçine şirk bulaşmamış safiyeti bozulmamış bir yaşantımız olması duası ile
Vahiyden Kültüre
Vahiyden KültüreCelaleddin Vatandaş · Pınar Yayınları · 2011374 okunma
317 syf.
7/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Kitabı internetten görerek okumaya karar verdim. Yazara göre kitabın amacı: "İslami kökeni Freudçu yapıçözüm diline tercüme etmek" tir. Konular, İslam'ın bireyin psikolojik yapısına etkilerinden ziyade, İslamın köken ve kavram açısından incelenmesi şeklinde ele alınmış. Bu inceleme yapılırken de öncelikle İbn Arabi olmak üzere, İbn Rüşd, Curcani hatta Mevlana gibi ilim adamlarından alıntılar yapılmış. Tespitlerin Freudyen bir bakış açısıyla yapılmış olması "baba" figürü ya da "tabu" gibi konuların detaylı bir biçimde ele alınmasını gerektirmiş gibi görünüyor. Günümüzde, Hristiyanlık ve Yahudilikle alakalı pek çok psikanaliz incelemesi olmasına rağmen, İslam'la alakalı yeterli inceleme bulunmuyor. Kitap, bu eksikliğin doldurulmasında pay sahibi olabilir.
İslam'ın Psikanalizi
İslam'ın PsikanaliziFethi Benslama · İletişim Yayıncılık · 200516 okunma
96 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
13. yy'da İslam felsefesi Avrupa'nın heryerinde okunmaya ve kabul görmeye başlamıştı. Hristiyanlar için akaid noktasında tehlikeler baş göstermeye başlayınca Paris Başpiskoposu Etienne Tempier ''1270 Paris Kınamaları'' ve ''1277 Paris Kınamaları" nı kaleme aldı. Aynı konuda felsefi bir itiraz olarak da Romalı Giles eserini yayımladı. Amaç İslam felsefecilerinin görüşlerinin Avrupa halkını etkilemesini önlemekti. Romalı Giles eserinde, Hristiyan düşünce dünyasını dış etkilerden korumak için islam düşünürleri ve eski filozoflardan; Aristoteles, İbn Rüşd, İbn Sina, Gazali, İbn Kindi ve İbn Meymun'a reddiye vermeye çalıştı. Her ne kadar Giles anti tez sunmaya gayret gösterse de Gazali'den oldukça etkilendiği görülmektedir. En temel reddiye noktası ise İslam Felsefecilerinin teslis inancı karşısında ortaya koyduğu akli delillerdir. Giles'in Tanrı'nın cüzlere ayrılması ve parçalanamaz olması konusunda sunduğu anti tezler geçerli ve inandırıcı değildir. Tanrı'nın tek ve bir olması konusunda muhattapları çok daha akılcı ve sağlam kaynaklar sunmuşlardır. Giles'den nice sonraları ortaya çıkan Spinoza ise Giles dahil teslisi savunan felsefecilerin önermelerini yerle yeksan etmiştir. Günümüzde bu açıdan Giles'in önermeleri geçerliliğini koruyamamış, fikirleri takipçi edinecek konuma ulaşamamıştır.
Reklam
236 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.