48 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 2 hours
Hani Sait Faik Abasıyanık diyor ya “Kalemi yonttum. Yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım.” İşte Agota’nın kendini yabancı bir ülkede var ettiği hayatın kısa özeti diyebilirim bu alıntı ile. Her zaman okumaya olan merakı sonrasında yazmaya dönüşür, kimliğini adeta yeniden bulmasını sağlar. Yazarın otobiyografik metni olan Okumaz Yazmaz kısacık, derin, hüzünlü bir anlatıma sahip. Anne-babası ve iki erkek kardeşiyle Macaristan’da mutlu bir yaşam sürerken savaşın patlak vermesiyle bir kız yurduna verilir. Orada zor, kısıtlı imkanlarla hayatını idame ettirmeye çalışırken aile üyelerinden dahi uzaktır artık. Yalnızca bir kez annesi ile bu fırsatı yakalar ancak onda da onun durumuna üzülüp, sormamasına karşın herhangi bir ihtiyacı olmadığını söyler annesine. 21 yaşına geldiğinde artık evli ve dört aylık bir kız çocuğu annesidir. Sığınmacı olarak İsviçre’ye yerleşip, burada bir fabrikada çalışmaya başlarken adeta yeni doğmuş bir bebek gibidir. Diline aşina olmadığı, kendini ifade edemediği, sevdiklerini, her şeyi geride bırakma süreci yıllar boyu zorluk çıkarır ona. Ufak ufak, amatörlerce sergilenen oyunlar yazarak beğenilen eserler vermesi sonrasında onu roman yazmaya teşvik eder ve en iyi yayınevlerinden biriyle anlaşma yapmasını sağlar. “Okuyorum. Hastalık gibi bir şey bu. Elime ne geçerse, gözüm neye değerse okuyorum: dergiler, okul kitapları, ilanlar, sokakta bulduğum kâğıt parçaları, yemek tarifleri, çocuk kitapları. Kâğıda basılmış ne varsa.”
Okumaz Yazmaz
Okumaz YazmazAgota Kristof · Can Yayınları · 20231,338 okunma
136 syf.
·
Not rated
Kitapta özenle yazılmış cümleler kitaba çok fazla yakışmış. Yani demek istediğim bir duyguyu anlatırken fikrinizde ne bilim kelime hazinenizde o duyguyu ifade edebilecek kelimeler yoksa zaten doğru cümleyi bulamazsınız.Ve bu sadece kitap okurken değil kişi kendisini ifade ederken de önemlidir. Anlatmak istediğiniz neyse onun içinde bogulur veya anlatamamiş olursunuz. Ya o kadar yoğun bir konu ki gerçekten ciddi anlamda bir ifade yeteneği gerektirir aksi takdirde bir kitapta bu hikâyeler bu denli güzel anlatilamazsiniz. Müthiş bir ifade yeteneği çok fazla manidar cümleler ve güçlü bir hikayeyle bunu fazlasıyla başarmış. Benim için kitaplar ikiye ayrılır: kesinlikle bir daha okumayacagim ve kesinlikle tekrar okuyacağım. Ve ben bu kitabı hep saklayacak tekrar okuyacağım.
Babam Karı Kovalardı Ben Mucize
Babam Karı Kovalardı Ben MucizeEmre Işık · Cinius Yayınları · 20241,068 okunma
Reklam
224 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Leo ve Notsch
#KİTAPYORUMUM Biri ejderha mı dedi? Eee o zaman ben varım . Leo hayatı boyunca ejderhalara hayran olmuş ve ejderhalara olan merakı ile onların hakkında her şeyi öğrenmiş bir çocuktu. Bir gün kendi ejderhası'nı bulacağı günü iple çekiyordu. Ne yazık ki hayat Leo o kadar nazik davranmadı! Annesi ve kardeşinin ortan kaybolması ile babasının onları bulmak için elinden geleni yapması sonucu taşınırlar. Taşındıkları yerde bi tamirhane açan babası oradan para kazanıp kızını ve eşini aramaya devam etmek istemektedir. Leo ise ailesi için endişelense de hala aklı ejderhalar'dadır. Babanne'sinin rahatsızlanıp hastaneye götürüldüğü gün Leo için bir çok duyguyu aynı anda yaşadığı bir gündür. Çünkü, babaannesi ona "vakit geldi. " demiştir. Bu iki kelime Leo için çok büyük anlamalar ifade ettiği için olacakları dört gözleyen Leo en kısa zamanda kendini ve ejderhalara inanmayan babasını büyük bir macera'nın için de bulacaktır. Ejderhaları seven her orta okul öğrencisinin severek okuyacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum. Benim için ortalama çıtır çerez bir kitaptı. Sonu çok güzel bağlanmıştı benim gözlerim dolu dolu ve baya şaşırarak okuduğum sayfalar oldu. Bunun dışında her şeyin çok kolay gerçekleşmesi yada şöyle anlatayım her hangi bir şey olacak ama bu okuyucuya Leo tarfından birden bire aktarılıyor asla bir duygu geçmedi bana o sahnelerde hep " Vahi mi indi sana nasıl anladın?" modundaydım. (umarım anlata bildim) Yazarın kalemine sağlık .
