"Eğer sevgi kalpte olursa aşk olur, akılda olursa bilgi olur, hayatta olursa amel olur, eğer üçü bir arada olursa işte o zaman istediğin her şey olur!" (s.120)
ÖMER SELİM VE FEYZA...
Ömer Selim'in aşk karşısında çaresizliğini okuyoruz kitabımızda. Sadece o mu? Çaresizlikten dolayı seçtiği hayat yolunda, o çaresizlik sayesinde yeni doğan dostluklar, yeni bir yaşam kültürü ve en önemlisi bir çocuğun mutluluğunu kazanıyor ana karakterimiz. Ama hepimizin de bildiği gibi:"Dünya adaletsiz çocuk, dünya zorba, elbet eşitleneceğiz o gün kıyamda."(s.78)
Ömer Selim hissettiği duygular karşısında yenik düşme korkusu ile Erzurum'a gitmeye karar verir. Kendini dinlemek açısından çok güzel fırsat kazanır. Poyraz'ın yardımıyla da yapması gereken en doğru davranışı 'hem Feyza için hem de bitip tükenmez o sevdası için' sergilemeyi planlar.
Peki bir alıntı ile size soruyorum:"Aşk, tutulmak mıydı ya da tutturmak mı?" (s.21)
İlk kapağı açtığımda hissettiğim duygular ile kitap bir bütün olarak bütünleşmişti sanki. Her kelimesi hançer gibi saplanıp kalmıştı kalbimde. Her sayfa çevirişimde bir tebessüm daha oluşuyordu yüzümde. Bu tebessümün yerini gözyaşlarımda alıverdi bazen.
"Gözlerin diyorum mezar taşıma kazınmış bir harf olarak kalacaktı."(s.184)
Her kelimesinin değerli olduğu, şiirleriyle, benzetmeleriyle beni çok etkileyen bir kitaptı. Okumanızı kesinlikle tavsiye ederim, keyifli okumalar dilerim.
