Elbette "yeni" bir şeyler söylemektir aşk. . .
Ya bittiyse kelimeler?
Ya söylediysem söyleyebileceklerimi?
Bazen bittiğini hisseder insan. "Tamam,"der, "buraya kadar. Neyse, hepsi söylendi; kepenklerini indirip çekip gitme vakti."
Kazanmaktır, aşk. . .
Gelmese de kazanmak.
Olmasa da.
Aramasa da.
Unutsa da.
Sonunda aşka âşık olmak kapılarını açtıran marifetin izinde, üç kuruşluk ve üç günlük dünyayı berhava edebilmenin, o izin tozuna yüz sürmenin armağanıdır.
Aşk, vakitsizdir!
Ne zaman geleceğini kimseye söylemez. Kapıyı çalmaz, zile basmaz.
"Kırk yaşlarında bir adamın konusu"oluverir birden.
"Yıllar yirmi yıl açmış arayı."dedirtir gözyaşlarıyla birlik.
Âşık kendi anayasasını yazar, kendi coğrafyasıdır yaşadığı, yüz ölçümü kalbi kadardır.
Aşk bir ülkedir.
Âşıkların kendi uzletine çekildiği bir ülke.
Umudun her şeye rağmen var olduğu,"ya dönerse"nin bayraklarıyla donatılmış, yemyeşil ormanlar ve simsiyah denizler ülkesi. . .
Yüz rüzgârlarında sararıp dururken yapraklar, Bahar demektir, ille de bahar.
Baharın diriltirici nefesini düşünmektir umut.
Yapraksız kalmış ağaçların geleceği tutunmasıdır çıplak kollarıyla.
Bir yeşil hevestir içimizi dindiren.
Bahar'ın gelmesi için kışın geçmesi gerektiğini bilmektir.
Umuttur, aşktır ağaçları ayakta tutan.
Bir gökyüzünün altında yaşıyor olmanın farkında olmaktır umut.
Aşk insanın altında yaşadığı en güzel gökyüzüdür.
İnsanı saran, koruyan, kollayan masmavi bir gökyüzüdür.
Umut ekmek gibidir.
Umut su gibidir.
Umut toprak gibidir.
"Ya gelirse"dir, bütün illüzyonun sırrı . . .
Her gün umut'la beslenir insan, umudu içer kana kana, umudu çeker ciğerlerine. Umut hayattır, Umut aşktır, aşk umuttur insana.
Cızırtılı bir radyodaki şarkıya eşlik edişimizi. . .
"Ellerini çağırıyor senin en çok,bir minyatürden ayırt edilmeyen ellerini. . .
Üzerine kokun sinmiş kaşkolunu boynuma dolayışını. . .
Gece sinemadan çıkarken yağmura yakalanışımız da burada. . .
İşte omzumu tutuyor karşında okuyamadığım o güzel şiir. . .
Sonra hayalin geliyor, sen geliyorsun uzun upuzun ellerinle. . .
Seninle dolu bir gökyüzü yerleşiyor kirpiklerime. . .
Her İnan sensin trenden, her el sallayan sen. . .
Her yolculuk sanki senden başlayıp sana varıyor. . .
Aşk, bir tren olup gidiyor kalbimizin bitimsiz raylarında. . .
Aşk, suskunluğumuzdur, gözlerimizde bir yara acıyıp duran. . ."
Siyah beyaz bir filmdir aşk. . .
Siyahı fazladır nedense.
Ve sessizdir, kimsenin konuşmak için yoktur cesareti.
Suskunluğu sert bir rüzgârdır parmaklarını saçlarımızda gezdiren.
Ayrılığında aşka dâhil olduğunu bilerek yaşamaktır.
Gerektiğinde kocaman bir aşkı tek kişilik yaşayabilecek kadar geniş bir yüreği taşımaktır göğsünde.
Çünkü aşk, sevgiliye rağmendir.
Bazen aşka rağmendir, aşk. . .
O kadar kuvvetlidir.
Aşk, râm olmaktır.
Sevgilinin her sözüne eyvallah etmektir aşk.
Boyun eğmektir sevgilinin elinden gelen kadere.
Sevgili küser, sevgili ağlar, sevgili alıp başını gider belki ansızın. Aşk bunlara da râm olmaktır. Sebepsiz, nedensiz bir boyun eğiştir.
Âşığın kendisine bile anlatmaktan acizlik duyduğu bir bağlılık şeklidir.
Âşıkların sessiz bir itaatidir aşk.