Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.” Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
ben sana eski bir şey söylemiştim evler içe doğru açılıyordu daha kelimeler içe doğru açılıyordu daha içe doğru açılıyordu daha iki kişi bir insanda insan iki kişiydi
Reklam
Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
Gecenin çökmesini bekliyordum. Kendimi hapsettiğim bu evden, karanlığın yardımıyla, kaçarcasına sokağa fırlayacak, içimde bir çocuk yazısı gibi kargacık burgacık, okunması güç sıkıntımın kaynaklarına doğru dolu dizgin gidecektim. ''Gece olunca insanlar fare deliği evlerine girer ve...''
Seni düşündüğüm zaman içimde bir çocuk bahçesinin kapıları açılıyor Dünyanın bütün çocukları doluyor içeri... __Ataol Behramoğlu
SENİ DÜŞÜNDÜĞÜM ZAMAN Seni düşündüğüm zaman İçimde bir çocuk bahçesinin kapıları açılıyor Dünyanın bütün çocukları doluyor içeri Seni düşündüğüm zaman İlkbahar gibi bir şey oluyor Anlatılmaz bir sevinç kaplıyor her şeyi Elimdeki kalem Parmaklarımda şakıyan Bir kuşa dönüşüyor Masam bir güneş denizinde yüzüyor Seni düşündüğüm zaman Yalnızlık çeken sözcükler Kol kola giriyor birden Seni düşündüğüm zaman Bir bulut oluyorum Uçmaktan başka bir şey bilmeyen Bordeaux-2003
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
SARIL BANA Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ Sevgiler bekliyor sürekli benden. İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlayayım derken Var olan aşınıyor azar azar zamanla. Anamın bıraktığı yerden sarıl bana Anıların kar topluyor inceden Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne. Ama yine de unutuş değil bu Sızlatıyor sensizliği tersine. Senin kim olduğunu bile bilmezken. Sevgiden caydığım yerde darıl bana. Metin Altıok / Anısına saygı ile
Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ Sevgiler bekliyor sürekli senden. İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlayayım derken, Var olan aşınıyor azar azar zamanla. Anamın bıraktığı yerden sarıl bana. Anılarım kar topluyor inceden, Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne. Ama yine de unutuş değil bu, Sızlatıyor sensizliği tersine. Senin kim olduğunu bile bilmezken. Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
Ağlayan bir çocuk var halen içimde, Her ne kadar gülsemde../
gaziler caddesi basmâne'de gaziler caddesi'ne küçük bir yağmur götürdüm siz böyle akşamüstü görmediniz gizlice bir şarap tuttum yine o şehir korkusu ola ki simsiyah sarhoşum içimde elektrik uğultusu bir de kötümserlik sebepsiz surda yeşil gözlü bir çocuk naylon geçirmiş şapkasına ferid'e benzettim azıcık kim bilir belki de başkasına
Reklam
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata
Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ Sevgiler bekliyor sürekli senden. İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlayayım derken, Var olan aşınıyor azar azar zamanla. Anamın bıraktığı yerden sarıl bana. [Güneşe Doğru] facebook.com/pages/G%C3%BCne...
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Çamurla sıvanmıştı göğün beyaz bulutları Sokak fenerlerinin sarı gözleri vardı Kulaklarımda vapur uğultuları İçimde terk edilmiş çocuk ağlamaları Bu mevsimlerde yağmur Hep böyle sinsi yağardı.. Uzaklarda bir güneş sönmüştü Gölgeler kaldırımda ölmüştü Karanlık gözlerime batıyordu Sokaklar geceyi soluyordu Ellerin avuçlarımdan akıyordu Köşede ıslak bir kedi vardı Böyle gecelerde kim olsa ağlardı.. (Alıntı)
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.