Coşkulu, taşkın çocuklar olmak gerek, bu coşkuyu taşkınlığı yazıya geçirmek, bu tamamlanmış, her an kırılabilir, kopabilir, sökülebilir bağlar ve ağlar içinde azmaktan, azımsamaktan, yetinmemekten gülmekten başkaca ne zırh kuşanabiliriz? Toza, küle, talaşa, köpüğe, çapağa, kuma, kırpıntılara dönüştürülmek isteniyorsak ağaç, dağ, kaya olmayı, atomlarımızı değişik bileşenlerde tamamlamayı düşlemekten başkaca ne var? Ama galiba artık çoğu şey uslu uslu ''yaramazlaşıyor'', her çaba-atılım bir alıntı, bir fragman niteliğini aşamıyor. Neyse hayat yine de güzeldir!!!