Bir insan, gerçek manâsıyla canlı bir mum gibi değil midir? Eğer bu mum yanmazsa, etrafını aydınlatmazsa, insan hayatının kıymeti nedir?
Hegel, erdem için "geçmişte yaşayan insanların şu anda yaşayan insanların önüne koydukları ödev ve yükümlülükleri yerine getirmek" tarifini yaptığında, Nietzsche'nin cevabı şu olmuştur: "Erdem, geçmişte yaşayan insanların şu anda yaşayan insanların önüne getirip koydukları bağlardan kurtulabilmek ve bağımsız olabilmektir."
Reklam
Hayatın bitmek bilmez binbir işlerinin arasında sahip olmamız gereken gerçek düşünceleri kaybediyoruz. Hiç durmaksızın en iyi yemek ve içecekleri, en rahat oturacak ve yatacak yerleri hazırlamayı düşünüyoruz. Hepimiz budalaca, giyinip süslenmeye ve değerli vaktimizi zevk ve eğlence içinde geçirmeye çalışıyoruz. Memleketimizde artık maneviyatla uğraşan neredeyse hiç kimse kalmamış gibidir. Yarınlarımızı düşünen idealist insanlar kayboldu. Herkesin aklında yalnız bir şey var, o da; nerede ve nasıl daha fazla kazanç sağlayabileceğini düşünmekten ibarettir. Herkes zevk ve sefaya dalmış bir haldedir. Şimdi insanlar, bir yangın anında felaketzedelere yardım etmek yerine, yağmacılık yapıp, mal kaçıran soygunculara benziyorlar.
"Bir toplumda işlenen suç ve cinayetlerin yarısından fazlası alkolikler ve alkol bağımlıları tarafından işlen-mekteydi. Acı gerçek buydu.
Bir insan, gerçek manâsıyla canlı bir mum gibi değil midir? Eğer bu mum yanmazsa, etrafını aydınlatmazsa, insan hayatının kıymeti nedir?
"Duvara konuşuyor gibiyim," diyordu Vassilev. Şişkin, gururlu, ruhsuz insanlar; kafalarının ve kalplerinin içi boş.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.