İnsanın denge sağlayabilmesi için iki yolculuk yapması zorunlu. Dışarı ve içeri. Biri ötekine bağlı. Her çıkış aslında bir giriştir. Kapının kanadı her iki yana doğru açılır. Tek çıkış yolu giriştir. Bu dünyada ilerleyebilmek için insanın kendi içindeki kaynaklara dönmesi kaçınılmazdır.
Sayfa 62 - Altın Kitaplar Yayınevi
"Dışarısı çirkinleştikçe, bir kaplumbağa gibi kapanmıştım sert kabuklu kendime. Ağırdı kendim, ezilmiştim. Ne kimseyi içeri almış, ne de dışarı çıkabilmiştim. Mahpus kalmıştım adına emniyet dediğim o müemmen sürgüne. Kendi kendime. Dünyaya karşı uyuşmuştum böyle böyle."
Reklam
Kollarını aşağı indir dirseklerinin üzerinde dur. İşte böyle. Yerdeyim kafam yerde kıçım havada. İşte afişe olmak diye buna derim. Pozisyonumu düşünecek fazla zamanım yok ara Damien u\ elleri giderek daha da hızlı çalışıyor. Bana doğru eğiliyor bir efe le göğüs ucumu okşarken diğeriyle içime giriyor; içeri dışarı içen dışan. Beni öyle
Sayfa 112
Parmaklan hiç zorlanmadan içime kayıveriyor Evet buna ne şüphe diyor beni onaylamasına. Bu kadar çabuk uyanldığım İçin benimle dalga geçiyor ama ben de onun penisinin kazık gibi olduğunu hissedebiliyorum. Onu daha da azdırmak umuduyla kalçamı ona sürtmeye başlıyorum. Vay vay yaramaz mısın sen? Hem de çok diyorum ve arsızca beni bir daha
Sayfa 112
Bir kadın evinden çıktı, evinin önünde beyaz, uzun sakalları olan 3 yaşlı adam gördü. Onlara, "Sizi tanımıyorum; ama aç olmalısınız. Lütfen evime buyrun ve bir şeyler yiyin." dedi. "Kocanız evde mi?" diye sordular. "Hayır." dedi kadın, "Dışarıda." "O zaman giremeyiz." dediler. Akşamleyin kocası eve
Ah ki ne ahhhh..!
Sonsuzluk kirpiğimizde serçe kuşu. Bir kanadı hayal, bir kanadı hatıra. Konup konup kalkıyor çaresizliğimize. İkimiz de eşikteyiz. İçeri de ıssız, dışarı da. Sen geçtim sanıyorsun, ben kaldım. Bir uzun can çekişme. Dudakların ağzımda gözyaşı mührü... Ömür Hanım, öyle acı ki bu, ölen yaşayanda her gün yeniden ölüyor, yaşayan ağlamadan kimseyi sevemiyor.
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
domates, coğrafi keşifler, parasızlık, ilim, bilim..
kahveden kapının önünde telefonla konuşmak için dışarı çıktım, bu sırada kapının önünde iki tane 18-20 yaşlarında genç duruyordu.. telefonla konuştum, dur dedim hazır dışarı çıkmışken bi' sigara içeyim.. sigara içerken dışarıda duran iki gencin konuşmalarına ister istemez kulak misafiri oldum.. gençlerden biri diğerine diyor ki; "kanka
pencereyi kapama gök dolabilir içeri sen neyi görebilirsin ıslak bir bulutun ağışını mı .. pencereyi aç Soluğun çıksın dışarı Sen büyütmedin mi ciğerinde onu Kokusu hayati yıkasın diye
Umarım benden bıkmazsın, seversin herkes önce sevdiğini söylerdi umarım sonra bırakmazsın. Söyledikten sonra ağzıdan bir laf çıktıktan sonra hele bir de inandırıcılığı varsa benim inanasım deli gibi kanacağım sevilmeye hasretle kaldığım zaman gelmişse, Yapamıyorum demezsin olmuyor demezsin senden önce başkası vardı seninle de onu unutma
İkimiz de eşikteyiz. İçeri de ıssız, dışarı da. Sen geçtim sanıyorsun, ben kaldım. Bir uzun can çekişme.
Reklam
Dışarı çıkınca perdeleri kimsenin kapatmadığını görebilirsin ve içeri girince de, başka perdelerin açıldığını....
İkimiz de eşikteyiz. İçeri de ıssız, dışarı da. Sen geçtim sanıyorsun, ben kaldım. Bir uzun can çekişme...
Sayfa 74 - Kırmızı kediKitabı okudu
Amerikalı bir sosyalist lider, bir işçi kongresinde bir gün, “Ben sizi sosyalizmin kapılarından içeri sokabilirim, ama bir başkası, sizi aynı kolaylıkla dışarı çıkarabilir,” demişti. Kahramanlar, bizi sakatlayarak yönetirler. Totaliter bir toplum, kahramansız olamaz. Özgür bir toplum ise kahramanlarla var olamaz.
Pencere
pencereyi kapama gök dolabilir içeri sen neyi görebilirsin ıslak bir bulutun ağışını mı pencereyi kapama kuş dolabilir içeri sen neyi taşıyabilirsin kırık bir dalın yükünü mü Pencereyi aç Soluğun çıksın dışarı Sen büyütmedin mi ciğerinde onu Kokusu hayatı yıkasın diye Pencereyi aç Sesin sarsın dünyayı Duyulur elbet ta ötelerden Yürek kendini tanır.
Sayfa 75 - VE YAYINEVİ, 8. BASIM: NİSAN 2021Kitabı okudu
Çamur barakalardan gökyüzünü izlemek
Bir akşam, barakamızda ölesiye yorgun, ellerimizde çorba kaseleriyle dinlenmeye çalışırken bir tutsak içeri girdi ve muhteşem günbatımını izlemek için dışarı çıkmamızı istedi. Dışarıda, batıda karanlık bulutların parladığını ve tüm gökyüzünün çelik mavisinden kan kırmızısına kadar sürekli değişen renklere büründüğünü gördük. Perişan haldeki çamur barakalarımız keskin bir tezatlık oluştururken, çamurlu topraktaki su birikintileri gökyüzünün renklerini yansıtıyordu. Birkaç dakikalık sessizliğin ardından bir tutsak diğerine “Dünya ne kadar güzel olabiliyor!” dedi.
Sayfa 52 - 1.Kısım:Toplama kampı deneyimleri
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.