Ben gerçekten kötü bir insan değilim. Ne aksi bir adamım, ne uysal, ne namuslu, ne alçak ne de onurlu biriyim. Ne kahramanım ne de bir korkak. Hiçbir şey olamadım.
“Nastenka, bazen insanlara sadece bizimle yaşadıkları için minnet duymaz mıyız? Seninle tanıştığım için çok minnettarım. Çünkü seni hayatım boyunca hatırlayacağım.”
Ve kendime soruyorum: Hayallerim nerede? Kafamı sallayıp mırıldanıyorum: Zaman nasıl da geçiyor? Ve sonra kendime bir daha soruyorum: Zamanını nasıl geçirdin, hayatının en iyi yıllarını nereye gömdün? Yaşadın mı, yaşamadın mı? Bak, diyorum kendime, dünyadaki her şeyin nasıl solup soğuduğuna bak. Birkaç yıl daha geçecek, ardından bunu mutsuz bir yalnızlık izleyecek, daha sonra sarsak yaşlılık değneğiyle birlikte gelecek, daha sonra da çaresizlik ve yıkım olacak. Olağanüstü dünyan yok olacak, hayallerin çürüyüp ölecek, ağaçlardan düşen sarı yapraklar gibi dağılacak.