Kitabı bitirdiğimde bir "ooofff/ufff" çektiğimi hissettim. Bu romanda da acı vardı ama kimin acısı. Ömer mi, Macide mi, yoksa Ferdi mi. Bir sarkaçta sallanmaktan ibaret bir hayatta başıboş nefes alan, Macide'nin hayatına girmekle ona vadettiği -esasında hiç bir vaatte de bulunmadığı, ki vaatte bulunması da gerekir miydi-