İçimde bir yengeç var. *** İçimdeki en kuytu kovukta yaşıyor olmalı; oradan seyrediyor herhalde her yaşadığımı. Ancak arada bir hissediyorum varlığını — ancak arada bir belli ediyor kendini. Ama biliyorum : Hep orada...
Sayfa 44
672 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
LORDLAR VE VARİSLER İNCELEME
Tekrardan merhabaa, 7 günde bitirdiğim bir kitapla geldim bugün. Oldukça fazla yazmak istediğim şey var şuan. Hangisinden başlasam diye düşünüyorum. İlk olarak bu kitabi neden 7 koca günde anca bitirebildim? Bunun nedeni kitabın ilk 250(?) sayfasının olaylara giriş olması karakterleri tanıma çabamızla uğraştıran ve her fantastik seride olduğu gibi
Lordlar ve Varisler
Lordlar ve VarislerN. G. Kabal · Martı Yayınları · 20217,5bin okunma
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Depresyon Oteli
Tercüman Gazetsinde birincilik kazanan " Evdeki " öyküsüyle tanıştım Yusuf Atılgan ile... Bir şeyi sevebilmemi, bir şeye gülebilmemi hem o an farkettigim içimdeki ben ile hem de gerçeklikle ilişkisi olduğu için öyle olduğunu düşünürüm. Yengeç burcu yazarıdır Atılgan, ayrıntılara çok önem vermiş ve çok az betimlemeyle hikayesini, romanı birkaç kez daha okuyabilecek bir sadelikli üslubu ve psikolojik tahlilleri ile insan derinliğini anlatmaya çalışmıştır. Yarısı bilinç akışı tekniğiyle yazılmış Zebercet' in Anayurt Oteli bilinçaltımıza bizden habersiz giren ve çıkmak için uygun yeri ve zamanı bekleyen kontrolümüz dışında bizlere bir karakter oluşturan ve Zebercet gibi farkına varmaz ve okumazsak bizi öldürecek yeni ben ile başbaşa bırakacaktır. On iki odalı, bazıları tek, bazıları çift bazıları üç yataklı odalardan oluşan, koyu yeşil tabelası üzerinde ak harflerle Anayurt Oteli yazan, sahibini tanımadan önce otelin emin ellerde olduğunu düşündüğümüz, bir tren istasyonuna yakın ve " Ankaraya gecikmeli olarak gelen kadın " lafı ile başlayan kitap ile biz de gecikmeli olarak bilinçaltımıza yolculuğa çıkacağız. Filmi çekilmiş bir kitap. Ben fragmanıyla yetindim. Psikoloji ile kalın...
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330,2bin okunma
"İçimde bir yengeç var. İçimdeki en kuytu kovukta yaşıyor olmalı; oradan seyrediyor herhalde her yaşadığımı. Ancak arada bir hissediyorum varlığını – ancak arada bir belli ediyor kendini. Ama biliyorum : hep orada... ... bana direnir çoğunlukla – dolambaçlı yollarla karışır yaptıklarıma, ket vurur. Bir yolunu bulup yaptıklarımı engeller; yapacaklarımı belirlemeğe çalışır. Bunun temelinde benim ile uyum içinde olmaması yatsa gerek. Benim yaptıklarım aykırı geliyor olmalı ona. Sanıyorum benden pek hoşnut değil. En çok dayanamadığı da, benim, devinimsiz, eylemsiz kaldığım zamanlardaki hâlimdir – (gün olur, hiçbirşey yapmak gelmez içimden; ya da : hiçbirşey yapmak gelir – öyle, bir köşeye oturur, saatlerce, etrafıma bakınırım – seyrederim. Kafamdan binbir türlü imge, tasarım, düşünce –öylesine, gelişigüzel– geçip durur; zaman da geçer ya, öyle –? aldırmam...), bu durumlarda, içimde, kocaman kıskacının çat–çatını, sert ayaklarının yan yan eşelenen öfkeli katırtısını duyarım. "Yürü git!", der bana; ama ben kalakalmış olurum. Dinlemem onu; belki, dinlemek elimden – içimden– gelmez."
Şef Asakava' nın yaptıkları içimdeki öfkeyi kabarttığı gibi, denizin dibinde buzun içerisinde hapsolduğum hayali bir an aklımdan geçiverdi. Keder ve öfkenin yerini artık korku almıştı.
Sayfa 140 - AkiyukiKitabı okudu
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
92 günde okudu
Kendi içimize, sora sora kendimize, kendimizi buldurmayı, yola çıkarmayı sağlayan bir düşünür olduğuna inanırım Oruç Aruoba'nın. Kendini dinlemek, anlamak büyük bir işmiş. Fikir işçiliği ve yaşam mücadelesinin zihni bütünleyen bambaşka bir iş oluşturma meselesiymiş. Içinizdeki yengece kulak verdiniz mi hiç? Kıpırdanıp duran başka bir şeye veya, hani, o ta içinizin derinliklerinde, ara ara ses çıkaran, bazen şüpheye düşüren, çoğunlukla düşündüren? Işte, ona içimdeki yengeç diyor Aruoba. Bizi hep izleyen, biz hareket halindeyken veya uyurken veya yaşadığımızı hissettiğimizde, çocuklaştığımızda, kaçındığımızda, pişman olduğumuzda, âşık olduğumuzda, durduğumuzda hep bizimle olduğunu hissettiğimiz, hikâyemize ortak olan, Didem Madak'ın deyimiyle bir iç sesimiz var değil mi? Peki, duymak, duyabilmek, anlayabilmek onu... Yapabiliyor muyum diye sormak kendine... Sonra yine dönmek içine aramak, yaşantı yığınlarının arasında. Aslında bizi insan yapanı, insanın kendini tanıyarak var olacağını... Özgürlük ve zaman bile 'ben'liğini günden güne değiştirirken, kendini tanımak mümkün mü?
Benlik
BenlikOruç Aruoba · Metis Yayıncılık · 2018976 okunma
Reklam
29 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.