Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Suudi Arabistan ve vahhabilik
Suudi Arabistan krallığının kökleri İbn i Teymiyyenin Selefi görüşlerini benimseyen Muhammed İbni Vahhab ile yarımadanın güneyinde bulunan Dar'iyya civarındaki kabilelerin şefi olan Muhammed İbni Suud arasındaki anlaşmaya dayanır. Devrenin en büyük müceddidlerinden olan İbni Vahhab 1745'te görüşlerinin yayılması konusunda İbni Suudi ikna etmeyi Başarır İbni sud'un katılımıyla askeri güce kavuşan Vahabilik yarımadada da hızla yayılır.
Sayfa 137 - Yeni Şafak
İster cemaat önderi, ister sıradan bir inanan olsun, her Vehhâbî kendisini müminlerin, özellikle de Riyad emirinin vicdanının muhafızı olarak kabul ederdi. Bu nedenle insanlar İbn Suud'u kontrol ediyor ve eleştiriyorlardı. Geleneklere aykırı bir davranışını gördükleri anda tüm ülkeyi ona karşı ayaklandırmaktan çekinmezlerdi.
Sayfa 82
Reklam
İbn Suud sadece ganimet toplamak ya da zafer sarhoşluğu yaşamak için yola çıkmamıştı. O basit bir haydut değildi. Bedevilerin onun için fazla bir anlamı yoktu. Asıl hedefi kendi insanlarını, yani Necd kabilelerini ve Riyad'ı ayaklandırmaktı.
Sayfa 44
İbn Suud hızlı ve kolay bir şekilde öğreniyordu. Akıllı ve kurnazdı, yaşının üzerinde bir kavrayışa sahipti. Genelde iyi huylu ve güleryüzlü olmakla birlikte ara sıra suskun ve depresif bir ruh hâline bürünüyordu, bazen de öfke patlamaları yaşıyordu. Yaşıtlarıyla beraberken sık sık kendisiyle övünüyor, onlara Riyad ve Necd'in gelecekteki hükümdarı olduğundan bahsediyordu. Reşid'i nasıl kovacağından, Büyük Suudi Arabistan Krallığı'nın tamamına hâkim olana kadar tüm kabilelere nasıl baskı yapacağından bahsediyordu. Arkadaşları onunla dalga geçip gülüyor, ayağı sakatlanan deveyle yaptığı ilk denemesini hatırlatıyorlardı. Arkadaşlarının alayları onu kızdırıyor ancak kendine olan inancını sarsamıyordu.
Sayfa 37
1924`de boşalan hilafet makamı, hiçbir zaman Vehhabi imamın ilgi odağı olmadı. Bu makam için dünya müslümanlarının genel kabulünü alamayacağı öngörüsü, hilafet makamı için onay veren esas gücün İngiltere olduğunu idrak etmesi veya Wahba'nın tespit ettiği gibi, parçalanmış bir islam alemi üzerindeki bir halifenin fonksiyoner olamayacağı gerçeği, İbn Suud'u böyle bir siyasi tutumu almaya itmiş olabilir. Şerif Hüseyin sonrasındaki dönemde hilafetin yeniden inşası adına değişik İslami çevrelerce yapılan uluslararası çağrılara Ibn Suud'un sürekli suskun kalışı bu politikanın bir sonucudur.
Sayfa 139Kitabı okudu
200 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Suni Kahraman Philipi
Lawrence ve Çöl Kraliçesi Getrude Bell gibi efsaneleştirilmiş ve hakkında bir sürü komplo teorisi bulunan figürlerin arasında olmasına rağmen biraz daha geri planda kalmış bir aktör Philby... Kendi halkı olan İngilizler tarafından hain, yanına sığınmış olduğu Araplar tarafından da ajan olarak nitelendirilen Philby'i kimdi? Suudi Arabistan
Arabistanlı Philby
Arabistanlı PhilbyLeyli Sedef Kalaycı · Ketebe · 202022 okunma
Reklam
İbn Suud
Sonraki yıllarda yasaklanarak yayın yapmasına müsaade edilmeyen radyoların Mısır ve diğer yerlerdeki imanların Kur'an yayınlarının duyulup dinlenmesi ve peygamberin mesajlarını taşıması gibi olanaklar sunacağı argümanlarıyla tepkilerin yumuşatılıp radyonun yeniden yayına başlaması kabulü sağlandı...
