Seçkinlerin içkisi: Şarap
Biranın pabucu dama atılmış sayılmazdı. Asurnasirpal, şöleninde 10 bin küp bira ikram etti. Fakat ikram edilen şarabın miktarı da 10 bin tulumdu. Miktar aynı, fakat çok daha etkileyici bir zenginlik gösterisi; çünkü kuzeydoğuda dağlık diyarlardan ithal edilmesi gereken şarap, Mezopotamya'da nadir bulunan bir içki olmuştu hep. Şarabı dağlardan ovalara taşımanın maliyeti, şarabı biradan en az on kat daha pahalı yapıyordu; bu nedenle şarap, Mezopotamya kültüründe egzotik yabancı bir içki olarak görülürdü. Dolayısıyla, şarap içmeye yalnızca seçkinlerin gücü yetebilirdi ve esas kullanımı dinseldi: Nadir bulunurluğu ve yüksek fiyatı; şarabı, bulunduğunda da tanrılar tarafından tüketilmeye layık bir içki yapmaktaydı. Pek çok kişi hayatında hiç tatmamıştı.
Sayfa 52 - Yunanistan ve Roma’da Şarap: Şarap Keyfi, Büyük Bir ŞölenKitabı okuyor
Herşeyin yoğunlaşma becerisini engellemeye çalı­şıyor gibi göründüğü uygarlığımızda, yoğunlaşmayı uygulamak çok daha zordur. Yoğunlaşmayı öğrenme­ de atılacak en önemli adım, kişinin okumadan, radyo dinlemeden, sigara ve içki içmeden yalnız kalabilmeyi öğrenebilmesidir ve bu beceri de, sevme becerisi için bir koşuldur. Bir insana salt kendi
Reklam
Hem Mezopotamyalılar hem Mısırlılar birayı, varlıklarının temel dayanağı olan, kültürel ve dinsel kimliklerinin bir parçasını oluşturan ve büyük sosyal önemi bulunan eski, tanrı vergisi bir içki olarak görüyorlardı. "Birahaneye uğramak" ya da "birahanede oturmak"; "iyi vakit geçirmek" ya da "âlem yapmak" anlamına gelen popüler Mısır ifadeleriydi. Sümerlerin "bira dökmek" ifadesi bir ziyafet ya da kutlama anlamına geliyordu ve kralın haraç almak için yüksek devlet memurlarının evlerine yaptığı resmi ziyaretler, "kral falan kişinin evinde bira içince" şeklinde kayıtlara geçirilirdi. Her iki kültürde de bira, sofranın demirbaşıydı, onsuz hiçbir yemek tam sayılmazdı. Herkes tarafından; zenginler, yoksullar, erkekler, kadınlar, çocuklar, yetişkinler, sosyal piramitin tepesindekiler ve dibindekiler tarafından tüketilirdi. Bira gerçekten de bu ilk büyük uygarlıkların tanımlayıcı içkisiydi.
Sayfa 38 - Mezopotamya’da ve Mısır’da Bira: Uygar Bira; Uygar İnsanın İçkisiKitabı okuyor
Yoğunlaşmanın, bir sanatta ustalaşmak için gerekli olduğunu kanıtlamaya pek gerek yoktur, Herhangi bir sanatı öğrenmeyi denemiş olan bir kişi bunu bil­melidir. Ancak bizim uygarlığımızda yoğunlaşmaya, kişinin öz disiplin sağlamasından daha az rastlanır. Aksine bizim uygarlığımız insanı, başka yerlerde gö­rülmeyen yoğunlaşmamış ve dağınık bir yaşam modeline yöneltir. Birçok şeyi bir arada yaparsınız, olur. Radyo dinler, sigara içer, konuşur, yer içersiniz. Ağ­zı açık, sabırsız, herşeyi --resim, içki, bilgi— yutmaya hazır bir tüketicisiniz. Yoğunlaşma eksikliği kendi ba­şımıza yalnız kalmakta uğradığımız güçlükte açıkça görülmektedir. Konuşmadan, sigara içmeden, okuma­dan hareketsiz oturmak birçok insan için olanaksız“ dır. Sinirlenir, rahat duramazlar elleriyle ya da ağız­larıyla birşeyler yapmaları gerekir. (Sigara içme, yo­ğunlaşmanın güzel bir belirtisidir, eli, ağzı, burnu ve gözü oyalar.
Kadeh tokuşturma neyi simgeler,
Birkaç kişi aynı kaptan bira içtiklerinde, hepsi aynı sıvıyı tüketmiş olurlar; oysa et paylaşılıp da parçalara ayrıldığında, genellikle bazı parçalar diğerlerinden daha iyi görünür. Sonuç olarak, birisiyle bir içkiyi paylaşmak, konukseverliğin ve dostluğun evrensel bir simgesidir. İçki, aynı zamanda ikram eden kişiye güvenilebileceğinin de işaretidir; içkinin zehirli olmadığını ya da tüketime uygun olduğunu gösterir. Bireysel kupalar çağından önce, ilkel bir kapta yapılan ilk biraları paylaşmak zorunluydu. Ziyaretçilere ortak bir fıçıdan bira içmek için kamış vermek artık âdet olmaktan çıktığı halde, hâlâ ortak bir demlikten çay ya da kahve, ortak bir şişeden bir kadeh şarap ya da damıtık içki ikram edebiliyoruz. Sosyal bir ortamda içki içildiğinde kadehlerin tokuşturulması, kadehlerin bir tek ortak kap biçiminde yeniden birleştirilmesini simgeler. Bunlar, kökleri çok eskilere dayanan geleneklerdir.
Sayfa 27 - Mezopotamya’da ve Mısır’da Bira: Bir Taş Devri Birası, Biranın Etkisi AltındaKitabı okuyor
Kölesi olduğum kahvenin tarihsel serüveni,
Bu coğrafi genişlemeyi entelektüel genişleme izledi. Batılı düşünürler Yunanlılardan miras alınan inançların ötesine bakıp yeni bilimsel, siyasal ve ekonomik kuramlar geliştirdiler. Bu Akıl Çağının egemen içkisi ise Ortadoğu'dan Avrupa'ya giren gizemli ve moda bir içecek oldu: Kahve. Kahve sunmak için ortaya çıkan kuruluşlar alkollü içki satan tavernalardan belirgin bir biçimde farklıydılar ve ticari, siyasal, entelektüel alışveriş merkezleri haline geldiler. Kahve, zihin açıklığı sağlamaktaydı ve bu durum kahveyi bilim insanları, işadamları ve filozoflar için ideal içki haline getirdi. Kahvehane tartışmaları bilimsel derneklerin, gazetelerin, mali kurumların kurulmasının yanı sıra, özellikle Fransa'da devrimci düşünceye bereketli bir zemin sağladı.
Sayfa 14 - Önsöz: Yaşamsal SıvılarKitabı okuyor
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.