Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
i̇çimde şefini kaybeden bir Orkestranın hüznü var
Dışımda Charlie Chaplin gülüşü Girdiği her ortama neşe getiren, etrafındaki herkese, her şeye yetişmeye çalışan ama kendine zerre-i miskal faydası olmayan birine dönüştüm. Derslerden, işten güçten, yakamı bırakmayan hastalıklardan, sonra ararım, sonra yaparımlardan çevremdeki herkesi kaybediyorum. Herkes ilgisizlikten, zaman ayıramamdan şikâyetçi. Hiçbiri nasıl olduğumu, nelerle boğuştuğumu, ne savaşlar verdiğimi bilmiyor ve bilsinlerde istemiyorum. Bir sen bil Rabb'im ki zaten sen her şeyi gören ve bilensin. Sabrımın ve direncimin tükenmek üzere olduğunu hissediyorum. Bana "sen güçlüsün bunu da atlatırsın" diyen herkesten nefret etme noktasına kadar geldim. Rabb'im yalnız kalınca beynime üşüşen düşüncelerden, kafamın içindeki hengamelerden, içime dolan amansız boşluk hissinden sana sığınırım. Ne olursun Rabb'im beni bana bırakma. Aklıma ve kalbime mukayyet ol zira ben artık söz geçiremiyorum ikisine de...
2024 başlarken...
2023'ün bitmesiyle içimden geçen birkaç şey yazmak istedim buraya. Bir nevi iç döküntüsü, 2023 karakterimden bazı konularda bir şey götürmeyen bir sene oldu, hiçbir şeyi kafaya takmayan sonunda pişman olacağını bile bile yaşayan, tüm üzüntüsünü, tüm pişmanlığını o son ana yıkan bir karakter. Kimine göre ters kimine göre aptalca bana göre çetrefilli. Yanlış seçimler, yanlış kararlar ve birçoğu. En acısı da doğru insana yapılan yanlış, sonu keşke böyle bitmeseydi denilen yaşam kırığı. Ama nihayetinde olduğumuz noktadan geriye mi savrulduk ileriye mi sıçradık bıraktık zamana o göstersin. Sadece hüzün ile değil mutluluk ile de anılacak bir yıldı 2023. Bana en büyük kazançlarından biri içimdeki fotoğraf aşkının doğması ve bu yolculuğa arkadaşlık eden fotoğraf makinelerim oldu. Fotoğraflarından öyküler, hikayeler çıkan insanlar... İstiyorum ki bu yolculukta sevdiğim müzikler, kitaplar, filmlerin eşliğinde ilerleyeyim bundan sonra, dokunmasın kimseye zararım, dokunmasın kimsenin zararı... Teşekkürler 2023, Merhaba 2024
Reklam
Iç döküntüsü
Gotumuzu silmek için tuvalet kağıdı aldık kokulu mokulu bir şey. Kokusunda eski sevgilimi hatırlıyorum amk. Lazım olur diye ıslak mendil aldım onda da yine eski sevgilimi hatırlıyorum. Saçma sapan yarak kürek en ufak ayrıntıda hep aklıma geliyor. Acaba onun da aklına geliyor muyum, yoksa beni Allah'a mı havale etti. Ayrıca sağolsun kendisinden sonra bütün bahtım da kapandı. Ah etmedi vah etmedi beddua da etmedi kesin ama en etkili yöntem de bu zaten. Onunla bittiğinden beri aşk hayatım bırak yolunda gitmeyi şarampole yuvarlandı amk yok oldu bitti. Bütün cazibemi, seksepalitemi, sempatimi yitirmiş gibiyim. Kendimi yüz yaşında hissediyorum. Bu dünyada artık beni sevecek, kabul edecek son kişi oymuş da artık kimse kalmamış gibi.
Kısa Bir İç Döküntüsü
Sığamamak ne korkunçmuş. Sadece kendine değil, hiçbir şeye sığamamak ne korkunçmuş. İnsan bazen o kadar büyüyor, o kadar şişiyormuş ki yaşantılardan, yaşamaktan, yaşayamamaktan, sevinip sevinip üzülmekten, hayal kırıklığı yaşamaktan, vazgeçememekten, aramaktan ve her defasında bulduğunu zannedip bulamamaktan o kadar şişiyormuş ki hiçbir yere sığamıyormuş. Bir mumun kaderini yaşayarak dibinde çoğalarak, eriye eriye değişime uğrayarak, yok oldukça hacimlenerek tükeniyormuş. Bu sahiden de oluyormuş. İnsan olan bunu yaşıyormuş. Kadermiş. Yazgıymış. Seçimmiş. Ve daha birçok şeymiş.
Sağlık Bakanı Koca'nın kısa bir süre önce Türkiye'de de tespit edildiğini açıkladığı Covid-19 Eris varyantının bazı belirtileri: 🔺Deri döküntüsü 🔺Ağızda şişme ve dilde veya ağız ve dudakların iç yüzeyinde ülserler 🔺Kızarmış ve ağrılı el veya ayak parmakları 🔺İshal 🔺Boğuk bir ses 🔺Kaşıntılı veya kırmızı gözler Alıntı: twitter.com/Darkwebhaber/st...
İç Döküntüsü..
