Tarih, yalnızca ibret değil, aynı zamanda kuvvet devşirilecek bir alandır. Bu nedenle insan, tarihte sadece geçmişini değil, geleceğini de arar; geleceğini nasıl ve ne şekilde olacağını tespit eder; bu kurma eylemine yön verir, amaç tayin eder. Geçmişten hareket ederek geleceğim koruma eyleminin başarısını ilk şartı ise geçmişe ilişkin doğru bilgidir; ancak bu şat yerine getirildikten sonratır ki geleceğe ilişkin öngörüler sıhhatli olabilir; amaçların gerçekleşmesi sağlanabilir. Öyleyse, kısaca dendikte tarih, İnsan bilincine muhtevasını verir; çünkü şuur maziyle kaimdir.
Sayfa 219 - Çekiç olmak istemeyen, tarihin örsü olacaktır. Adolf HitlerKitabı okudu
Hint düşüncesinde ilginç bir ifade vardır: “Yalnızca doğru düşünmeyi sağlayacak bir mantık kurmak yeterli değildir”, der Hintli bilgeler, “Aynı zamanda aklı da barışa kavuşturacak bir mantık kurmalıyız.” Çünkü aklı barışık olmayan, karışık olan, kendisi ile barışık olmayan, dışarı illa da barışık olamaz. Kendisi ile barışık olmayan insanın dışarıya teklif edecek bir şey yoktur.
Sayfa 192 - Düşünmek, düşünenlerin düşüncesini düşünmektir. Cemil MeriçKitabı okudu
Biz hâla kendinizde değiliz, kendimize gelemedij; İslâm temeddününün ürettiği felsefe-bilimin tarihi hakkında yapılıp edilenler, yazılanlar, söylenilenler, baygın bir kişinin sayıklamalarıdır, fazlası değil...
Anlamaya çalışmak, anlaşılmanın ilk şartıdır. Siz anlamaya gayret etmezseniz anlaşılmayı bekleyemezsiniz. Sizi anlamaya çalışan kişi, ancak siz onu anlamaya çalıştığınız, bir gayret gösterdiğiniz zaman sizi anlamaya yönelir; çünkü yönelme tek yönlü değildir. Şunu unutmamak gerekir: Ne kadar bilirsek bilelim, Hz.Mevlana’nın dediği gibi “bildiğimiz, karşı taraftan anlaşıldığı kadardır.”
Sayfa 189 - Göğün her yerde mavi olduğunu anlamak için dünyayı dolaşmanız gerekmez. GoetheKitabı okudu
“Bir adamın akıl derecesi, sorduğu sorudan anlaşılır.“ Hz. Ömer
İnsanlar genelde cevaplar üzerinden düşünüyor. Halbuki SORULAR üzerinden düşünmek gerek ve en büyük soru insandır.
Sayfa 188Kitabı okudu
“İnsanları birleştiren duygular, ayıran ise fikirlerdir." Goethe
Aliya İzzetbegoviç‘in dediği gibi: “Tek tek insanları sevemeyenler insanlık kavramına sığınırlar. “
Sayfa 184Kitabı okudu
“Dünya bir terzi dükkanı, ölçüyü veren gider.” V. Lindsay
Bir terzi düşünelim; her terzi, dikeceği pantolon için bir modele sahiptir; ancak o modeli tek tek insanlara uyguladığı zaman insanların ölçüsünü almak zorundadır. Masa başı konuşmaları, genelde model konuşmalarıdır. Eğer siz, kafanızdaki modeli, mutlak ve son aşama olarak benimseyip, insanlığın pantolon modelinde ulaşabileceği son durum kabul edip insanlara onu dikte etmeye çalışırsanız, pantolonun denk gelmediği, uymadığı insanlara zulmetmeye başlarsınız: Uzunsa ayaklarını keser, zayıfsa kilo almasını ister, kiloluysa zayıflamasını istersiniz. Halbuki model, bir şart olmakla birlikte yeterli değildir; çünkü her terzi, pantolon modeline sahip olmakla birlikte pantolonu isteyen kişinin, yani bireyin, tekilliğin ölçüsünü almak zorundadır.
Sayfa 185Kitabı okudu
İnsanlık artık kendini doğadan değil kendi icat ettiklerinden korumak zorunda kalıyor.