İbrahim Kaygın

İbrahim Kaygın
@icazkar
Yokluğun soluk sokaklarında savrulan bir seyyah oldum, ayaklarım yerden kesilirse; kalkamam! Bataklığın içinde tutunacak bir dal ararken, herkes kendi ütopyasında süper kahraman! #143002100
Batı Şeria veya Gazze Şeridi’nden geçip İsrail şehirle­rinde çalışmaya gelen işçiler, henüz alışılmış bir olgu de­ğildi. Hezimetten hemen sonra Arap kamuoyunun genel bakışı, işçilerin çalışmaması, ihtilali reddetmeleri ve dire­niş göstermeleri gerektiği şeklindeydi. Ne var ki sorumlu­ların hiçbiri işgal edilmiş bölgelerde insanların geçimleri­ni nasıl sağlayacağını düşünmedi. Tek dertleri, insanlar durdukları yerlerde sebat edip işgalcilerle işbirliği yapmasınlar. — Toplar sustuğunda açlık hissetmem hakkımdır. Bunu diyen adama daha ne söyleyebilirsin ki? Ne acı ki, hamasetli marş ve konuşmaları öğütüp hamura çevirip ekmek yapamıyoruz.
Sayfa 47 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s. 47 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Reklam
Her şeyi istila etmekle yetinmediler. Aynı zamanda vatanına ait olma duygunu da istila ediyorlar ki, yarattık­ları gerçek hep seninle vatanın arasında olsun, vatanın sana hep bir yük, hep bir kelepçe, hep bir elem olsun diye. Ama sen bu kelepçesiz özgürlüğü bulamazsın, o yükü ta­şımadan duramazsın, bu acıyı hissetmeden mutlu olamaz­sın. Vatan hafızanda ve vücudunun hücrelerindedir ve her hareketinle daha da çok iç içe girip birbirlerine örülüyor­lar.
Sayfa 45 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s. 45 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Sadece toprağına ve işine el koymadılar, ay­nı zamanda zihnini, iç dünyanı, senin vatanınla arandaki bağı da o kadar zapt ettiler ki, kendine vatanın ne demek olduğunu sorar oldun. Günlük dertlerin seni bu kadar meşgul etmesi ve her gün hayat savaşı vermen, bazen iş­gal altında olduğunu unutturuyor, peki, sana ikinci sınıf vatandaş olduğunu unutturuyor mu? Bu bir soru değil as­lında. Senin davan demokrasi ve insanlıkla çözümlenemi­yor, çektiğin azap da kendi davranışlarının yarattığı bir sonuç değildir.
Sayfa 44 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:44 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İsrailli bir yazar, Arapların kendileriyle hesaplaşmayıp, suçluluk duymamalarına şaşıyor! Bu şaşkınlık da as­lında zalimin kendisiyle mazlumu arasında bir eşitlik kurmak istediğini gösteriyor. İkisi de oturup düştükleri acınacak hal için beraberce kederlensinler istiyor. Vatanı­nı daha yeni kazanan ama bunu bir türlü zulmetmeden yapamayan Yahudinin hali ve elinden vatanını alanlardan adil bir muamele bekleyen yenik Arap nasıl aynı kefeye konulur? Arap neden kendisiyle hesaplaşsın ki? Nasıl suç­luluk duygusuna kapılsın ki? Eğer bir suçluluk duygusu varsa, o da ancak kendine ve vatanına karşıdır, onu hezi­mete uğratan, vatanını ve bütün zihnini işgal edene karşı değil.
Sayfa 44 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s:44 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Filistin hiç bir zaman çöl olmamıştı. Benim bu topra­ğa ait olup olmadığımı sorgulayamazsın. Bahçelerin ve kumun avukatlığını yapmıyorum. Kumun suya hakkını, ağaçların yeşilliğe olan hakkını savunmuyorum. Ülkem önceden anlattığınız gibi bir çölden ibaret olsaydı, sen onu işgal etmezdin, onu yakmak, beni de def etmek için gel­mezdin.
Sayfa 40 - Mahmud Derviş, Gazze İçin Sessizlik: Alışılagelmiş Hüznün Günlüğü, Özgür Yayınları, 1. Baskı, Mayıs 2009, s.40 (Yazılış Tarihi: 1973)Kitabı okudu
Reklam
Reklam
238 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.