Da Rahel sah, dass sie dem Jakob kein Kind gebar, beneidete sie ihre Schwester und sprach zu Jakob: Schaffe mir Kinder; wo nicht, so sterbe ich. Ve Rahel Yakup’a çocuk doğurmadığını görünce, kızkardeşini kıskanıp Yakup’a dedi: Bana çocuklar ver, yoksa ölürüm.
Sayfa 5 - Türkçe- AFA yayınları, Almanca- Piper yayınlarıKitabı okudu
Wenn ich so bin wie alle anderen, wenn ich keine Gefühle oder Gedanken habe, die mich von ihnen unterscheiden, wenn ich mich der Gruppe in meinen Gewohnheiten, meiner Kleidung und meinen Ideen anpasse, dann bin ich gerettet vor der angsterregenden Erfahrung des Alleinseins. --Eğer herkes gibiysem, eğer beni onlardan ayıran duygu ve düşüncelerim yoksa, eğer alışkanlıklarımla, giyimimle ve fikirlerimle gruba uyum sağlarsam yalnız olmanın korkunç deneyiminden kurtulurum.
Reklam
Ego-id-süperego
1923'te yayımlanan Ben ve İd (Das Ich und Das Es) adlı kitabında Freud, önce insan nefsini bilinç, bilinç öncesi ve bilinçdışı diye üç kısma ayırmış, daha sonra bu ayrımı anlatım açısından yetersiz bulduğu için bir sonraki aşamada "ben-id-üst benlik" kavramlarını geliştirmiştir. Ben, kişinin nefsiyle ilişkili süreçlerin anlamlı/bağlantılı organizasyonunu; id, bilinçdışında potansiyel olarak var olan içgüdüleri; üst benlik/süperego da toplum ve ana babadan aktarılan değerleri ifade ediyordu.
Sayfa 25 - KaknüsKitabı okudu
Und zwar wirfst Du es mir so vor, als wäre es meine Schuld, als hätte ich etwa mit einer Steuerdrehung das Ganze anders einrichten können, während Du nicht die geringste Schuld daran hast, es wäre denn die, dass Du zu gut zu mir gewesen bist. - Senin bana karşı çok iyi olman dışında en ufak bir kusurun olmamasına karşın, bu benim hatammış gibi beni suçluyorsun, sanki direksiyonu çevirerek her şeyi farklı yönlendirebilirmişim gibi...
Ich hoffe nur, du läufst auf etwas zu und nicht vor etwas weg. Umarım bir şeyden kaçmak için değil de, bir hedefe ulaşmak için koşuyorsundur.
Noch nach Jahren litt ich unter der quälenden Vorstellung, dass der riesige Mann, mein Vater, die letzte Instanz, fast ohne Grund kommen und mich in der Nacht aus dem Bett auf die Pawlatsche tragen konnte und dass ich also ein solches Nichts für ihn war. Yıllar sonra bile, koca adamın, babamın, en büyük otoritenin, neredeyse hiçbir sebep yokken geceleri gelip beni yataktan kaldırıp kapının önüne atacağı fikrinin, yani onun için koca bir "hiç" olmanın acısını hâlâ çekiyorum.
Reklam
557 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.