Bilakis insan olarak doğmak, kendi başına bir değer ifadesidir. Bu toplum modelinde yaşayan insanlar arasında geçerli ana ilke/ölçüt, insanın yaratılışta en değerli varlık olduğudur. O, yaratıcısı tarafından kendisine verilen bu yüce değeri koruduğu ve yüklendiği sorumlulukların bilincinde bir hayat yaşadığı sürece başka bir üstünlük kriterine ihtiyaç duymayacaktır. Böyle bir hayat ise, insan onurunun korunması ile gerçekleştirilebilir.
Sayfa 18
(...)Muhakkak ki Allah insanlara karşı ikram ve ihsan sahibidir. Ancak insanların pek çoğu şükretmiyorlar.
Sayfa 40 - 2.Sûre/243.AyetKitabı okuyor
Reklam
varoluş
Search for: Arama.. Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri Atatürk Ansiklopedisi > Genel > Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri 31 Ara Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri PDF
Kim bir oruçluya..
Kim Ramazan ayında bir oruçluya iftar verirse onun günahları bağışlanır ve o cehennem ateşinden kurtulur. Oruç tutan kişinin sevabının bir misli de iftar veren kişiye yazılı ve oruç tutanın sevabı da eksilmez." "Yâ Resûlallah! Hepimiz oruç tutanlara iftar ettirme imkân bulamıyoruz." diye sorulması üzerine Allah Resûlü şöyle buyurdu: "Yüce Allah bu sevabı; bir hurma ile iftar ettirene de, bir yudum su ile iftar ettirene de, bir bardak ayranla iftar ettirene de ihsan eder. Ramazan ayının başı rahmet; ortası mağfiret ve sonu da cehennem azabından kurtuluştur. Kim bu ayda çalıştırdıklarının ve idare ettiklerinin yükünü hafifletirse, Allah onu affeder, cehennem azabından korur. O hâlde Ramazan ayında, dört şey yapmaya itina gösterin: Bunların ikisiyle Rabbinizi hoşnut edersiniz. Diğer ikisini de, zaten yapmak zorundasınız. Rabbiniz razı edeceğiniz iki amel, Allah'tan başka ilâh olmadığına şehadet etmeniz ve O'ndan af ve mağfiret dilemenizdir. Yapmaktan müstağni kalamayacağınız iki husus da; Allah'tan sürekli cenneti istemeniz ve devamlı olarak cehennem azabından onun rahmetine sığınmanızdır. Kim oruçlu birine su verirse, Allah da ona benim havzımdan su içirir ve bu sudan içen biri cennete girene kadar su ihtiyacı hissetmez."
Sayfa 368Kitabı okudu
Dâvûd Aleyhisselâm; her gecenin yarısında uyur, üçte birinde namaz kılardı. Gecenin altıda birinde yine uyurdu. Kendisi, insanların en çok ibadetlisi idi. Yüce Allah, ibadet için, ona büyük güç ihsan etmişti. Dâvûd Aleyhisselâm; Allâha ibådet için, en faziletli vakitleri araştırırdı. Nitekim bir gün, Cebrail Aleyhisselâma: "Ey Cebrail! Hangi gece, efdaldir?" diye sormuş, Cebrail Aleyhisselâm da: "Ey Dâvûd! Seher vaktinde Arş'ın titreyişinden başkasını, bilmiyorum!" demişti. Dâvûd Aleyhisselâm; bir gün oruç tutar, bir gün, iftar eder, yılın yarısını, oruçlu geçirirdi. Çok mütevazı' idi. Mescidlere girer, göz ucuyla, İsrail oğullarının halkalandıkları yere bakar, yanlarına varıp oturur ve: "Miskin, miskinlerin aralarında yakışır!" derdi.
Sayfa 189 - 2.cilt
KADADAĞ
Karaman'a varışının ertesi günü Tarihçi'nin mihmandarları onu önce Yunus Emre'nin kabrine, oradan da "Ak Köprü" ve "Manazan Mağaraları"na götürdüler. Mağaralar... Gizemli mağaralar... Aguşlarında Allah'ın elçilerini/peygamberlerini barındırıp "melce" olan; tiranların ve insan kanı dökmekten zevk alan zalim despotların, kralların, diktatörlerin zulmünden kurtulmak için sığındıkları "kutsal karanlıklar olan "rahmet melceleri mağaralar"... Sırf Yüce Yaratıcı'ya "salih kul oldukları için idarecileri tarafından işkencelere tabi tutulan "gerçek müminlerin, mücadelelerini sürdürebilme uğruna yüzyıllarca "mağara hayatı" yaşayıp böylece tarihe "Ashab-ı Kehf"/Yedi Uyuyanlar olarak geçen "yiğit müminler”in barınağı mağaralar...