Leo ve Notsch
Leo ve NotschJ.R. Parks · Parola Çocuk Yayınları · 20230 okunma
210 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Bir insanı veya herhangi bir canlıyı gördüğümüz zaman nasıl hemen kendimizi onun yerine koyarız? Bu olayın teknik terimlerle ifade ediliş biçimi empati kavramıdır. Fakat empati aslında beynin ikincil bir adımıdır. Empati yapmak için öncelikle karşımızdaki varlığın ne hissettiğini anlamamız gerekmektedir. Bu kitabın konusu olan ayna nöronlar tam olarak bu işlevi yerine getirirler. Kitap ilk olarak maymunlar ve insanlarla yapılan deneylerde el, ayak, ağız gibi organların hareketleri ve bu hareketleri anlama, taklit etme mekanizmaları üzerine odaklanıyor. Kitabın bu ilk yarısı çok fazla teknik terim içermekte olduğu için okunması bir hayli zor ve zahmetli. Fakat kitap ikinci yarıdan itibaren daha açıklayıcı ve okunması kolay bir hale geliyor. Bunun sebebi belki terminolojiye biraz alışmış olmam da olabilir. Kitabın için deneysel veriler ve kanıtlarla dolu, bilgi yüklü. Özellikle nöroloji öğrencileri için müthiş bir kaynak olabileceğini düşünüyorum. Yine de nörobilimle ilgilenen herkes için insan doğası ve davranışları hakkında son yıllarda yapılmış en büyük keşiflerden birini kaşiflerinin kaleminden okumanın oldukça keyifli bir deneyim olduğunu düşünüyorum.
Beyindeki Aynalar
Beyindeki AynalarCorrado Sinigaglia · Alfa Yayıncılık · 201763 okunma
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 6 days
#Okudum #KitapYorum #HikâyeHırsızı #JeanHanffKorelitz #AltınKitaplar #Roman #336Sayfa Merhaba arkadaşlar, Bugün sizlere Altın Kitaplar'dan çıkan, çevirisini Çiğdem Öztekin'in yaptığı, Jean Hanff Korelitz'e ait "HİKÂYE HIRSIZI" isimli romanla geldim. Jean Hanff Korelitz, Amerikalı romancı, oyun yazarı, tiyatro yapımcısı
Hikaye Hırsızı
Hikaye HırsızıJean Hanff Korelitz · Altın Kitaplar · 2024347 okunma
64 syf.
8/10 puan verdi
Doğruyu bul
1860 yılında yazılmış Özgürlü üzerine isimli kitabın kısaltılmış hali, Özgür düşünme ve tartışma yoluyla doğruları bulmayı amaçlamayı ve bu amaçla yapılması yapılmaması gerekenleri anlatmam istemiş John Mill, Üzerinde en çok durduğu konu en saçma ve yanlış olduğu bariz şeyleri bile ifade etmeli ve onun bilincimize verdiği bilgiler ışığında doğruyu bulmak üzerine, Sokratesin konuşmalarına benzer bir iletişim yolu öneriyor temelde, bir kişinin bildiklerinin temelini sorgulaması ve o şeyi ne kadar iyi bildiğinin, bilgisinin karşıt fikirlerini ne kadar iyi göğüsleyebildiğinin karşı argümanlarla tartışılması ve sonrasında doğrunun böyle bulunması gerektiği fikri, Hristiyanlık ve onun içindeki doğrular fazlaca örnek olarak verilmiş, Türkiye'deki televizyonlardaki tartışma programları geldi kitabı okurken aklıma, ne kadar başarılıyız acaba biz doğruyu aramakta, Kalıplaşmış doğruları kaynaklarını aramadan kabul etmek ve karşıtlarını anında reddetmek de ciddi bir engel doğruyu bulmakta diyor, Okunması okutulması gereken kitaplardan, Biraz yavaş akıyor kitap
Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü Üzerine
Düşünce ve Tartışma Özgürlüğü ÜzerineJohn Stuart Mill · Can Yayınları · 20202,965 okunma
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.