Her şey o kadar çok konuşuluyor ki, yazıya geçirilecek bir şey kalmıyor geride. İçinde yaşadığımız şu çağ unutmayı çok iyi biliyor -belki de tek niteliği bu. Unutuyoruz ve unuttugumuz şeylerin yerine hemen bir yenisini koyuyoruz. Yağmurlara ve rüzgarlara açık olmak tek özelliğimiz bizim.
İçi samanla doldurulmuş anıtlar çagı!
İçi samanla doldurulmuş anıtlar çağı!
Günsüzüm, gecesizim şimdi. Görünüm bir alacakaranlık bile değil artık. Gökyüzü bir defter gibi yapraklarını çevirip duruyor yalnızca. Küçük küçük kimi dünyaların enlemleri urgan, boylamları bıçak gibi. Kimse geçemiyor öteye. Yirmi dört saatlerden çalınmış sekiz saatlik iş günleri...
İçi samanla doldurulmuş anıtlar çağı!
Günsüzüm, gecesizim şimdi. Görünüm bir alacakaranlık bile değil artık. Gökyüzü bir defter gibi yapraklarını çevirip duruyor yalnızca.