Sayfa 167Kitabı okudu
İbn Suud'un, Hicaz'a saldırma kararı vermesindeki en büyük etken TBMM'nin 3 Mart 1924'te halifeti ortadan kaldırdığını beyan ettiğinin hemen akabinde Şerif'in halifeliğini ilan etmesiydi...
Sayfa 153Kitabı okudu
Nasıl bir vebaline girmiş İbn Suud...
Wilson: İbni Suud, Reşidileri yok etmeseydi, İngilizler aktif müzakerelerde bulunan Şerif ailesinin Hicaz'ın karanlığından ve Türklerin silahları arasından ortaya çıkışının mümkün olmadığını, Filistin'in Türk toprakları şeklinde devam ederek siyonizmin bir rüya olarak kalacağını belirtmiştir...
Sayfa 137Kitabı okudu
İbn Suud:
Hristiyanların İshak peygamberden, Arapların da ishak'ın kardeşi İsmail peygamber evladından oldukları için kendilerini kuzen saydığını söyleyip Türklerin, Tatar kökenli evladı iblisten olduğunu ifade eder...
Sayfa 127Kitabı okudu
Reklam
Vehhabilik
Vehhâbilik, Harran'da 1263 yılında doğmuş bulunan İbn-i Teymiye'nin fikirlerini esas ittihaz eden Muhammed b. Abdülvehhab (1703-1787) tarafından başlatılmış olan bir yarı dinî, yarı siyasî harekettir. "Yarı dinî, yarı siyasí" dememizin sebebi, Suud Ailesi'nin Vehhâbîliği benimseyerek onu Osmanlı'dan kopmak için fikrî bir bahâne olarak kullanmış bulunmasıdır. Bazılar Vehhabîliği bir mezhep kabul ettiği hâlde, biz "hareket" diyoruz. Çünkü Vehhabîlik'te ictihad gerektiren her meseleye dâir bir görüş mevcut değildir. Onlar daha ziyâde "bid'at karşıtı" olarak bilinirler. Hâlbuki bid'atler "bid'at-ı hasene" ve "bid'at-ı kabîha" olarak ikiye ayrılır. Bidat-ı hasenenin, (minâre ve tespih gibi) sünnetin mazmûnunda mevcud olduğu kabul edilir. Suud Devleti'nin kurucusu Abdülvehhab'ın eniştesi idi. Suud Ailesi, Abdülvehhab gibi Arabistan'ın Necid Bölgesi'nde yaşıyordu. Burası ulaşımı güç, göz önünde olmayan bedevîlerle meskûn bir yerdi.
Vahhabiliğin hamurunda Osmanlı nefreti vardır. (...) Bu doğrultuda Abdülvahhab, Necd'de dönemin güçlü siyasi lideri İbn-i Suud'la ittifak içine girmiştir. İbn-i Suud ve takipçileri, onun öğretisini kendi güçlerini Arap topraklarında Osmanlı aleyhine genişletmek için kullandı. Hareket, baştan itibaren Osmanlı İslam'ına, onun farklı kültürel gelenekleri bireşime sokan yapısına şiddetle saldırdı. Bu çerçevede hedef olarak tasavvuf ve tarikatlar seçilmiştir. Bunlar Osmanlı'da İslam'ı halk katında temsil edip hayata geçiren unsurlar, sarayla toplum arasında köprü olan kurumlardı.
Gel de şu olaylardan sonra Suudileri sev. Mümkün mü?
Şamil (...) Cennetü'l-baki'ye defnedildi. Mezarı müminlerin ziyaretgahı haline geldi. Günümüzde o mezarın yerinde yeller esiyor; çünkü İbn Suud'un taraftarları, buradaki görkemli mezarları yerle bir etti. Fakat Gimri, Ahulgo, Büyük Avut ve Gunib'in harabeleri, hala Kafkasya'yı taçlandırıyor. Şamil'in abidesi, dağlardır...
608 syf.
·
Puan vermedi
Geniş Özet
Tanrı'yı ve dinleri akademik bir çevrede konuşmak ne kadar mümkün ve doğrudur, bilemiyorum. Bilim bazı inanç temelleri üzerinde yükselmiş ve bunlar yıllar içinde birbirine öylesine kenetlenmiştir ki artık bunun dışında söylenen bir şey'in imkanına dair düşünmemek gerektiğine dair bir algı vardır.  Armstrong'un bir kaç eserini daha
Tanrı'nın Tarihi
Tanrı'nın TarihiKaren Armstrong · Pegasus Yayınları · 20171,632 okunma
199 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.