Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu İbrahim Paşa, devamlı iyi görünür, buna gayret eder, gerçekte yapmacık, hilekâr ve sinsi bir şahsiyettir.
Damat ibrahim Paşa Sarayı, şimdi müze olarak kullanılıyor." "Kanuni'nin bu bahtsız vezirinin bu meydana üç heykel dikmiş olduğunu da biliyor muydunuz?" "Hayır," dedim şaşırdığımı gizlemeden, "bildiğim kadarıyla İslam'da heykel yasaktır." "Evet, ama İbrahim Paşa kendi gücüne o kadar inanmıştı ki buraya üç uzun sütun üzerine tunçtan yapılmış Diana, Herkül ve Apollon heykelleri diktirmişti, Hatta İstanbul'un hamile kadınları Diana heykeline gelir, çocuklarının onun gibi güzel ve sağlıklı olması için adak adarlardı." "Sonra ne oldu bu heykeller?" Padişah Süleyman, İbrahim Paşa'yı boğdurdukan sonra halk heykelleri yıktı ve parçaladı. İbrahim paşanın putperest olduğu iddia edildi.
Reklam
Şerê Îbrahîm Paşa û Azadîxwazan
Çawa azadîxwazên tirk zor dane Abdilhemîdxan, padîşahê kevneperest han û hawara xwe bire çend paşayên Kurdistanê. Îbrahîm Paşa, Seyfidîn Paşa, Mistefa Paşa, Kor Huseyn Paşa tenê ji tevan bêtir baweriya wî bi kurê wî Îbrahîm Paşa dihat û paşa xwest, ko di pingava sipî ve herî Asitanê û padîşahê Îslamê ji tengasiyê xelaskî, lê negiha daxwaza xwe û hêj li Şam bû azadîxwazan Abdilhemîdxan girtin û xistin zindanê, hindik mabû, ko Îbrahîm Paşa, li Şam bigrin, lê Abdirehman Paşa yê Kurd , paşa bire mala xwe û şîvek dayê û çîrok jêre got û paşa leşkerê xwe ji nav bajêr derxist û çûne derê bajêr û bişev ji Dimişqê bazdan û berê xwe dane welatê Cizîrê, li rê çi gund û bajarên, ko ketin riya wan talankirin û leşkerê tirk ji Heleb, Reqa, Mardîn, Mûsil derketin u hatin pêrgî paşê Mila û şer hawîr destpêkir û paşa bi siwarî bi leşkerê xwe vedi ava çemê Ferat derbas bûn û yek siwar tenê di avê de mir û ên mayîn bi lingê hespa xwe gihandin Wêranşarê, paytexta Milan, lê hew ji lewra naçare koçemal berê xwe dane Çiyayê Şengalê Sencar .
Sayfa 90
İbrahim Paşa'nın Ferhat Paşa'ya karşı kalbi temiz değildi. Hiç kuşku yok ki o, hileci ve içten pazarlıklı bir adamdı. Kendisini saf ve bir şeyden haberi yokmuş gibi gösterir, görenler de 'ne kadar bön ve aptal adamdır derlerdi. Kimi kez o kadar anlayışlı ve cin fikir- li bir adam görünürdü ki, onu görenler 'yoksa bizim bildiğimiz İbrahim Paşa bu değil midir? derlerdi.(...)
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
Yolda bulduğu cüzdanın sahibini aramak, bunun için elinden geleni yapmak, ahlak sahibi olmanın alamet-i farikası olarak görülürken, kendimizi içinde bulduğumuz bedenin sahibini aramak çabası, gereksiz mistik bir uğraşı olarak görülür. — İbrahim Paşalı Derisindeki nakış ve desenler yılana süs vermediği gibi, kötü karakterli insanların üzerlerindeki süsler de onlara bir güzellik katmaz. — Koca Ragıb Paşa
Reklam
Sultan Murad Hüdavendigar
SULTAN MURAD HÜDAVENDİGAR Balkanlar Fâtihi Orhan Gazi zaferlerle dolu ömrünü ikmal edip beka âlemine göçünce, fetih sancağını oğlu Murad Hüdâvendigâr devir almıştı. Sultan Murad, atasından devraldığı mirasa layık olduğunu göstermiş, Anadolu ve Balkanlardaki fetihleriyle Osmanlı Devletini muhteşem bir imparatorluk haline getirmiştir. 27 yıllık
480 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Alexander Dumas'ın "Siyah Lale" kitabını okuyup, bu çiçeklere olan hayranlığım bir üst safhaya çıkınca eşim bana bu konuda asıl okumam gereken kitabın "Katre-i Matem" olduğunu söyledi. Ben de uzun zamandır okumak istediğim İskender Pala'nın bu romanını okumaya karar verdim. Gördüm ki lale bir sanat, aşk hatta bir
Katre-i Matem
Katre-i Matemİskender Pala · Kapı Yayınları · 202222,1bin okunma
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 günde okudu
Asil ve aziz Ruhu Şad Olsun.. (Spoiler İçerir!)