Ben aşk kadınıydım bir zamanlar. Aşık olmadan geçen pek zamanım olmamıştır.Mutlaka platonikte olsa birini ya da bir şeyleri düşünmek isterim önceden beri. Yani ruhumu ve kalbimi meşgul ederim bu şekilde. Ama yaş almanın verdiği bir durum sanırım bu artık böyle hissetmiyorum. Aşk beni yoruyor, tıpkı insanlar gibi.. Kimse olmasa da olur diyorum hayatımda. Yalnız yaşamaya fazlasıyla alıştığımdandır. Geleceğinin olmadığını düşündüğüm şeyleri kafaya takmıyor hislerimi kontrol edebiliyorum artık.Olmayacak şeyleri zorlamanın bende bıraktığı etki bu.. Beni yoran şeyleri ve insanları olduğu yerde bırakabiliyorum.. Yani benim bu hayatta vazgeçilmezim yok artık. Herkes unutulabilir. Acılar zamanla hafifler ve geçer..Aşksız da yaşanır hayat..Aşk kadını değilim artık..
Reklam
yalnizca ic dokuntusu
Şu sıralar her yerimde ölüm var. Nereye dönsem onu görüyorum. Düşündükçe daha da yakınlaşıyor sanki. Her gün bir intiharla bir ölümle karşılaşıyorum. Ya tanıdıklarımın sevdiklerinin ölüm haberini alıyorum ya kendi sevdiklerimin. Gitgide daha da buhran kaplıyor içimi. Okuduğum kitapların konusu bile karamsarlaştı artık ne yapacağımı bilmiyorum. Gülüşlerime gömüyorum bütün umutsuzluklarımı. Bugün bi ölüm haberi daha aldım mesela. En yakını öldüğü için hıçkırıklar içinde yere yıkıldı çok sevdiğim o insan. Daha bi daraldım daha bi sorguladım ölümü daha da bi istedim onu. Sonra her zamanki gibi okuyarak kaçmaya çalıştım bütün bu duygulardan ve karşıma sanki beni döndürmeye çalışıyormuş gibi şu söz çıktı; Ölüm daima gözünün önünde olsun, o zaman asla adi endişelere düşmezsin ve hiçbir şeyi fazla hırsla arzu etmezsin." - Epictetos ve sonra düşündüm ki tüm bu hisler bana beni iyileştirsin diye gönderilmişti. Benden çok uzun zaman önce yaşamış hiç görmediğim bu insanın sözü bana kendi avuntumu altın tepside sunmuştu. İşte edebiyatın gücünü görüyor musunuz? Beni (ve kim bilir kac yüz kişiyi daha) tekrar dünyaya bağlayan edebiyatin gücünü sakın hafife almayın!
İç Döküntüsü
Yardım istiyorum, Çıksın istiyorum içimden, Güneş doğsun istiyorum. Yaz gelsin, hanımelleri açsın Mayıs olmak istiyorum, Senden gitmek istiyorum, Yollar boyu değilde gönül boyu gitmek, Kaç yıl etti çok sabrettim
İç döküntüsü :)
Ben o günü hiç unutmadım. İlk defa kırıldığımı hissetmiştim. Ben bana sarf edilen hiç bir cümle için harekete geçmedim. Alçak gönüllü dalgasız bir deniz sanardınız bu halimi. İlk bakışta tanıyamazsın beni. Biri sevdiğim bir kimsenin üzerine kötü bahis açarsa belli bir süreyi hatırlamıyorum sinir buhranı diyelim. Ya da sessizce işleye işleye can yaktım. Dedim ya ilk bakışta tanıyamazsın beni. Pişman mıyım? Siz kediye, kedi olduğun için pişman mısın diye sorar mısınız? :). Tek pişmanlığım şu oldu. Sakin bir denizken uğruna fırtınalarla dalgalandığım hiç kimse(eksiksiz söylüyorum:)) değmedi..🚬 O gün ilk defa kendim için kırılmıştım nasıl iğrenç bi üzüntüyse kaç zaman olsa da hala şu cümleleri kurarken gözlerim ateşli yağmurlar biriktiriyor. Ben, affedemiyorum. Ne anlata biliyorum ne boşvere biliyorum. Olmuyor.! İnsanları kırmayın bi noktaları vardır ve siz o ince çizgisinizdir. Yapmayın ben kendine küsüm asla barışmayacağım asla affetmeyeceğim tek kişi de benim. Ben o gün çok şeyden vazgeçtim saçlarımla beraber kazınıp gitti o gün..... Yapamam yolumu yıkıntılar var diye bırakamam. Ben bu yolu yürümezsem eğer bir daha hiç kırılmam hiç ağlamam hiç gülmem hiç hiç... Hiç sevemem..... Peki o günü bugün hatırlatan neydi sana dersen. 'Bi ağrı hissettim.' Üzüm buğusu gibisin sen Firuze...🖤
İç Döküntüsü..
10.02.2014 İşte ben bu tarihte bıraktım tüm çocukluğumu, gençliğimi, yaşama sevincimi, ideallerimi, zaman kavramını, geleceği, gülmeyi, duygularımı, umutlarımı.. Bu tarihte bıraktım ben insanın insana iyi gelebileceği inancını , sevinçlerine ortak olanın hüznünde de dağ olabileceği gerçeğini , ayaktayken alkışlayanın düştüğünde de el uzatabileceğini, sevginin iyileştirebileceğini.. İnsana dair kendime dair bir çok şeyi bu tarihte bıraktım ben! Uzun zaman oldu.. çokça büyüdüm, çok tecrübe kazandım, başka acılar da gördüm ama hiçbirinde senin uğrattığın yıkım kadar yıkılmadım. Ayakta mıyım bilmem.. nefes almak yaşamaksa yaşıyorum. Ama dedim ya ben bu tarihte çok şey bıraktım BABA..
47 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.