Giyim kuşam zarifliğine değer vermekle beraber, hemcinslerimin üzerindeki elbiselerin dikimindeki kusursuzluk derecesine hiç aldırış etmem çok kere.
Ama bir akşam, Milano’da özel bir toplantıda tanıştığım kırk yaşlarında görünen bir adam, sırtındaki elbisenin pürüzsüzlüğü ve kesilişindeki mutlak güzellikle gerçekten göz alıyordu.
Bilmiyorum
1
Acı, bir ırmak gibi
Doluyor yüreğime
Bardaktan boşanırcasına ağlamak istiyorum
Beni artık ne çiçekler
Ne çocuklar kurtarır
Ne de o her gün
Yinelenen doğum.
Bir kere daha korktum...
Nedir bu halim? Sokağa çıkarken, tramvayda ve yatakta içimi derin bir korku basıyor... Bazen geceyarıları uyanıyorum ve sebepsiz korkuyorum... Bilhassa yalnız kalmaktan... 'Sağken Ölüm' isminde on sene evvel bir hikâye yazmıştım, orada da bu korku var... Demek bende eski bir şey bu... Fakat o zamanlar bunu pek az