Dünyanın umrunda olmadığını anla, anla ki acıya eğilmiyorsa kendi de acı çekmediğindendir. Nasıl ki kurumuş kertenkeleye bile kendisi de kurban edilmeye götürülen İsmail acıdı ancak. Ve o kurumuşa bir damla su ihsan etti kendi pınarlarından. Hiçbir pürneşe eğilip bakmadı bir büzülüp kıvrılmışa, biraz öyle durup sonra karışmak var dünyanın tozuna, külüne toprağına. Acıyan da olmadıysa bir ve bir tanık orada oluşuna işte yok oluş, işte unutuluş, hiç yeşil yaprakların arasında gezinmemiş, hiç güneşlenmemiş gibi.