Hoş bi yorgunluk içime işliyor veya içimden geçiyor ,bilmiyorum
İnsanların denizi görmeyi neden böylesine istediklerini anlamıyordum. Deniz seven insanların aksine ben etrafımdaki dağları seyretmeyi daha çok seviyordum. Vadinin diğer tarafındaki dağın görüntüsü mevsimine göre, havanın sıcaklığına göre canlı bir şekilde sürekli değişiyordu. Bu günlük değişiklikler içime işliyor ve onları izlemekten hiç bıkmıyordum.
Reklam
Biliyor musunuz, güzel bir sesin kendisi bir fikirdir benim kanımca, sahibi olan kadın istediği kadar budala olsun; müziğin korkunç yanı bu işte. Ve birde erotizm var işte.Hiçbir insanın kaçınamayacağı bir alan.Sarah şarkı söylerken öylesine içime işliyor ki, yani neredeyse cinsel bir şey - lütfen yanlış anlaşılmasın bu şimdi.
Sayfa 51
Ne kadar isterdim şu an kendimi salıvermek, unutmak ve uyumak. Yapamam oysa, boğulacak gibiyim çünkü. Varoluş her yanımdan içime işliyor, gözleriyle, burnuyla, ağzıyla sokuluyor. Ve aniden, bir vuruşta gözlerimin önündeki perde yırtılıyor, anladım, gördüm artık.
Yokluğun dayanılmaz bir zamansızlık hâlinde işliyor içime.
Sayfa 186
Sen yoksan, zaman yok. Saatler ilerlemiyor artık. Yokluğun dayanılmaz bir zamansızlık halinde işliyor içime. Dakikalara bir yılın ağırlığını yüklediğin yetmez mi?
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
452 öğeden 341 ile 350 arasındakiler gösteriliyor.