Eskiden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olarak görev yapan, 2023 genel seçimleri sonrasında yapılan kabine değişikliğiyle beraber Milli İstihbarat Teşkilatı'nın başına getirilen İbrahim Kalın'ın, okunmasını en çok tavsiye ettiği kitapların başında geliyordu "Buhranlarımız" kitabı. Ben de onun tavsiyesi üzerine almıştım. İyi ki de
Buhranlarımız ve Son Eserleri
Buhranlarımız ve Son EserleriSaid Halim Paşa · İz Yayıncılık · 2020434 okunma
İLK TÜRKÇÜLERİN GENEL ÖZELLİKLERİ
Yukarıda belirttiğimiz olaylarla ileri sürdüğümüz görüşleri özetlersek, gelecek konular tesbit edilmiş olur: Dil sahasında Türkçülük fikrinin ilk şuurlu izleri İbrahim Şinasi Efendi'nin eserlerinde görünür. Şinasi'nin Türkçülük fikri, dilin edebiyat şubesinde Ziya Paşa, lûgat şubesinde Ahmed Vefik Paşa, filolocya tedkiklerinde Mustafa Celâleddin Paşa taraflarından işlenir. Ahmed Vefik Paşa'da «Bütün Türklük -Panturquisme-» temayülünün bazı izleri görülmektedir; Celaleddin Paşa'da ise Türk filolocyasından başka, Türk «yalnız Osmanlı Türk'ü değil, umum Türk» etnolocya ve tarihi ile de uğraşır. Osmanlı ülkesinde ilk defa Batı kaynaklarından alınarak Türk tarihine, Türk etnolocyasına dair yazılan eser, Celaleddin Paşa'nın «Eski ve Yeni Türkler» adlı filolocya, etnolocya, tarih ve siyasetten bahseden kitabıdır; ilmî özellikleri tamamen taşımıyan bu eser, Türk ruhiyle Türk menfaatlerini savunmak amaciyle yazılmış olmakla beraber, Fransızcadır.
Reklam
Elçiliğimizi ziyaretlerinden birinde Mustafa Kemal beni ve Abilov'u (Azerbaycan Sefiri İbrahim Abilov, 1881-1923) ellerimizden tutarak konuşmak istediğini söyledi. "Aziz dostlar, yoldaşlar, cephedeki durum çok gergin... Taşıtımız, atımız, eşeğimiz yok. Biricik taşıtımız devedir. Develer bizde savaş kahramanıdır. Oysaki mermi götürmek zorundayız. Bize nakliye aracı ve at yardımında bulunmanızı rica ederim. Rusya'nın da güç durumda olduğunu biliyorum; Rusya da zengin değil, ama rica ediyorum, yardımcı olunuz. Top, tüfek, mermi ve para yardımından ötürü hükümetinize ve Lenin'e teşekkür ederim."
Sayfa 74 - AralovKitabı okuyor
Zavallılar.
Semiha Ayverdi ise İbrahim Efendi Konağı'nda Fatih Camii ve civarından bahsederken, Fevzi Paşa güzergahında kayısı bahçeleri olduğunu kaydeder. Peyami Safa'nın Fatih Harbiye'si, Doğu-Batı çatışması üzerine kurulmuş bir romandır. Muhafazakar Doğu'yu temsil eden Fatih, alafranga Batı'yı temsil eden Harbiye'dir. Fatih'te konak veya evler vardır. Harbiye'de ise apartman. Sokağa karşı cadde, kahvehanenin mukabilinde pastane, kedi beslemek yerine köpek yetiştirmek, hacı kokusu yerine parfüm, esas çatışma motifi olarak da Doğu ve Batı müziği. Zıtlıkların ilkleri için mekan Fatih'tir, ikincileri için Harbiye'dir. Tramvay ise roman içinde yer yer bu iki semt arasında ilişkiyi, gidiş-gelişleri kuran bir motiftir.
Sayfa 248 - on üçüncü bölüm: süleyman faruk göncüoğlu, şehir ve semt tarihi metodolojisi
“Enver Bey (Paşa) ve İbrahim Bey emrindeki süvâri tugayı, müfrezenin başında Enver Bey olduğu halde, bir baskın hareketiyle Edirne’ye girdi. Böylece şehir harap olmadan, 23 Temmuz 1913’te Bulgarların elinden kurtarıldı.”
Sayfa 32 - Türk Tarih Kurumu YayınlarıKitabı okudu
Bu zarif dikilitaş ve arkadaki Sultanahmet Camii cephesi tesadüfen adeta eski Mısır mabetleri cephesi gibi bir manzara yaratmaktadır. Hatta daha da güzeldir; çünkü caminin mimari ve geometrik görünümü o dikilitaşla inanılmaz bir uyum içindedir. Geçmişte İbrahim Paşa Sarayı olan ve bugün İslam Eserleri Müzesi olan binanın balkonundan bu manzarayı seyretmenizi tavsiye ederiz.
Sayfa 149Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.