Çok güzel
Bir gün Şakik-i Belhi ile İbrâhim bin Edhem arasında şu muhavere cereyan etmiş. Şakik-i Belhi: «Maişet tarzınız nasıldır?» İbrâhim bin Edhem: Bulur isek şükrederiz, bulmaz isek sabrederiz.» Şakik-i Belhi: «Horasan'ın köpekleri de böyle yaparlar.» İbrâhim bin Edhem: «Ya siz nasıl yaparsınız?» Şakik-i Belhi: «Bulur isek dağıtırız, bulmaz isek şükrederiz.» Bunun üzerine İbrâhim bin Edhem, Şakik-i Belhi'yi başından öperek: «Üstatsın!» demiştir.
Sayfa 515 - Milli Eğitim Yayınları 1952 BaskısıKitabı okuyor
Sultan Birinci Mustafa Han'ın dervişane bir şahsiyeti vardı.
Çokça sadaka dağıtırdı. Sultan Mustafa Han'ın saltanatı istemediği birçok kaynak yazmaktadır. Sultan Mustafa Osmanlı padişahlarının İkinci defa saltanata gelen üç padişahtan sonuncusudur. Sultan Mustafa Han kadınlardan pek hoşlanmazdi. Bu sebeple hiç evlenmedi. Bazı tarihlerde "Padişah-ı Edhem- meşreb" olarak anlatılır.. Yani bazı kaynaklar onu İbrahim bin Edhem hazretlerinin saltanattan feragat ederek dervişliği seçmesine benzetirler. Hatta yeğeni Osman'a "Osman'a gel, beni bu yükten kurtar" dediği rivayet edilir.
Sayfa 412
Reklam
Müslümanlar XI. asırda Hindistan'ı fethetmeden evvel Buda'nın öğretileri Doğu İran ve Maveraünnehir'de önemli ölçüde etkiliydi. Eski Baktriya krallığının başkenti olan ve çok sayıda tasavvuf ehline ev sahipliği yapmasıyla bilinen Belh şehrinde Budist manastırlarının yaygın olduğunu biliyoruz. Profesör Goldziher, şu önemli hususa dikkat çekmiştir; Sufi zâhid İbrahim bin Edhem, İslâm menkıbelerinde tahtını terk ederek yollara düşen bir derviş olan Belh emiri olarak nakledilmektedir: Bu menkıbeler, Buda'nın hayat hikayesinin tekrarıdır. Sufiler tespih kullanmayı Budist keşişlerden öğrenmiştir ve ayrıntıya girmeden rahatça iddia edebiliriz ki tasavvuf usûlü; nefis tezkiyesi, çile tefekkürü ve fikri inziva bağlamında Budizm'e çok şey borçludur. Fakat bu iki sistemin ortak yanları, yalnızca aralarındaki temel farkı açıkça ortaya koymaktadır. Özde, ikisi arasında dağlar kadar fark vardır. Budistler kendi nefislerini kendileri ıslah ederken, Sufiler bunu sadece Allah'ı bilme ve sevme yoluyla yapar.
Sayfa 18 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Yine bir defasında tavsiye için gelen birisine, İbrahim b. Edhem: Bağladıklarını aç, açtıklarını bağla “ dedi. Adam: “Biraz daha açar mısınız? Dediğinizi anlamadım.” dedi. Bunun üzerine İbrahim b. Edhem: “Bağlı olan kesenin ağzını aç ve cömert ol. Açık olan dilini de bağla.” dedi
#okumaköşesi nde bitenlerde bugün; İlahi Aşkın Kölesi İbrahim Bin Edhem 🤎 "İbrahim Bin Edhem hazretlerine şöyle sordular: "Allah C.C. ayette; ' Bana dua edin, duanıza cevap vereyim,' buyurmuştur. - Bizler de dua ediyoruz ama duamız kabul olunmuyor. Acaba sebebi nedir? İbrahim b. Edhem bu soruya şöyle cevap verdi: - Allah'ı tanıyorsunuz fakat itaat etmiyorsunuz. Hz. Muhammed'i (sav) biliyorsunuz fakat sünnetine tabi olmuyorsunuz. Kur'an okuyorsunuz fakat onunla amel etmiyorsunuz. Nimetleri yiyorsunuz fakat şükretmiyorsunuz. Cennetin itaatkarlar için donatıldığını biliyorsunuz fakat ona gönülden talip olmuyorsunuz. Cehennemin asiler için kurulduğunu biliyorsunuz fakat ondan kaçıp korunmuyorsunuz. Şeytanın size açıktan düşman olduğunu biliyorsunuz,fakat onun dostluğundan çıkamıyorsunuz. Ölümü biliyorsunuz fakat hayırlar yapmıyorsunuz. Ölüleri toprağa gömüyorsunuz fakat ölümden ibret almıyorsunuz. Anna-babanızı ve çocuklarınızı kendi ellerinizle toprağa veriyorsunuz ama bundan da ibret almıyorsunuz. Kendi kusurlarınızı bırakıp başkalarının kusurları ile uğraşıyorsunuz. Bu halinizle duanız nasıl kabul edilsin? dedi. " Gaflette olan gönüllere gözlere bir tutam derman mahiyetinde bir eser. Tavsiyemizdir 🥺🍁
bir sâkîden içdik şarâb arşdan yüce meyhânesi ol sâkînin mestleriyiz cânlar anın peymânesi ol meclisin âşıkları ibrâhîm edhem'dir biri belh şehri gibi bin ola her kûşede vîrânesi bizim meclis mestlerinin demleri “ene'l-Hakk”olur bin hallâc-ı mansûr gibi en kemîne dîvânesi yûnus emre (k.s)
Reklam
İbrahim bin Edhem buyurdu: "Hiç yanılmayacak kadar güzel konuşmalar yapıyoruz; fakat iş amele gelince, hep yanılıyor ve kat'iyyen doğru hareket etmiyoruz:"
Dualar Neden Kabul Edil miyor?
