Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sonra yüreğimi görebilirdim. Dünyaları içine alıp da dünyalara sığmayan yüreğimi. Karun sofrasıyla doymayıp da bir buğday tanesiyle yetinen yüreğimi. İçindeki siyah noktayı. Aynı yerde hû’ya müheyyayı. Çitsarmaşığını, “aşeka”yı. Beni hem melek hem şeytan kılanı. Arşla bir kılanı beni. Beni “zübde-i âlem” edeni. Beni hak ile yeksan kılan “ben”i. Beni Kâbe gibi tavafa, cevelana çağıran “ben”i. Yüreğimdeki siyahı yüreğimdeki beyzâyı.
Timaş
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Reklam
'Bir insanın tekamül ve terbiyesi, kendi nefis mücadelesi ile olmaktadır. Onu başkaları asla terbiye edemez. Zira başkaları terbiye etmeye kalkarsa, karşı tarafın tarlasına daima negatif tohumlar ekecektir. Kişinin kişiliği terbiyeyi nefsinde yaparsa, içindeki menfiyeti rahatça atarak kendini tekamül ortamına hazırlar. Size kötü gözle bakanlara, siz güzel gözle bakmasını bilirseniz, onu gizli nefis terbiyesine itmiş olursunuz. Öyle bir an gelir ki; kendi nefsinden kendi utanır, yaptıklarının bilincine varır. Sevgi, meleklerin doruğundaki hakiki sevgi kotuna oturunca siz de bir melek olursunuz. Bu nimete varabilmek ancak lâyıklara hastır. Henüz sizler daha doğmadan, bilinçaltınıza ekilen tohumlar, bulundukları ortama göre yeşermektedir. İşte bu, sizin öz kotunuzdur. Bu kot sizin kader yolunuzu çizmektedir. Her şey sizin varoluşunuzla beraberdir, sonradan ilaveler olmaz. Her dönemde aynı yoldan geçecek, iyiyi kötüyü öz bilincinizle seçecek, hakikat yolunu böyle bulacaksınız. İşte size siz yapan budur. Evrende her şey bir denge unsurudur. Bir şeyin noksanlığı, daima başka bir şeyle tamamlanır. Aslında öz bilinç kotunuz daima art niyetlerin dışında tutulmuştur. Fakat beşer daima şaşmıştır ve sapmıştır. Özveri, insanoğluna en kutsal yolu çizmektedir."
“Zihnindekiler aklını kurcalıyorsa bu kitabı okumaman lazım. İçindeki dünyada kaybolmazsan birçok kişiye haksızlık etmiş olursun.” Gülümseyen Feride, “Kime haksızlık etmiş olurum?” diye sorarken ağabeyi gibi kitabın kapağını inceledi. Tek eliyle tuttuğu kitabı kaldırıp öne doğru hafifçe salladı genç adam. “İçinde yaşanılan dünyaya, karakterlere ve yazarına. Bir kitabı anlamayarak okursan en çok kendine haksızlık etmiş olursun.”
Melek cehenneme inerse o da cehennemlik olmaz mı? Ona cennet tekrar kapılarını açar mı? — Onun cenneti içindeki aşk.
Can Yayınları / PDFKitabı okudu
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
"Peki beni yaratan kim? Tanrım değil mi, yalnızca iyi olan, hatta iyiliğin kendisi olan Tanrım? Öyleyse neden ben kötülüğü isteyip iyiliği istemiyorum? Layığımı bulup cezalandırılmam için mi böyle oluyor? Benim içime bu acı tohumları koyan, bunları eken kim öyleyse, ben baştan sona tatlılar tatlısı Tanrımın bir eseri olduğuma göre? Bunu yapan şeytansa, peki şeytanı kim yarattı? Bu şeytan yoldan çıkmış iradesiyle kendini şeytana dönüştüren bir melekse o zaman onun içindeki bu kötü iradenin kaynağı ne ki onu böyle şeytan kıldı, iyiler iyisi Tanrı onu baştan sonra iyi bir melek olarak yaratmamış mıydı?"
V...
V'den korkuyorlardı çünkü V sadece bir kişi olmaktan çıkıyordu.V,bir simge oluyordu yavaşça ve bu simgenin onların sonu olacağını da çok iyi biliyorlardı.V'yi ben bile durduramıyordum.Çünkü artık V sadece ben değildim.V;öldürülen kadınlar,bastırılmış hayaller,yaşanmış acılardı.V her kadının içindeydi,benim V olmayı kesmem de V'yi yok etmezdi.Ama kadınların içindeki V...İşte,onlar bir gün tamamen kazanacaktı.Ben bir gün ölsem de V yaşamaya devam edecekti.Bunu bilmek her şeye değdiğini gösteriyordu.
