477 syf.
2/10 puan verdi
·
6 günde okudu
İntermezzo, şimdiden en sevemediğim kitapların başına yerleşti. Bunun birkaç nedeni var ki en önemlisi kendimi nadiren popüler olan bir şeye yöneltmişken elde ettiğim o yanılmışlık hissi. Eğer bu kadar göz önünde bir kitap olmasaydı muhtemelen bu kadar rahatsız etmezdi beni sevmemek. Kitabı satın aldıktan sonra günlerce elim ona gitmemişti demek ki hissetmişim.. Kardeş çatışması, aşk, aile hashtagleriyle tanımlanmış bir kitap. Birbirlerine karşı empati duyamayan, egolarından beslenen, garip şekilde kendi iç dünyalarını normal bir insandan on kat daha hızlı çözümleyebilen iki kardeş birbiriyle anlaşamıyor diye ben 477 sayfayı neden okudum şimdi? Neden onların kadınlarla olan tuhaf ilişkilerini şahit olmam gerekiyordu? Bilmediğim, hayatta hiç denk gelmediğim, çok çok önemli bir soruna parmak basan, dünyanın derdi olan bir konuya mı değiniyordu? Yoksa bu sıradanlıkta mı bulmalıydım asıl meseleyi? Sanmıyorum. Yazarın üslubuyla anlatımı gereksizce zorlaştırılmış ve aslında, anlatıların çokça dramatize ve erotize edildiği, yani gerçekten çok önemli bir derdi anlatıyormuş gibi davranılan ve anında hayatı çözümleyen karakterlerin narsist düşüncelerini okuduğumuz bir metin. Elbette bu benim kişisel düşüncemdir. Daha pek çok şey söylenebilir biraz düşünürsem şurası güzeldi de diyebilirim. En nihayetinde bitirdiğim anda içimde yalnızca 'Neden bu kadar zamanımı boşa harcadım?' hissi oluyorsa bu ufak şeylerin pek de bir önemi yok. Bana hitap etmiyordu der sıradaki kitabıma geçebilirim.
Intermezzo
IntermezzoSally Rooney · Faber and Faber Paperback · 20241,196 okunma
60 syf.
8/10 puan verdi
Amok Koşucusu, insanın ruhsal çöküşüne ve tutkularının kontrol edilemez doğasına dair evrensel bir anlatıdır. Zweig’in ustalığı, karakterlerin iç dünyalarını derinlemesine işlerken okuyucuyu ahlaki ve duygusal ikilemlerle yüzleştirmesinde yatar. Doktorun hikayesinde; tutku/takıntı, yabancılaşma/yalnızlık, vicdan azabı/ kefaret, doğu ve batı çatışması gibi temalar işlenmektedir. Bastırılmış arzular, bilinçaltı suçluluk duygusu ve kendini yok etme eğilimi, karakterin davranışlarını şekillendirmiştir. Ayrıca okurken hikayenin içine çok iyi dahil oluyorsunuz. Hikâye, başından itibaren bir merak uyandırıyor ve ilgiyi kaybetmeden canlı olarak, uzamadan, tertemiz kitabı bitiriyorsunuz.. Ve son olarak, Zweig’in intihar ettiğini düşünürsek, “amok koşucusunun trajedisi Zweig’in trajedisini yansıtmaktadır” diye de düşünebilir miyiz?
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021119,5bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
"1492. Endülüs medeniyeti katlediliyor. Tüm dünya seyirci kalıyor. Bir Osmanlı sultanı hariç..." Endülüs’teki Osmanlı ajanı Kara Davud, karısı Elif’in hasretiyle yanıp, kendi topraklarına dönmeyi beklerken hayatının en zorlu göreviyle karşı karşıya kalır... Granada İslam İmparatorluğu’nun çökmesiyle birlikte Katolik Avrupa’nın önündeki
Son Sefarad
Son SefaradBeyazıt Akman · Epsilon Yayınları · 20122,057 okunma
“geldim geleli koyu bir sonbahar, catirtilari omrum boyunca surup gidecek, onemli bir ic catismasi yasiyorum, soguk kis sabahlari, beni duman duman yatagimdan ugratip, ilk rastladigim kahvede kitaplarin basina cokturen de bu degil mi?”
326 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
R.A. Salvatore’nin Anayurt (Homeland) eseri, unutulmaz karakteri Drizzt Do'Urden’in hikayesinin başlangıcını anlatan bir fantastik kurgu klasiğidir. Eser, Drizzt'in karanlık elflerin (Drow) acımasız dünyasında büyüyüp bu dünyanın vahşi doğasına karşı çıkışını konu alır. Değerlendirme: 1. Karakter Derinliği: Drizzt Do'Urden,
Anayurt
AnayurtR. A. Salvatore · İthaki Yayınları · 20161,212 okunma
31 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Öncelikle herkese merhaba! Zilif, Oruç Aruoba'nin kızına yazdığı bir mektup aslında. Zilif'in tersi Filiz ve kızı Filiz'e yazdığı bir mektup. Bu mektup yazarımızın psikolojik durumunu, intihar ve varoluşsal bunalım gibi konuları dolaylı olarak işlemektedir. Kitap boyunca karakterin yaşadığı yalnızlık, toplumla olan çatışması ve kimlik arayışı gibi temalar iç içe girmiş durumda. İnsanın kendi varlığını sorgulamasına şahit oluyoruz. Auroba bu konuları geniş bir felsefi ve varoluşsal bağlamda ele almış. 32 sayfalık kısacık bir kitap okuru çok katmanlı, dengeli, dil ve anlatımı ile kendi varoluşsal sorularıyla yüzleştiriyor, modern insanın ruhunun derinliklerine ışık tutuyor. Bu kadar az sayfadan bu kadar şey çıkarabilmemiz yazarımızın dilin gücünü nasıl güzel kullandığını gösteriyor. Yani bu kitapta çok güzel bir iç monolog anlatımıyla içine sıkıştığımız toplumsal yapıyı sorgulayıp bir yandan da bir babanın kızına yazabileceği( kişisel bağdan ibaret olmayan) muazzam mektuba şahit olabiliyorsunuz... Bence şans verilmesi gereken bir kitap. Umarım anlatabilmişimdir. İyi okumalar!!
Zilif
ZilifOruç Aruoba · Sel Yayıncılık · 20171,971 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.