cadı ağacı II
Yaşamaya yeni çıkmış sözlerindeyim onların
Bir iğde fidanı gibi
Yumuşak, tüylü ve anlamsız geleceğinde
Sözlerinin
doğada şiirselleşme
Bu sabah esintisiyle burnumuza gelen iğde ağacı kokusuna şarkı yaptılar mı?
Toprağı ellerinizle avuçlarken çıkan sese şiir yazdılar mı?
Ayağım toprağa basıyor,
gözüm alabildiğine yeşil, oturduğum yerden
dağ manzarasına bakıyorum.
Bu tam hayalimdi.
Çok yakından belli saatlerde tren geçiyor.
Tren sesi olayı filme çevirdi...
belki
suskun karların örttüğü
bir yalnız iğde ağacı,
belki devrilmiş bir çınar
çatlamış bir testi
çatlamış bir yürek
eski bir aşk
hiçbir şeydi belki.
o zamanlar ben
içinden trenler geçen
bu şehirde yaşamazdım
fabrika düdükleri
çan çan sesleriyle
yağmurda hep ıslak bu şehirde
güz yoldaşın olsun derdim
eylülse arkadaşın,
yağmuru
ve kitapları al yanına
bir de yüreğini sadece.
Sayfa 175 - Kırmızı Yayınları
keşke yağmur yağsa bugün
yok mu içinizde hiç iğde ağacı
şöyle bir koksa
