“Ağla Tolganay, ağla, dedi. Dök içini. Burada kimseler yok. Ama bundan sonra başkalarının önünde gözyaşlarını gösterme.”
‘Yüzünü dökeceğine, içini dök. Anlat bana.’
Reklam
Sızıdır sizi zamanın içinde bir boşluktan başka bir boşluğa sallayan, ince bir sızıdır. Dizlerinden önce kalbin midir sızlayan ey Ali? Dök içini aşk ummanın Fatıma’na. Dök de rahatla.
Sayfa 250
Dileğim söz söylemek ey bilge Benden sonra geleceklere Anlayış karşı çıktı, dedi ki Sözün yanlışsa sana zarar verir Halkın dili kötüdür, seni çekiştirir Kişinin huyu kıskançtır, etini yer Bakınca gördüğümde azaldı yük Kendime dedim, söyle, içini dök Neden dersen eğer açayım sana Ey yiğit, sen sözümü dinle Yanılmaktan gelir bu insan adı* Yanılgı insan için yaratıldı Yanılmamış kişi kim, söyle bana Yanılmış binlerce sayayım sana Bilgili azdır, bilgisiz çok Anlayış az, anlayışsız çok Bilgisiz bilgiliye düşmandır Bilgisiz bilgiliyle savaşır Kişiden kişiye çok fark var bilirim Bu fark bilgiden gelir bunu söylerim Bu sözümü bilgiliye söyledim Bilgisizin dilini ben bilemedim Bilgisize sözüm yok benim Ey bilge, hizmetindeyim senin Sakınarak söyledim sana sözümü Sundum sana işte kendi özrümü
Sahtelikten ırsamak mı gerçeklikten korkmak mı ?¿
Ne yapmak gerek peki? Sağlam bir arka mı bulmalıyım? Onu mu bellemeliyim? Bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi, önünde eğilerek efendimiz sanmak mı? Bilek gücü yerine, dolanla tırmanmak mı? İstemem! Herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım Le Bret? Sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım? Bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip, taklalar mı atmalıyım? İstemem, eksik olsun! Her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli? Sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli? Onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli? İstemem! Eksik olsun böyle bir şöhret, eksik olsun! Ciğeri beş para etmezlere mi “yetenekli” demeli? Eleştiriden mi çekinmeli? “Adım Mercuré dergisinde geçse” diye mi sayıklamalı? İstemem! İstemem, eksik olsun! Korkmak, tükenmek, bitmek? Şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek. Dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek? İstemem, eksik olsun! İstemem, eksik olsun! Ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek? Tek başına? özgür olmak! Dünyaya kendi gözlerinle bakmak. Sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak. Bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak; ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek; isteyince Ay’a bile gidebilmek? Başarıyı alnının teriyle elde edebilmek? Demek istediğim, asalak bir sarmaşık olma sakın. Varsın boyun olmasın bir söğüdünki kadar. Yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var? – Dök içindeki öfkeyi dostum. Ama saklama benden, seni sevmediğini! – Sus!
Neden babacığım? Neden? Küs müsün hâlâ bana? Kendimi affettirmek için daha ne yapabilirim, söyle. En azından senin için çabalarken, nasıl bir yol izlemem gerektiğini anlat, rehberim ol. Bir kez olsun gir rüyama, bağır, çağır, dök içini... Ama bitsin artık bu eziyet! Senin çilehanende, kaldığın yerden nöbeti devralıp, senin çileni doldurmaya çalıştığımı görmüyor musun?
Sayfa 366Kitabı okudu
Reklam
Ama Beni Sevmeyin !
Neden biliyor musunuz? Ben yalakalık yapmam, kiyafetiniz yakışmamissa "ClCok yakışmış..." demem çünkü. Kendi çikarlarim icin sizin hayatınızı hiçe sayacak adımlar atmam. "Ya bosver o seni kaybetti!" diye yalanlar söylemem. "Otur, ağla, dök içini !" derim. En ufak bir hatada silip gitmem. Kendimi anlatmayi da sevmem bak rahatsiz oldum şimdi. Ama beni sevmeyin. ! Ben sizin sevdikleriniz gibi değilim ...
Sayfa 148
Hadi hadi, içini dök bana, Zaten iyice ele veriyor seni duyguların.
Yara işler içten içe,  Kemirir içini gizli gizli. Dök bütün günahlarını Tanrının önüne, Tövbe et yaptıklarına, Çünkü pisliğin ortalığı sardığı bu zamanda, İyiliğin af dilemesi gerekiyor kötülüklerden, Sana iyilik etmeme izin ver demesi gerekiyor.
dök bana içini ..
Bu iç döküşün bana duyduğun sevgiyi artırmasını dilerdim.
Sayfa 2 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Diyorlar ki; "Aman konuş, içini dök, rahatla, anlat anlatabildiğin kadar." Heyhat! Dertlerin asıl anlatılması gereken kapı Cenabı Hakk'ın kapısıdır. O'nun kapısında O'na duadır. O'nun kapısında O'na secde etmektir.
Sayfa 47 - Ruhi Yayıncılık Ltd. Şti. Yıkılmazlar Basın YayınKitabı okudu
Bu yükü çok uzun zamandır taşıyorsun. Dök içini...
İçini kağıda dök: "Acılarını yazan, hüzünlerini beyaz kağıda dökenler gün geçtikçe iyileşiyor ve doktora daha az gidiyordu..."
Resim