Alevi-Bektaşi inançlarından ve Pir Sultan’a duyulan sevgiden dolayı pek çok şair aynı adı kullanmıştır. İbrahim Aslanoğlu bugüne kadar edebiyatımızda altı Pir Sultan’ın var olduğunu tespit etmiştir:
1. Banazlı şairin tapsırması ‘Pir Sultan’dır. 2. Merzifon veya Çorum yöresinden olduğunu tahmin ettiğim şairinki ‘Pir Sultan’ım Haydar’,
3. Artova’nın Daduk köyünden olup Pir Muhammed’in ‘babam’ dediği ‘Abdal Pir Sultan’,
4. Aruz ölçüsüyle yazılmış deyişlerin sahibi ‘Pir Sultan Abdal’,
5. Pir Sultan’dan sonra yaşayıp onun asılmasına dair deyişler söyleyen ‘Pir Sultan Abdal’,
6. Bir de asıl adının Halil İbrahim olduğunu belirten ‘Pir Sultan Abdal’.
Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün
Dünya kadar malın olsa ne fayda
Söyleyen dillerin söylemez olur
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda
Bir gün seni götürürler evinden
Hakkın kelamını kesme dilinden
Kurtulmazsın Azrailin elinden
Türlü türlü yolun olsa ne fayda
Sen söylersin söz içinde sözün var
Çalarsın çırparsın oğlun kızın var
Şu dünyada üç beş arşın bezin var
Tüm bedesten senin olsa ne fayda
Kul Himmet Üstadım gelse otursa
Hakkın kelâmını bile getirse
Dünya benim deyip zapta geçirse
Karun kadar malın olsa ne fayda.
...
Gafil gezme şaşkın, bir gün ölürsün.
Dünya kadar malın olsa ne fayda?
Söyleyen dillerin söylemez olur.
Bülbül gibi dilin olsa ne fayda?
Sen söylersin söz içinde sözün var.
Çalarsın çırparsın oğlun kızın var.
Şu dünyada üç beş arşın bezin var.
Tüm bedesten senin olsa ne fayda?
Kul Himmet üstadım gelse otursa,
Hakkın kelamını dile getirse,
Dünya benim deyi zapta geçirse,
Karun kadar malın olsa ne fayda?
...yavuz selim ile şah ismail'in savaşımlarından sonra, önemli bir türkmen ve alevi merkezi olan sivas bölgesinde olaylar artmış ve osmanlı hükümeti bu bölgede bazı önlemler alma yoluna gitmiştir. ibrahim aslanoğlu'nun yayınladığı bazı belgeler bunu göstermektedir. bunlardan biri olan 22 kasım 1577 tarihli belgede bozok (yozgat) beyine şu buyruk verilmiştir:
''kızılbaşlıkla müttehem olan kimselerin defterleri sureti gönderildiği ve şer'ile teftiş olunup sâbit olursa idam edilmeleri, şer'ile sâbit olmayıp lâkin müttehem olduklarına kaanat gelirse kıbrıs'a sürülmeleri hakkında...''....
...
(müttehem: şüphe duyulursa, şüphelenilirse anlamında
sâbit: kanıtlanmak, gerçek olduğu anlaşılmak anlamında)
Sayfa 19 - bilgi yayınevi haziran 1989 birinci basımdanKitabı okudu
Dün Gece Seyrim İçinde
Ben dedem Ali'yi gördüm
Eğildim niyaz eyledim
Düldül'ün nalını gördüm
Kanber'i durur sağında
Salınır cennet bağında
Musa ile Tur dağı'nda
Ben dedem Ali'yi gördüm
Üç çerağ yanar şişede
Arslanlar gizli meşede
Yedi iklim dört köşede
Ben dedem Ali'yi gördüm
Yüce dağlar boran coşkun
Kul Himmet aşkına düşkün
Cümle meleklerden üstün
Ben dedem Ali'yi gördüm...
Bu gün bize Pir geldi gülleri taze geldi
Önü sıra Kamberi Aliyyel Mürtaza geldi
Eyvallah Şahım Eyvallah Hak La İlahe İllallah
Eyvallah Pirim Eyvallah adı güzeldir güzel şah
Ali bizim şahımız Kabe Kıblegahımız
Miraçdaki Muhammed o Bizim Padişahımız
Eyvallah Şahım Eyvallah Hak La İlahe İllallah
Eyvallah Pirim Eyvallah adı güzeldir güzel