“Belki de şahsiyet dediğimiz şey bu, yani hafızanın ambarındaki maskelerin zenginliği ve tesadüfü, onların birbiriyle yaptığı terkiplerin bizi benimsemesidir.” Alıntı: Ahmet Hamdi Tanpınar. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”. iBooks.
“Aziz dostum, siz şifa kabul etmez bir gayrimemnunsunuz… Bu işlerde bilmek ikinci derecede kalır. Yapmak vardır, sadece yapmak!.. Sonra kendi kendine konuşur gibi ilâve etti: - Bilgi bizi geciktirir. Zaten ne sonu, ne de gayesi vardır. Mesele yapmak ve yaratmaktadır. Bilselerdi, bilselerdi… Fakat bilselerdi bunu yapamazlardı. Bu heyecana, bu icada, bu kendiliğinden bulmağa erişemezlerdi. Bilgileri buna mâni olurdu. Kızınız bu geceyi yarattı. Ne ile? Yaratma kabiliyetiyle… Çünkü yaratmak, yaşamanın ta kendisidir. Biz yaşayan, yaşamayı tercih eden insanlarız. ” Alıntı: Ahmet Hamdi Tanpınar. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”. iBooks.
Reklam
“Hayatta uğradığımız bütün güçlükler az çok kafamıza gelen ilk fikirden bir türlü silkinip çıkamayışımız yüzünden değil midir?” Alıntı: Ahmet Hamdi Tanpınar. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”. iBooks.
“İş insanı temizliyor, güzelleştiriyor, kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve mânâsız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu. İnsan kaderinin ve tarihin büyük sırrı burada idi.” Alıntı: Ahmet Hamdi Tanpınar. “Saatleri Ayarlama Enstitüsü”. iBooks.
ALTIN ÇOCUK MEZBAHADA
“O sıralar şans yine benden yana değildi ve sinirlerim aşırı şarap içmekten fena halde yıpranmıştı; gözlerim çılgınlaşmış, güçsüz düşmüştüm; bana genellikle soluklanma olanağı sağlayan sevkiyat memurluğu, depo sorumlusu gibi bir iş ayarlayamayacak kadar bunalımdaydım, bu yüzden et paketleme fabrikasına gidip büroya girdim.” Alıntı: Charles Bukowski. “Kasabanın En Güzel Kızı”. iBooks.
“Gemilerin omurgalarında imdat arar gibi bir hal vardı, gemiler bir bıçak darbesinden en yumuşak yerini, karnını saklamak isteyen insanlara benziyorlardı. Denizaltılar birken üç oldular, derken, altı, yedi, sekiz Gazgemileri düşmana ateş açarak insanlarını ve yüklerini suya döküp saçarak batmaya başladılar. Mazot, gaz, benzin, tutuştu yüzü denizin.” Alıntı: Nâzım Hikmet. “Memleketimden İnsan Manzaraları”. iBooks.
Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.