içinden sana orman gibi yeşil baktığım bir fotoğraf* gökyüzünün sonsuz kuşlarının kanatlarında akan bir maviyi taşıyor usuna. kan bulaşan anılardan bağışlanacak mısın? yırtıp attığın mektupların kelimeleri uzamda asılı duruyorken, anımsayacak mısın ürküttüğün düşleri? büyük ayaklı devler gibi geçerken bir seraplar ülkesinden, kendinden şikayetçi olacak mısın depremler yarattın diye? anlağın yetmediği bilmeceler adımlarımızın önünde takıldığımız taşlar oluşturuyorken gözlerini kapamanın çaresiz korku kabilesine, için rahat katılacak mısın? aktığın bir nehrin içinde yüzmek istemiyorsun diye, nehirden bağımsız bir yosun gibi yapışıp düşüncene, katılaşacak mısın? evren, bu yaranın kabuğunu sana hediye etti. kanatma lütfen. duygular, yeterince kan kaybetti.
Karanlıkta olmayı, karanlık olmayı değil karanlığa hapsolmayı dilerdim. Karanlık, aydınlık yollarda bir duraktı. Işığın peşinden gitmek istiyorsan karanlıktan geçmen gerekirdi. Çünkü “acının dışına çıkmak için acının içinden geçmeliydin..” O karanlık, bir mecburiyetti. Tercihin olsa seçmeyeceğin fakat ruhuna ilaç olan yerdi. Karanlığı seçemezdim, ben de karanlığa hapsolmayı dilerdim. Fakat fark ettim ki karanlığa hapsolmamalıyım, karanlığı kendime hapsetmeliyim. O ışığı ben kapatmalıyım. Çünkü ışığı kapatan sensen, açmayı da bilirsin. Karanlığı seçmeliyim çünkü karanlık beni seçerse ışığımı kaybeder, karanlığa mahkûm olurum..
Reklam
Nereden bilebilirdi ki böyle olacağını , bilseydi yürürmüydü aynı yolda güler miydi aynı filmde . Bilmem ki … bilmiyordu artık bilmiyordu ve susuyordu tek kelime etmek gelmiyordu içinden işte yeniden bitmişti ve yine . Her başlangıç bir sondu ve o artık sonlardan bıkmıştı hayır hayır bıkmamıştı sadece yorulmuştu . Sert rüzgar yüzüne şamar gibi iniyordu sanki uyan dercesine . Ama o gözlerini açamıyordu acıyordu soğuktan gözleri. Dayanıklı değildi. Bilseydi bu soğukta dışarı çıkar mıydı . Ama çıkmıştı artık ve sokakta yapayalnız kalmıştı. Fırtına ortasında. Yine bırakmıştı onu bu karanlık ortasında. Neden hep onun elini bırakacak kimselerin elini tutuyordu ki . Neden hep arıyordu bulamayacağını bildiğini. Nedenler kafasında uçuşurken damlalar süzülüyordu yanaklarından içini ısıtırcasına. Yorulmuştu be. Nefes almak bu kadar zor muydu biriyle Yanyana yürümek bu kadar zor muydu? Gülmek hesapsızca gülmek sevmek dikensiz sevmek yaralamadan sevmek bu kadar zor muydu? Zor olan sadece fırtına değil miydi neden canı yanıyordu? Korkuyordu fırtına çok sertti ve o tekti. Kalkabilecek miydi altından eve varabilecek miydi tekrardan güvenebilecek miydi? Bilmem… bilmiyordu ve susuyordu herkese inat herşeye inat .
Nehrin aktığını görebilmek için içinden çıkmak gerek.
VAROLUŞSAL BUNALIM
Terkedilmiş bir binasın sen, Hepimiz yorgunuz, Hepimiz hâlsiziz. Sende burada, Oturup bir sigara tüttürsen zaman bitmez. Beynimiz uyuştu, Kalabalığı, gürültüyü kaldırmadı kafamız.
Reklam
Yolcuyum, yolcuların içinden gelen bir yolcu... Kalbim bütün bilinmezlikleri iteledi, kuddisiyete büründü ve teslim oldum... Belki böyle de ölüm gelir... Hep Hamal bir yolcu...
... İnsan bazen de içinden sesli okur... .
Herkesin Bir umudu vardır, Bir savaşı, Bir kaybedişi, Bir acısı, Bir yalnızlığı, Bir hüznü... Çünkü herkesin bir gideni vardır, İçinden bir türlü uğurlayamadığı... Turgut Uyar
İçinden ne geliyorsa onu yaz.
Reklam
Bir gün olsun sana gülen bir yüzle gelmedim Ama biliyorum, sen benden hiç yüzünü çevirmedin Bazen uğursuz kalabalıkların içinden geldim, boğuldum ama ölmedim Mahzenim! Gün bilmez, gece bilmez, dilmez bilmez, söz bilmez Benim en vefalı derin yârim Sen bilirsin göklerin yolunu, sen tutarsın uluların izini Sana açılır yârin kapısı, halime bakma
"Neden bakışlarınız böylesine hüzünlü? Yüreğinizde nasıl bir ağırlık var? En son ne zaman otların üzerine yatıp, gökyü­zünü çimenlerin içinden seyrettiniz? Ne zaman yaprakla­rın arasından esen rüzgarın sesini dinlediniz? Varolduğu­nuz ve yaşam denen bu olağanüstü serüvenin bir parçası olduğunuz için hiç minnet duydunuz mu?" Susanna Tamaro Sevgili Mathilda, İnsanın Yürümesini Dört Gözle Bekliyorum
Dünya gözü ile bakan, yüzü; Gönül gözü ile bakan, özü görür…” "İnsan her şeye içinden bakıyor, İçinde iyilik varsa iyiyi, Kötülük varsa kötüyü görüyor. Gözler kalbin emrinde o halde... Kalp nereden bakarsa göz oradan görüyor."
Şarkılar şiirler dinlersin Seni anlatanları içinden bir bir çekersin Saydırır durursun gökyüzüne Maviden siyaha dönüşen o engin denize
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.