“Filistinlilere Acımıyorum.”
“Hocam, Filistin’de yaşananlara çok üzülüyorum. Gördüklerim, duyduklarım karşısında kanım donuyor, canım yanıyor. Siz üzülmüyor musunuz? Yaşananlar sizi ağlatmıyor mu? Neden Filistin’de yaşananlara dair hiçbir şey yazmıyorsunuz?” mesajıyla serzenişte bulunmuş biri.
Ah be güzel kardeşim, ne diyeyim şimdi ben
KİME, NEYE, NİYE ÜZÜLMELİYİZ.!?
. . .
“Hocam, Filistin’de yaşananlara çok üzülüyorum. Gördüklerim, duyduklarım karşısında kanım donuyor, canım yanıyor. Siz üzülmüyor musunuz? Yaşananlar sizi ağlatmıyor mu?
Neden Filistin’de yaşananlara dair hiçbir şey yazmıyorsunuz?”
mesajıyla serzenişte bulunmuş biri.
Ah be güzel kardeşim, ne diyeyim şimdi ben sana?
Üzülüyorum elbet. Hem
Mustafa Kemal, kitap incelemesi...
Tinerciden hallice...
-...
-Kafam allak bullak yine. Yola bak ya! Niye bu kadar uzun bu yollar? Piçe bak! Yola edilen küfrün hesabını da soracak değiller ya...
-Bana tanınan oksijen hakkını mı tükettim?
Boğazıma bir şey mi takıldı ya da?
– ...
-Ya arkadaş, öyleyse niye bu soluk soluğalık...
Bir müzik mi ilişti kulağıma? Bir kaç sigara mı içtim üst üste? Uzattığım bir elin tutanı mı yok? Biri mide boşluğuma mı indirdi tekmesini? Sakladığım bir kıymetlim güven altında mı değil? Bir patrona yalakalık etmek zorunda mı kaldım? Pis bir kokudan burnumun direği mi sızlıyor? Annemin üstüne toprak atan mı var? Toprağın altında yatan çok sevdiğim biri mi var yoksa?
Hava çok soğuk ve ben ince mi giyindim? Ağrıyan bir organım bana soğuk terler mi döktürüyor? Bir diş ağrısı tüm varoluşumu alt üst mü ediyor yoksa? Böğrüme saplanan, halis bir aşkın ihaneti mi? Gözü yükseklerde olan fakir bir oğlan hikayesi mi bu? Uzaklara dalmış gözleriyle, ne yaşadığına yorum bile getiremeyeceğimiz ağzı mühürlü bir gülün kötü bir günü mü? Kimim lan ben? Güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiş bir peygamber miyim? Bedenine hizmet edecek esfeli mahlukat mı?
Çorabını giymekten aciz eşrefi mahlukat mı?
Ulaşmam gereken bir hedef, devirmem gereken bir kaç piyon mu var bu oyunda? Önümde duran şu duvara, tosladımda mı yaslandım? O duvar var mı sahiden?
Hangi haktan mahrumum?
Hangi yaramın yamasıydı patlayan?
Ne olur ki yani ben şimdi biraz ölsem?
– Kes sesini çarparım ha!
- Ne olurdu sanki ben şimdi biraz ölsem. Kimin cebinden eksilir? Kimin ömrünü etkilerdi ki bu?
Biraz otursam, biraz uzansam diyorum, geçer mi peki?
Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört SaatStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020128.1k okunma