Susmak çürütülmesi en güç savunmadır!....
İnsanların söylemedileri bazı sözlerin içinde, söylediklerinden daha çok gerçek vardır.......
Sizce?
Konuşmak istemek aynı zamanda susmaktı, çünkü insan biliyordu ki konuşmaya başlayamayacaktı her şeyi kendi içinde yaşayacaktı ve konuşsa bile kalbi susacaktı. Gerçekten konuşmak istemek aynı zamanda susmak mıydı?..
Reklam
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak
❛❛ Sus Gönlüm..
Bazen, uzaklaşmak gerekir yakınlaşmak için, Bazen, hatırlamak gerekir hatırlanmak için, Bazen, ağlamak gerekir açılmak için, Bazen, anmak gerekir anılmak için, Bazen de susmak gerekir duymak için, Eğer çok konuşmak faydalı olsaydı, iki ağzın ve bir kulağın olurdu. Onun için, çok dinleyip az konuşmak gerek! Eğer susarsan, konuşman daha aydınlık
Eski zamanlardan beri bir tane bile dile getirilmeyen aşk olmamıştır. Gerçekten sevdiğin hâlde susmak, çok inatçı bir gönül rahatlığının kanıtıdır. Sevdiğini kelimelere döküp söylemekten utanır insan. Herkes için geçerli bu. Lakin aşkın özü, bu utancı görmezden gelip azgın dalgalarının içine atlıyormuşçasına sevgini haykırdığın yerde yatar. Sessiz kalanların aşkı zayıftır. Egoisttirler. İşin içinde kişisel bir çıkarları vardır. Gelecekte ortaya çıkabilecek sorumluluklardan korkuyorlardır. Böylesine aşk denebilir mi? Utandığım için söyleyemem diyenler kendilerine fazla önem verenlerdir. Azgın dalgalara atlamaktan korkuyorlardır. Eğer gerçekten sevselerdi aşk sözcükleri istemsizce ağızlarından dökülürdü. Kekeleyecek olsalar bile sorun değil, tek kelime bile yeterli olurdu. Köşeye sıkıştığında kelimeler kendiliğinden çıkacaktır. Böyle bir durumda kediler ve güvercinler bile haykırır. Anneme de ki: aşk, insanın bu dünyaya ayak bastığı günden beri yeryüzünün hiçbir yerinde kelimeler olmadan var olmamıştır. Aşk bir kelimedir. Kelimeler kaybolduğunda aşk da bu dünyadan kaybolur. Aşkın kelimelerden ayrı var olabileceğini düşünüyorsanız şayet, çok büyük bir yanılgı içerisindesiniz. İncil'de de yazar bu: "Söz Tanrı'yla birlikteydi ve söz Tanrı'ydı. Yaşam O'ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı,"" Burayı anneme okutmalısın.
Sayfa 159Kitabı okudu
Kardeşim! Sâlih kimselerle arkadaşlık et. Sâlih kimselerle arkadaşlık kalbi inceltir, Rabbi hatırlatır. Hadîs-i şerîfte de buyurulduğu gibi: Sâlih kimseler görüldüğü zaman, Allah hatıra gelir. Teheccüd namazlarına, nâfile oruçlara ve Kur’ân okumaya devam et. Dilini tut, insanların gizli olan hâllerini, avretlerini araştırmaya, öğrenmeye uğraşma. Çünkü hadîs-i şerîfte şöyle buyurulmuştur: “Kim Müslüman kardeşinin ayıbını araştırırsa Allah da onun ayıbını araştırır ve Allah kimin ayıbını araştırırsa onu evinin içinde bile olsa rezîl rüsvâ eder.” Çünkü Allahu teâlâ mü’mînleri savunup koruyandır. Sen kendi ayıplarınla uğraş ve kendi nefsini ıslâh et. Kendi ayıplarıyla uğraşmaktan, başkaları ile uğraşmaya vakit bulamayan insanlara ne mutlu! Fazla konuşmamak ve uzun süreli sükût etmek senin özelliğin olsun. Çünkü susmak ve konuştuğundan daha fazlasını dinlemek ahlâkların ne fazîletlisidir. Çünkü konuşulan her söz Allahu teâlâ tarafından kaydedilmektedir. Hiçbir kelime kaydedilmekten kurtulamamaktadır..
