Şimdi bu kitaba distopya denmez. Distopyalar gelecek için öngörülebilen kötü dünya senaryolarıdır. Ama bu kitap günümüzü anlatıyor. Anlıyor musunuz? Böyle dünya tasviri yapılmaz. Okudukça içim acıyor benim. Ya bir gün gerçek olursa diye korktuğumuz distopyalar gibi değil. Asla göremeyeceğimiz yılların, bizden çok sonraki nesillerin sorunları olabilir bunlar ancak diye okuduğumuz distopyalar gibi de değil. Tam içindeyiz. Yaşıyoruz.
Hani insan bazen bilmesem, anlayamasam , keşke farkında olmasan diye düşünür ya, işte öyle bir kitap bu. Sistemin içindekilerin mutlu olması için sistemi anlamaması gerekir. Baş karakterimiz de tam bu ikilem içinde kalan aslında gayet basit ve sıradan bir kişi. Sistemden kaçabileceğini yada kendi küçük anlarının onu sistemde olmanın mutsuzluğundan koruyabileceği düşünüyor. Ne kadar yanıldığını da görüyoruz.
Neyse, sonuç olarak kült olmasını sonuna kadar hak ediyor.
Ara sıra açar , altı çizili yerleri okur , kendi kendime hüzünlenirim hala..