Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sahip: Arapçadır. Efendi, malik anlamına gelir. Bir diğer anlamı da yâr, dosttur. Sohbet(dostla yapılan konuşma) ve sahabe(sohbet edilen dost) ile aynı kökten gelir. "İnsan yaşamında bir kez de olsa kendine şu soruyu sorup yanıtlamalıdır: Sahip olduğum her şeyi yitirdiğimde, beni ayakta tutacak olan nedir?" (İhsan Fazlıoğlu)
Sayfa 171Kitabı okudu
meta-fizike durmak
melekler, âdem'in fizik yönüne (toprak) değil, meta-fizik (fıtrî akıl) yönüne secde etmiştir. köken itibarıyla ateşten yaratılmış iblis, bu noktayı tespit edemediği için âdem'in fizik yönüne vurgu yapmıştır; hâlbuki fizik, her daim meta-fizike secde eder.
Reklam
meta-fizike durmak
öyleyse metafizik denirken kastedilen, dışarıya dönük olarak -fizik/ maddi-kâinâtın dışı, ötesi değil, bizâtihi gaybî, aklî, makûl olandır. gaybîdir çünkü aynî değildir; aklîdir çünkü hissî değildir; makûldür çünkü mahsûs değildir. işte bu nedenle "gâibe/gaybe îmân etmek" demek, kayıp olana, aynî, hissî ve mahsûs olana değil, işâret-i aklîye ile idrâk edilen (nazar) makûle îmân etmek demektir.
Metafizik Nedir?
varlık, insana nisbetle iki şekilde tecellî eder, açığa çıkar, kendini dışa vurur. birincisi aynî tecellî dediğimiz mahsûs kâinâttır ki işâret-i hissîyeye konudur; bu-ara-dadır, haricîdir yani idrâkimin dışında durur; muhâtabımdır yani görme eylemime konudur. varlık'ın ikinci tür tecellisi ise gaybîdir, gâib bu-ara-da değil, o-arada-dır; başka bir deyişle göz önünde olmayandır; mahsûs olmadığından işâret-i hissîyeye değil, makûl olduğundan işâret-i aklîyeye konudur, göz ile görülmez (basar), akıl ile idrak edilir (nazar). bu kısa açıklamadan hâsıl olan sonuç şudur: varlık, bir aynî bir de gaybî, başka bir deyişle, bir mahsûs (sensible) bir de makûl (intelligible) olarak tecellî eder. bu nedenle gâib kayıp, kaybolmuş demek değildir, göz önünde olmayan, muhâtabım olmayan, kısaca göze konu olan zâhir değil, akla konu olan bâtın demektir.
meta-fizike durmak
Hissî, zihnî/vehmî, aklî ve farazî uzaylara dair her bir nesnenin ayıklama (intizâ) ve soyutlama (tecrîd) yoluyla elde edilen husûlî tasavvuruna, bir öz (sûret) bir de sözcük (lafız) eşlik eder; sözcük anlama (manâ), sûret ise mefhûma karşılık gelir, bu nedenle anlam için dile, dolayısıyla sözcüğe gitmek gerekirken mefhûm için bizâtihi ait olduğu nesneye yönelmek şarttır.
Takdim
Modern düşüncede doğayı büyüden, ruhî (spiritüel) fâil yapılardan arındırma (dis-enchantment), anlamdan temizleme dönüştü; süreç içinde Varlık'ı, Evren'i ve Hayatı dolayısıyla insanı anlamdan arındırmak, anlamdan temizlemek modernizmin bir tür alâmet-i fârikası hâlini aldı. Sonuç ise anlamın dolayısıyla insanın yitimiydi. Kendilik-bilincine ermiş, ferdiyetini kazanmış her insan, birey ve tür olarak insanın varlığını korumak için, var oluşunu, var olmayı ve hayatı yeniden anlamlı kılmalıdır (re-enchantment). Yeniden anlamlı kılmak bir tür kendilik arayışı ile başlar. Kısaca dendikte ise kendilik-bilincine ermek, özne olmak, kıvâma gelmek ile...
Reklam
yola çıkmadan herhangi bir yol yoktur insanlar için
Olmak ve ölmek, varın, varlığın iki farklı yüzüdür; var-o­luruz ve var-ölürüz; ama yok-olmayız.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.