Çaresiz kaldığımızda sığındığımız tektir, o Allahtır. Allahtan dualar aracılığı ile yardım isteriz! Fakat herkesin duası kabul olmaz. bu konuda sizlerden gelen bir çok soru var, bunlardan bazıları; kimlerin duası kabul olmaz? Dualar Neden Kabul Olmaz? Allah Teâlâ’dan dualarımızı kabul etmesini istiyorsak önce onun bizden istediklerini yerine
İbrahim bin Edhem (rah.) anlattı: Beytü’l-Makdis’e (Kudüs’e) gitmek üzere yola çıkmıştım. Evliyâdan olduğunu anladığım yedi zâta tesadüf ettim. Onlara, “Bana bazı nasihatlerde bulunun, umulur ki onlardan istifade ederim.” dedim. “Allâhü Teâlâ’dan başkasından bir şey umma! Allâhü Teâlâ’dan başkasından da korkma!” dediler. Ben, “Allah, size rahmetiyle muamele eylesin, nasihatinizi artırın.” dedim. “Sevdiğin kimseleri, sırf Allah için sev. Buğzettiklerine de sırf Allah rızâsı için buğzet.” dediler. “Allah, size rahmetiyle muamele eylesin, nasihatinizi artırın.” dedim. “Yalnız iken gözyaşları içinde devamlı Cenâb-ı Hakk’a dua, tazarru ve ilticâ ile meşgul ol. Her nerede bulunursan bulun, tevâzu içinde ol. Müslümanlara dâima merhametli davran, onlardan, hayırlı nasihatlerini eksik etme!” “Allah, size rahmetiyle muamele eylesin, nasihatinizi artırın.” dedim. “Allâh’ım, bizi, senin zikrinden alıkoyan şu zâttan kurtar, bunca nasihat, hâlâ ona kâfi gelmiyor!” diye ilticâ ettiler. Sonra bir anda gözden kayboldular, nereye gittiler bilemedim. Ancak nasihatlerinden çok istifade ettim.
FAYDALI NASİHATLER
İbrahim bin Edhem (rah.) anlattı: Beytü’l-Makdis’e (Kudüs’e) gitmek üzere yola çıkmıştım. Evliyâdan olduğunu anladığım yedi zâta tesadüf ettim. Onlara, “Bana bazı nasihatlerde bulunun, umulur ki onlardan istifade ederim.” dedim. “Allâhü Teâlâ’dan başkasından bir şey umma! Allâhü Teâlâ’dan başkasından da korkma!” dediler. Ben, “Allah, size rahmetiyle muamele eylesin, nasihatinizi artırın.” dedim. “Sevdiğin kimseleri, sırf Allah için sev. Buğzettiklerine de sırf Allah rızâsı için buğzet.” dediler. “Allah, size rahmetiyle muamele eylesin, nasihatinizi artırın.” dedim. “Yalnız iken gözyaşları içinde devamlı Cenâb-ı Hakk’a dua, tazarru ve ilticâ ile meşgul ol. Her nerede bulunursan bulun, tevâzu içinde ol. Müslümanlara dâima merhametli davran, onlardan, hayırlı nasihatlerini eksik etme!” “Allah, size rahmetiyle muamele eylesin, nasihatinizi artırın.” dedim. “Allâh’ım, bizi, senin zikrinden alıkoyan şu zâttan kurtar, bunca nasihat, hâlâ ona kâfi gelmiyor!” diye ilticâ ettiler. Sonra bir anda gözden kayboldular, nereye gittiler bilemedim. Ancak nasihatlerinden çok istifade ettim.
Reklam
"İbrahim bin Edhem şöyle demiştir: ' Lübnan dağlarında bir çok abidlerle konuştum. Bana şöyle tavsiye ederlerdi; İnsanlar arasına döndüğünde şu dört hasletle onlara nasihat ederek de ki: 1) Çok yiyen kimse ibadetin zevkini alamaz. 2) Çok uyuyan kimse ömründe bereket bulamaz. 3)Halkın rızasını talep eden kimse Allah'ın (c.c.) rızasunı bekleyemez. 4)Fuzuli konuşan ve gıybet eden kimse, Müslüman olarak dünyadan çıkamaz."
Sayfa 162Kitabı okudu
ÇALIŞMANIN FAZİLETİ VE SEVABI
Bil ki, kişi kendini ve çoluk çocuğunu kimseye muhtaç etmemek için kifayet miktarı helâl mal kazanmak, din yolunda yapılan cihaddan sayılır ve ibâdetlerin çoğundan faziletlidir. Bir gün Peygamberimiz Ashab ile oturuyorlardı. Pazar ehlinden (esnaftan) bir baba yiğit sabah erkenden Peygamberin yanından geçerek dükkânına gitti. Ashab: "Yazık, bu
"Her kim şu üç yerde manevi huzuru bulamıyorsa, onun yüzüne kapılar kapanmış demektir. Birincisi, Kur'an okurken. İkincisi, zikir yaparken. Üçüncüsü namaz kılarken.
437 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.