330 syf.
·
Puan vermedi
2. Dünya Savaşının Türkleri...
İkinci Dünya Savaşı sırasında Wehrmacht ve Waffen SS'de görev yapan yaklaşık bir milyon yabancı gönüllü asker vardı. Alman ordusuna ilk alınanlar arasında etnik Almanlar (Baltık Almanları, Avusturyalılar, İsviçreliler, Sorbenler, Volga Almanları, Silezyalılar), Belçikalılar, Çekler, Hollandalılar, Finliler, Danimarkalılar, Fransızlar, Macarlar,
256 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
Cidarlar ve Böcekler
Sizlere taze çıkmış, dumanı üstünde enfes bir kitaptan bahsetmek istiyorum : "Cidarlar ve Böcekler". Günümüz yazarlarından bir distopya okumak ilginç bir tecrübe oldu benim için. Kitabın tamamı değil tabi ki distopik. İki ayrı hikaye var; birinde hepimizin hayatında veya ailesinde olabilecek biri olan Saadet ve oğlu, diğerinde ise yeni bir hayat tarzı geliştirmek iddiası ile oluşturulan habitata dahil olmuş Ataş'ın hikayesi. Saadet ve oğlunun takıntıları var, suskunlukları var, sırları var. Elbette bunların hepsinin de bir sebebi var. Okuyunca aslında hiç de yabancısı olmadığımız nedenlerin bu insanları bu hale getirdiğini göreceksiniz. Ataş ise sorgulayan, asi bir karakter. İçinde bulundugu sistem ise tam tersi gözetleyen, denetleyen bir sistem. Peki Ataş bu sisteme ayak uydurabiliyor mu? Soruların cevaplarını bir anda değil okuyarak, yavaş yavaş öğreniyorsunuz. Yazar hepsini bir anda sunmamış size. Bu da haliyle bir sonraki bölümde ne olacak sorusunu ve heyecanını kitap boyunca devam ettiriyor. Dili akıcı, okuması keyifli bir kitaptı. Kitabı okurken İdil hanımla çok tatlı paslaşmalarımız oldu. Okurları ile ilgili, onların görüşlerini önemseyen bir yazar. Bu yüzden kendisine teşekkür ediyorum. Keyifli okumalar dilerim...
Cidarlar ve Böcekler
Cidarlar ve Böceklerİdil Gençaydın · Dağhan Külegeç Yayınları · 20219 okunma
Reklam
"Her gün bir diğer günün tekrarı olarak yaşamanın bir en zor hali sadece ağlaman mı?"
gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak sen bir şehir olmalısın ya da nar belki granada, belki eylül, belki kırmızı gövden ruhunun yaz gecesi mi ne çok idil, çok deniz, çok rüzgar
Haydar Ergülen
Haydar Ergülen
Öncelikle Hazarların nispeten oldukça sınırlı ölçüde göçebe bir hayat sürdüklerini belirtelim. Zaten daha önce onlarla Kafkas bölgesinde karşılaşmıştık. Armenian Geography’de geçen bir pasajda Hazarların belirlenemeyen bir tarihte İdil nehri boyundaki kışlaklarından bahsedilmekte ve nehir ortasında bir adada yaşayan Barsillerin bu tehdit karşısında yerleşim birimlerini tahkim ettikleri anlatılmaktadır.Hazarlar bir ara Bulgarlarla sıkı müttefik idiler. Bulgarlar daha uzaklarda batı istikametinde yerleşirken, Hazarlar Kuban nehri vadisi merkez olmak üzere İdil ve Kafkaslar arasındaki kıyı şeridini de içine alan bölgeye yerleştiler. Ancak iki gurup arasındaki ilişkiler her zaman aynı seviyede kalmadı. Zamanla Hazar sınırları Bulgarlar istikametinde ciddi anlamda genişlemeye başladı ve VII. Yüzyılda ortaya çıkan bu gelişmeler Hazarlara batıda Don ve Kuban nehirlerine kadar geniş bir bölgede hâkimiyet sağlama imkanı verdi.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.