Abdullah Azzam
Abdullah Azzam
Reklam
“Kafka’nın ‘Dönüşüm’ eserinde hayvanlaşan hayat anlayışımızı kaç kişi anlayabildi ki, intihar etmek için çabalarını kaçımız düşündü ki, yoksa hasta bir kişiliği mi okuyoruz? Kaç kişi sanat adı altında Mozart’ın sarayda kızların peşinde koşarken krala yakalanmasını biliyor ki? Kız çığlıklar içinde kaçarken Mozart onun peşinde koşuyordu. Üstü başı
Sus Gönlüm
Bazen, uzaklaşmak gerekir yakınlaşmak için, Bazen, hatırlamak gerekir hatırlanmak için, Bazen, ağlamak gerekir açılmak için, Bazen, anmak gerekir anılmak için, Bazen de susmak gerekir duymak için, ... Eğer susarsan, konuşman daha aydınlık olur. Zira sükutta hem sessizliğin ışığı hem de konuşmanın faydası gizlidir. Sığ suları, en hafif rüzgarlar bile coşturabilir. Derin denizleri ise ancak derin sevdalar coşturur. Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susar. Anladım ki susan her şey, derin ve heybetlidir. Biraz da sessizliğim konuşsun, harfsiz bir dil bulalım içimizde, Sadece ikimizin anladığı bir hüzün olsun içinde!.. Şems-i Tebrizi
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ..Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin
Bu kalabalık ne fena. Bu sokaklar bu suratı asık adamlar, isteksizce işine, okuluna, vesaireye gidenler, etrafta büsbütün çirkin binalar, mutsuz herkes. Korkunç bir manzara. Sonra bir sessizlik hasreti içimizde, bu gürültü ne fena. Baran’ın dediği gibi: "Bir insan susunca, sesi icinde dolaşmaya başlıyordu. İyice yayılıyordu. Sonunda gözlerde, ellerde, oturuşta, yürüyüşte, ette kemikte çın çın ötmeye başlıyordu bu ses. Dünyayı anlamak için susmak yetiyordu." Şöyle her şey ve herkes bir sussa . Kendimize gelsek...
Reklam
İki türlü susmak vardır: ölü susmak, diri susmak. Sen, bütün bu ölü susanlar içinde, diriliğince sus. * Susmak yiğitçe değil, diyorsun. Yanlış. Asıl yiğitçe olmayan dinle­ memek değil midir? * Ağzı olanlar susmaz. Konuşur, bağırır, haykırır onlar. Ama aslolan susmaktır. Ağzı olanlar değil, düşüncesi olanlar susar.
Susuyorum, gönlüm razı değil. Susmak gerekseydi eğer, koca ormanın içinde bir minicik kuşun feryadına gerek kalır mıydı. O ses bizi sakinliğe itmiyor diyebilir misin ? Ya köpüre köpüre giden, tüm gürültüsüyle sessizliği yerle bir eden, ama denize kavuşup sessizliğe gömüleceğini bilse de, susmamaya yemin etmiş nehre ne demeli. Böyle bir nehrin gürültüsünü susturmayı vicdanına anlatabilir misin?
Bir insan susunca, sesi içinde dolaşmaya başlıyordu. İyice yayılıyordu. Sonunda gözlerde, ellerde, oturuşta, yürüyüşte, ette kemikte çın çın ötmeye başlıyordu bu ses. Dünyayı anlamak için susmak yetiyordu. “Şöyle her şey ve herkes bir sussa. Kendimize gelsek...”
Bir lahzalık yürüyüştür yaşamak Adım adım nefes almak ve susmak An içinde andır, yen içinde yen Birkaç kasımpatı bulmak inceden
Yak içinde ateşi İster er, ister dişi Susmak korkağın işi Bu çağda kavga güzel
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.