Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Ey nefis, sana yazıklar olsun, görüyorum ki tamamen dünya ile ünsiyyet ettin ve tamamen ona bağlandın. Ondan ayrılmak zoruna gidiyor. Durmadan ona yaklaşmak istiyorsun. Gittikçe sevgisi gönlünde kuvvetleşiyor. Adeta Allahu Teâlâ'nın sevab ve ikaabından, kıyametin hâl ve güçlüklerinden gaafil, dostlarından seni ayıracak olan ölüme inanmaz gibi, bir tavır takınıyorsun. Hükümdarın sarayına bir kapudan girip diğer kapudan çıkmakla emrolunan bir kimse içerde gördüğü güzel bir yüze takılıp âdeta orada kalacakmış gibi, çıkmakta olduğunu unutarak onunla meşgul olmasını ve sonradan zorunlu olarak onu terketmek suretiyle çıkmasını bir akıllılık sayar mısın? Dünyanın da bunun gibi, hükümdarların hükümdarı olan Allah'ın malı olduğunu, buna sâlik olmanın mecaz olduğunu öldükten sonra kimsenin mülkiyetinde bir şey'in kalmadığını bilmiyor musun? Bunun için Resûl-i Ekrem: «Cebrail benim kalbime şöyle üfledi: Kimi seversen sev, ondan ayrılacaksın. İstediğin şekilde amel et, ne amel işlersen onun karşılığını bulacaksın. Ne kadar yaşarsan yaşa, sonunda öleceksin» buyurmadı mı?
Reklam
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Mete içerde, kapıda kalmış yine. Annesi babası düğüne gitmiş, anahtarı evde unutmuş. Sizin evde bekleyebilir mi­yim dedi, iyi geç dedim. Sonra boş bulundum aç mısın diye sordum." "Anne sen ne yaptın?" "Sorma, meğer o çocuk da yıllardır bu soruyu bekliyormuş. Niye uyarmadımz oğlum beni? At gibi yiyor deseydiniz, bir leğene göbek, marul, arpa, soğan doğrar koyardım bunun önüne. Hayır baban da gelir bir saate yeni yemek yetişmez, aç koydu bütün aileyi."
“Ne yazık ben! Felsefe, Hukuk ve tıp, Dahası, çok yazık tanrıbilim Bile okudum, tüm gücüm yettiğince. Buna karşın, yine ben, düşkün bir dangalak! Eskiden neysem oyum yine;” (…) “Görüyorum, buna karşın, bir nesne bilmediğimizi! İşte budur benim de yüreğimi yakan. Daha becerikliyim tüm yaygaracılardan, Doktorlardan, öğretmenlerden,
Sayfa 30 - Sosyal yayınlar, FaustKitabı okuyacak
"Gök bile basıyor. İçerde boğulurum." "Âşık mısın sen yoksa?" dedi. "Yok deve," dedim. Niye dediysem.
Reklam
“Ben açık yerde uyurum,” dedim. “Gök bile basıyor. İçerde boğulurum.” “Aşık mısın sen yoksa?” dedi. “Yok deve,” dedim. Niye dediysem.
Sayfa 39 - ketebe yayınları
Malatya Hadisesi ve Tutuklanması Osman Yüksel’in hayatındaki en önemli mahkemelerden birisi Malatya suikastının azmettiricisi olarak gözaltına alınması olayıdır. 17 yaşındaki Hüseyin Üzmez, arkadaşlarıyla Ahmet Emin Yalman’ı gazetesi Vatan’da yazdığı yazılar nedeniyle öldürmeyi planlamıştır. Adnan Menderes’in Malatya konuşması için şehre gelen
Malatya Hadisesi ve Tutuklanması Osman Yüksel’in hayatındaki en önemli mahkemelerden birisi Malatya suikastının azmettiricisi olarak gözaltına alınması olayıdır. 17 yaşındaki Hüseyin Üzmez, arkadaşlarıyla Ahmet Emin Yalman’ı gazetesi Vatan’da yazdığı yazılar nedeniyle öldürmeyi planlamıştır. Adnan Menderes’in Malatya konuşması için şehre gelen
65 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.