"Ölüye ağlayamayan insanların huzursuzluğu içindeyim. Gülenlere kızıyorum. Halbuki ben yaşamayı severim, delicesine! Öyle şeyler bana vız gelir ki günler boyunca. Düşmanlıklar, iftiralar, yalanlar, ekmek parama göz dikenler, gidip sevgilime beni yerenler, hepsini hepsini sevdiğim günler, saatler vardır. Bütün kinim yirmi dört saat sonra eski zaman havuzları gibi sakindir. Ama bugün yemişlere, çiçeklere bile düşmanım. Karanfil satan adam gülüyor. Ötede simitçi gülüyor. Benden başka hepsi mesut."
"İzmir'e" adlı hikayesinden
Onlar,sadece birer tembel ve parazit memurlarıdır . Ve birer "eşek arıları"durumundadırlar!Onlar, çeşitli sosyal ve kültürel kurumlarda görev almış görünerek sadece kendi değersiz kişiliklerini duyurup kandiracak iş güç aramaktadırlar ve onlar, hep şerefli unvanlar peşinde koşarlar... Ahlaka aykırı fakat çok paralı ve hep kirli işlerle kazançlar düşünerek. Fakat gerçek işten kaçarlar. Çalışmak istemezler! Daha da kötüsü , hiçbir kişisel çıkar gözetmeden gönüllü olarak çalışanlara engel olurlar. Toplumun ve ulusun yararına çalışmak isteyenlerin araba tekerleklerine çomak sokarlar.Bu kişiler aleyhlerine türlü iftiralar düzenlerler... En azından onlar için "şöhret peşinde koşan kişiler" derler ve iftiralar savururlar!
Rabia annesinin attığı kahkahalardan korkarak babasına seslenir. Odaya girdiklerinde annesini perişan ve delirmiş halde görür Rabia. Ney yapacaklarını bilemez ikisi de. Ayrıca Rabia’nın küçük kardeşi İsmail de ortalarda yoktur. Polis bunun araştırmasını da yapmaktadır. Annesi Hacer Hanım dindar bir kadındır. İffetini koruyan bu kadın hakkında ise
Bir yanda böyle bir eserin bitmesinin hüznü, diğer yanda ise 1700 sayfalık dev bir eseri bitirmenin huzuru ve mutluluğu var.
Hani bazı kitapları o kadar çok okumak istersiniz ama bit türlü başlayamazsınız. Buna ister korku deyin , ister çekingenlik deyin size kalmış.
Böyle bir etkinlik düzenleyip kıvılcımı ateşleyen Hakan hocama ayrıca teşekkür
Kitabımız mektup türünde yazılmış bir eser. Genç bir kız ile yaşlıca bir adamın arasında geçen mektuplara konu alıyor. Öncelikle kitabın çevirisi çok güzeldi. Bunu özellikle beğendim. Çünkü İngilizceden değil Rusça aslından çevrilmişti.
İçeriğe gelirsek.. Kitabımız bizi etrafımızı gözlemeye, diğer insanların bakış açılarından bakmaya itiyor. Erkek karakterimiz gururlu ve mağrur biri. Saf denecek kadar da iyi niyetli. O mektupta olayları anlatırken iyi diye bahsettiği şeylere kendi adıma o kadar sinirlendim ki kitabın içine girip o ana müdahale etmek istedim. Bir insan hakkında yapılan çirkin dedikodular, iftiralar o kadar güzel bir dille anlatılmıştı ki günümüze uyarlamadan yapamadım.
Kitap bizi en çok da yoksulluk hakkında düşünmeye itiyordu. Açlık değil yoksulluk. Çünkü ikisi arasında çok derin bir fark var. Bunu da en iyi kitabı bitirince anlıyor insan. Kitabı kapattığınız anda çok derin düşüncelere dalacağınıza eminim.
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,9bin okunma