Zihnim iğrenç derecede açık; bir benzetme yapmam gerekirse atık kağıtlarla, saç telleri ve çürümekte olan elma koçanlarıyla dolu.
Öyleyse erdemli bir kişiden söz ederken kastettiğimiz şey aslında çoğunlukla, onun şeytani duygulara kapılmayan değil, onlara direnç gösterebilen, mücadele dengesinin anlık ödül lehine bozulmaması için uğraş veren bir kişi olduğudur. Bu insanlara değer veririz, çünkü dürtülere yenilmek kolay, onları yok saymak ise o ölçüde zordur.
Sayfa 120Kitabı okudu
Reklam
Tek başına acı, illa ki sebep olan kişiye yönelik aşka da nefret uyandıracak değildir bizde: c”Canımızı yakan bir cerraha karşı kayıtsızlığımızı koruruz. Ancak bizim her şeyimiz olmasa bile bir zamandır bize onun her şeyi olduğumuzu söyleyen bir kadından; görmekten, öpmekten, dizlerimizi oturtmaktan hoşlandığımız bir kadından birden bire direnç görsek ona tamamen hakim olamayışımıza şaşar kalırız. Bazen bu durumda yaşadığımız hayal kırıklığı, unuttuğumuz eski bir tasayı uyandır içimizde; o tasanın söz konusu kadından değil, geçmişimizde sıralanan ihanetlerin faili olan başkalarından kaynaklandığını bildiğimiz halde.
139 syf.
·
Not rated
·
Read in 24 hours
Kabil'in kötülükten kalan kırıntıları bütün insanlığa bulaşmış olmasından değil de eleştirilen tek şeyin, Tanrı 'nın acımasızlığı, sadist oluşu, insanlıkla olan çıkarları, hesapları ve Tanrının suretinin her yerde karşınıza çıkarak meydan okuyabileceği, meydan okuyabileceğiniz bir insanı tasvir ediyor oluşu, içler acısı mı desem bilemedim. Kitap, inanışları hiçe sayarak her türlü şiddetin meşru görülmesi , basit ve iğrenç olaylar üzerinden tasvir edilmesi, insanlara ve inanışlara büyük bir hakaret gerçekten.
Kabil
KabilJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201811.3k okunma
haziran ayı öykü etkinliği / merdiven
İlgili söz/ ''Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk insanin boyu hizasındadır.'' Yolların kendiliğinden aktığı zamanlarda yaşadı. Dar geçitlerden, merdivenlerden oluşan labirentlerin arasından geçti. Sıkışıp kaldığı labirentten kurtulmak için
La Fontaine, Agustos Bocegi ile Karınca'da, kendi zamaninın ahlakını yanstmiştı; evrensel ve kalıcı bir değere sahipmiş gibi gözüken ahlak anlayışına göre, titiz, özenli, günlük çalışma kesin bir değerdi ve ağustos böceği "bütün yaz" şarkı soyleyeceğine bu değerden esinlenmeliydi. Masalda güzel rol karıncaya aitti. Her mevsimde çalışma azmi sayesinde herkes tarafından onaylanıyor, masalın sonuna gülenleri kendi yanına çekiyordu: "Madem butun yaz şarkı soyledin, şimdi de oyna biraz!" diye karşısındakiyle alay ediyordu. Ağustos böceği ise kendini köşeye sıkışmış gibi hissediyordu. Gunümüzde ise tam tersi oluyor. Karıncalarla alay ediliyor, onlar küçük görülüyor. Ebeveynlerinin ömürleri boyunca sabahtan akşama didindiklerini, buna rağmen ne maddi rahatlığa erişebildiklerini, ne orta sınıfa dahil olabildiklerini ne de isimsizlikten kurtulabildiklerini görmüş gençler, onlara takdirden çok acıma hissiyle yaklaşıyorlar. O örneği izlemelerini destekleyecek hiçbir şey yok. Tam tersine, o örnekten uzak durmaya, isterse igrenç dolandırıcılıklar ve kaçakçılıklarls olsun, "başarmış olanlara" öykünmeye veya her ne yoldan olursa olsun şöhret cennetinde kendi on beş dakikalarını kazanmaya teşvik ediliyorlar.
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.