Sayfa 323Kitabı okudu
Allah'tan başka ilâh yoktur. O Vâcibü'l-Vücud ve Vâhid-i Ehad ki, melek ve ins ve cin ecnâsının makbulü ve mergubu olan, her dakikada bütün âyetleri nev-i insandan yüz milyonların lisanında kemâl-i ihtiramla okunan, saltanat-ı kudsiyesi arzın ve âlemlerin aktarında ve zamanın ve asırların yüzlerinde devam eden, nuranî hâkimiyet-i mâneviyesi arzın yarısında ve beşerin beşte birinde on dört asırdır kemâl-i ihtişamla cârî olan Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyan, Onun vahdet içindeki vücub-u vücuduna delâlet eder. Kezâ, Kur'ân, müşahede ve ayân ile, kudsî ve semâvî sûrelerinin icmâı ve nurânî ve İlâhî âyetlerinin ittifakı ve esrar ve envârının tevafuku ve hakaik ve semerât ve âsârının tetabukuyla Onun vahdet içindeki vücub-u vücuduna şehadet ve onu ispat eder
insan nedir ?
Oysa Adem, ey güzel yolcu, sen öyle misin? Hatırla nasıl yaratıldığını. Bu toprak bedene neler katılıp karıldığını, suyuna mizacına neler karıştırıldığını. Hani ruhun, hamurunun yoğrulma­sına tanık tutulmuştu. Bir yanın karanlık senin bir yanın ışık. Bir yanın melek kanadı bir yanın şeytan ıslığı. Bir yanın çamur beden, bir yanın kutsal ruh. Bir yanın iyiliğe açık bir yanın iyiliğe kapalı. Tek başına ne duru iyilik ne de saf kötülük sensin. Ne baştan ayağa cennetsin ne de tümüyle cehennemsin. Aynı ânda birbirine zıt iki şeysin. İçinde iyilik ve kötülüğü besleyip büyütecek yeteneğe aynı ânda rastlayacaksın. Hataya da sevaba da aynı derecede ehli­yetli olacaksın. Bir yanın yükselmeye çekecek seni bir yanın düş­tükçe düş diyecek. Zirvelerle çukurlar arasında gidip geleceksin.Ama. Bu ikilik kabahatin değil senin mahiyetin. Üstünlüğün, zayıflığın olan bu şeyde. Tepeden tırnağa çamursun Âdem ilk bakış­ta. Toprağın topraklığına batmış gibisin. Ama bu halinle kıymetli­sin. Çünkü bu halini aşabilirsin. İçindeki kutsal ruha sahip çıkabi­lirsin. İşte o zaman melek değil ama melekler gibisin. Ve ey Âdem unutma, böyle bir tartıda melek gibi olmak melek olmaktan ağır çeker. Çünkü sen o iki şey arasında özgür irade-bilinçli seçimsin.
Sayfa 40 - TimaşKitabı okuyor
Reklam
Karanlığın içindeki kalıntılar, kendini yeniden inşa etmeye başlamıştı.
"Unutma şeytan yapılan kötülüklere bir kılıftır sadece. İçindeki şeytanın kazanmasına izin verme."
Ephesus
KAN PORTAKALI Doktor konuşuyor. İlk tümcelerden sonrasını duymuyorum artık. Adamın dudaklarına odaklanmış gözlerim, annemin korku bulamacı bir renge boyanmış yüzüneyse hiç bakamıyorum. “Akciğerin sol lobunda portakal büyüklüğünde kitle...” Portakal büyüklüğünde... Kan portakalı mı? Portakal bahçelerindeki tüm portakallardan nefret ediyorum o
Melek cehenneme inerse o da cehennemlik olmaz mı? Ona cennet tekrar kapılarını açar mı? — Onun cenneti içindeki aşk.
“Bazı masallarda, çirkin bir kurbağanın içindeki gerçek güzellik gösterilerek kişiye belli bir bilgi kuramı aşılanmaya çalışılır. Fakat büyünün bozulması için öpücüğe gereksinim duyulan hayvan, her zaman yakışıklı bir prenstir, prenses değil.”
502 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.