Herkesin dünyası kapı aralığı kadar genişti ve kimsenin sesinde mavilik yoktu. Kadın acıyla kaldırdı başını. Acıyla eğildi adamın üstüne. İki bulanık göldü gözleri kirpiklerinden taşan. “Her şeyi biliyorum” dedi. “Bunaldım. İnsan gövdesiyle çarpmıyor kötülüğe. Yüreğinden alıyor yarayı. Bencillik, yalan, hırs, kabalık... İnandıklarını koruyabilmek için çırpına çırpına tükeniyor akıl. İnceliğin nasıl bir yanılsama olduğunu görmek için başını kaldırmak yeterli. İçindeki iyilikle yenik düşüyorsun. Kırk boğuntu halkasından geçtim, her birinde seni biraz daha isteyerek. Geldim ve bungun yüzün kırk birinci acım oldu. Tuhaf değil mi insanın gücü sevdiğine yetiyor. Benim biricik ayrıcalığımsın oysa. Sana işgal dersem dünyayı nasıl tanımlarım ben.
Bunaldım. İnsan gövdesiyle çarpmıyor kötülüğe. Yüreğinden alıyor yarayı. Bencillik, yalan, hırs, kabalık... İnandıklarını koruyabilmek için çırpına çırpına tükeniyor akıl.
İnceliğin nasıl bir yanılsama olduğunu görmek için başını kaldırmak yeterli.
İçindeki iyilikle yenik düşüyorsun...
"Bunaldım. İnsan gövdesiyle çarpmıyor kötülüğe. Yüreğinden alıyor yarayı. Bencillik, yalan, hırs, kabalık... İnandıklarını koruyabilmek için çırpına çırpına tükeniyor akıl. İnceliğin nasıl bir yanılsama olduğunu görmek için başını kaldırmak yeterli. İçindeki iyilikle yenik düşüyorsun."
İnandıklarını koruyabilmek için çırpına çırpına tükeniyor akıl. İnceliğin nasıl bir yanılsama olduğunu görmek için başını kaldırmak yeterli. İçindeki iyilikle yenik düşüyorsun.
İnsan gövdesiyle çarpmıyor kötülüğe. Yüreğinden alıyor yarayı. Bencillik, yalan, hırs, kabalık… İnandıklarını koruyabilmek için çırpına çırpına tükeniyor akıl. İnceliğin nasıl bir yanılsama olduğunu görmek için başını kaldırmak yeterli. İçindeki iyilikle yenik düşüyorsun.
İnsan gövdesiyle çarpmıyor kötülüğe. Yüreğinden alıyor yarayı. Bencillik, yalan, hırs, kabalık... İnandıklarını koruyabilmek için çırpına çırpına tükeniyor akıl. İnceliğin nasıl bir yanılsama olduğunu görmek için başını kaldırmak yeterli. İçindeki iyilikle yenik düşüyorsun. Kırk boğuntu halkasından geçtim, her birinde seni biraz daha isteyerek. Geldim ve bungun yüzün kırk birinci acım oldu.
“her şeyi biliyorum” dedi. “bunaldım. insan gövdesiyle çarpmıyor kötülüğe. yüreğinden alıyor yarayı. bencillik, yalan, hırs, kabalık... inandıklarını koruyabilmek için çırpına çırpına tükeniyor akıl. inceliğin nasıl bir yanılsama olduğunu görmek için başını kaldırmak yeterli. içindeki iyilikle yenik düşüyorsun. kırk boğuntu halkasından geçtim, her birinde seni biraz daha isteyerek. geldim ve bungun yüzün kırk birinci acım oldu. tuhaf değil mi insanın gücü sevdiğine yetiyor. benim biricik ayrıcalığımsın oysa. sana işgal dersem dünyayı nasıl tanımlarım ben. damla kendini tamamladı ve gelip sana damladı. hepsi bu...”