İbrahim b. Edhem (k.s) Belh şehrinin padişahıydı. Bir gece sarayında yatağına uzanmış dinleniyordu. Bu dünyadaki saltanatın ahirette de devam etmesini arzuluyor, bu şekilde cennette olmayı düşünüyordu. Tam o sırada sarayının damında bir takım ses ve gürültüler duydu. Sanki birileri damda gezmekteydi. İbrahim b. Edhem kızdı ve pencereden yukarıya doğru, "Kim var orada? Sarayın damında ne işiniz var?" diye seslendi. Daha önce hiçbir yerde görülmemiş nur yüzlü insanlar damdan başını uzatarak: -Yitiğimizi arıyoruz, dediler. İbrahim b. Edhem: -Neyinizi kaybettiniz? -Develerimizi kaybettik, dediler. Bu cevaba şaşıran İbrahim b. Edhem hayretle, "Hiç sarayın damı üstünde deve aranır mı? Bu ne tuhaf bir iştir!" dedi. Damda gezenler: -Asıl tuhaflık bizde değil sende. Damda deve aramak tuhaftır; ama senin böyle yattığın yerde cenneti araman daha tuhaftır. Efendi, yatarak cennet aranır mı? Bu hadiseden sonra İbrahim b. Edhem sarayı ve saltanatı terk etti. Dervişliği seçti. Velilerin sohbet terbiyesine girdi. Mâna âleminin sultanlarından oldu.
Sayfa 248
“Kemale erenler, ancak midelerine gireni kontrol etmekle kemale erdiler.” İbrahim b. Edhem (k.s)
Reklam
Sevgilinin kızdığı şeyleri sevmek, sevginin alâmeti değildir. Mevlâmız c.c dünyayı yerdi, bizler ise methettik. O buğzetti, biz ise sevdik. [ İbrahim b. Edhem k.s ]
Sevgilinin kızdığı şeyleri sevmek, sevginin alâmeti değildir. Mevlâmız c.c dünyayı yerdi, bizler ise methettik. O buğzetti, biz ise sevdik. [ İbrahim b. Edhem k.s ]
89 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.