Onca imtihan ve savaştan sonra Musa (a.s) kavmi artık Kudüs önlerindedir. Allahu Teala onlardan şehre girerken günahlarını itiraf etmelerini ve tevbe ile içeriye girmelerini ister. Mabed Tepesi'ni , gördüklerinde, o “Het het” (Günah günah) diye haykırmaları ve arınma talebi ile girmeleri istenir. Ancak İsrailoğulları böyle yapmaz. Beytü'i-Makdis'i görür görmez “Hitta hitta” (Buğday buğday) diye bağırırlar. Yani günahlarını itiraf etmek, hataları ile yüzleşmek istemezler. Onların bu itaatsizliği, arkasından gazap getirir. Kavmin içinde salgın hastalıklar zuhur eder ve itaatsizliğe devam eden niceleri helak olur. İşte bu hadiselerin yaşandığı yer olması sebebi ile bu kapıya Babü'l-Heta denir. Tarihte meydana gelmiş bu ibretlik hadise elbette hem İsrailoğullarının hem de Allah'ın kulu nice insanın kulağına küpe olmuş olmalıdır ki İslam sonrasında bu kapı, içinden geçilirken daima tevbe edilen bir kapı haline gelmiştir. Hıtta Kapısı'ndan geçerken günahlarından af dileyenlerin affedileceğine inanılmıştır.
Sayfa 42 - Tefsir âlimlerinin ekserisinin tasdiki ile Bakara Suresi'nin 58 ve 59. ayetlerinde bu kapıdan ve bu kapı civarında İsrailoğullarının başından geçen hadiselerden bahsedilmektedir.