Bir kalem ve birkaç sayfa arkadaş gibidir; onları bir arada görünce içini dökme isteği gelir insana. Hani bazen en yakınınıza, en sevdiğinize dahi derdinizi anlatamazsınız ve bunun verdiği sıkıntıyla kendinizi çıkmazda hissedersiniz ya. Hah, işte o zaman yetişir imdada kalem ve kağıt ikilisi.
Ne zaman görsem beni mutlu etmiştir bu muhteşem ikili. Sırdaş gibi sırdaş, dost gibi dosttur çünkü. İçinizdekileri onlara emanet ettiniz mi gözünüz arkada kalmaz; istediğiniz zaman onlara ulaşırsınız, sizi asla terk etmezler - siz istemediğiniz sürece -, gün gelip sırtınızdan vurmak için de davranmazlar üstelik, gerçek hayattaki dost bildiklerimizin aksine.
Hem, Yaradan’ın yazı diye bir şeyi yaratması ve insanlarda yazma yeteneğini var etmesi de tesadüf değildir değil mi? Beşerin beşere yaptıklarını bildiğimizi ve yapacaklarını tahayyül ettiğimizi düşünürsek, insanın ruhunu arındırması için, hayatta umutsuzluğa düşmemesi için en güzel uğraşlardan biridir yazmak.
Satırlarla dost olabilmek ve öyle kalabilmek ümidiyle...