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
Kadim medeniyetimizde en yüce, en hakiki bilgi marifetullahtır, insanın Allah hakkındaki bilgisidir. Bu da insanın kendini bilmesinden geçer. İnsanın kendini bilmesi; Cenab-ı Allah'ın ona lütfen ve keremen ihsan ettiği yetenekleri keşfetmesi, iç âlemine doğru bir yolculuğa çıkması, duygu ve düşüncelerini fark etmesidir.
Sayfa 57 - Turkuvaz YayıncılıkKitabı okudu
ÖMER HAYYAM(RUBAİLER)
Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; Suçumuza, duamıza önem vermeyen; Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; Umudumu rahmetine bağlamışım ben Büyükse de isyanım, kötülüklerim, Yüce Tanrı' dan umut kesmiş değilim; Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın Rahmete kavuşur elbet kemiklerim. Tanrım bir geçim kapısı açıver bana; Kimseye
Hayâ sahibi, kimseye ululuk taslamaz ve tahakküm iddiasında bulunmaz. Haydi sen de ihsan makamının bu iki yüce sıfatını kazanmaya çalış ve yönün hep bu makam olsun.
Rabbimiz; gözlerimize bir nur versin ki, hakîkati görelim. Kulaklarımıza bir nur versin ki, hakkın ve hayrın sadâsını duyalım. Kalplerimize bir nur versin ki, neye baksak Yüce Zât'ını hatırlayalım, O'nunla beraberliğin huzurunu tadalım.. Rabbimiz, kalplerimize intibah, sadırlarımıza inşirah, maddî-mânevî hastalıklarımıza şifâlar ihsan buyursun! Kur'ân ve kâinat kitaplarında verdiği kavlî ve kevnî mesajları gönül gözüyle okuyup ibret almayı, vicdan huzuru ve yüz aklığıyla huzûruna varabilmeyi cümlemize lûtf u keremiyle nasip ve müyesser eylesin! Âmîn!..
Reklam
Erciyes Dağı
Zirveler tükenirken çarığımın altında, "Sidre"yi arıyorum yaşlı Alp Dağlarında Akl u fikrim mi gitti, çun Sidre göklerdedir. Yüce makam olur mu dünya bataklarında!
Sayfa 160Kitabı okudu
CXXII Çoook güzel bir şiir umarım bir gün tüm manasını çözerim...
Hak bir gönül verdi bana ha demeden hayran olur Bir dem gelir şâdân olur bir dem gelir giryan olur Bir dem sanırsın kış gibi şol zemheri olmuş gibi Bir dem beşâretten doğar hoş bağ ile bostan olur, Bir dem gelir söyleyemez bir sözü şerh eyleyemez Bir dem dilinden dürr döker dertlilere derman olur Bir dem çıkar arş üzere bir dem iner taht-es
Sayfa 195 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahu anhdan rivayet edildiğine göre, Nebiyy-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Her türlü kusurdan uzak ve yüce olan Allah şöyle buyurdu: 'Bir kimse Kur'an okumak, onu ezberlemek ve beni zikretmekle meşgul olduğu için duâ etmeye fırsat bulamazsa, ben duâ edenlere verdiklerimin en değerlisini ona ihsân ederim.' Her türlü kusurdan uzak ve yüce olan Allah kelâmının diğer sözlere üstünlüğü, Cenâb-ı Hakk'ın yarattığı varlıklara olan üstünlüğü gibidir. " (Tirmizî, Fezailü'l-Kur'an 25, nr. 2926.)
Hiçbir karşılık beklemeden veren Allah'a dayanıp tevekkül ederim, işlerimi O'na emânet edip güvenirim. Cenâb-ı Mevla'dan beni doğru yola iletmesini, doğru yoldan sapan inatçıların durumuna düşmekten korumasını, hayırlarımı artırarak doğru yolda yürümeyi bana nasip etmesini dilerim. Rızasını kazanmaya muvaffak kılmasını niyaz ederim. Beni kendisinden hakkıyla korkan ve zâtına karşı gelmekten son derece sakınan kullarından eylemesi için O'na yalvarırım. Beni hâlis ve temiz niyet sahibi kılmasını, bana bütün hayır yollarını kolaylaştırmasını, her türlü iyilik ve güzelliği ihsân eylemesini, ölünceye kadar beni aynı şekilde yaşatmasını, bu güzellikleri bütün dostlarıma ve Müslümanlar'a ihsân eylemesini niyâz ederim. Allah bize yeter, O ne güzel vekildir. Günahtan kaçacak güç, ibadet edecek kuvvet ancak yüce ve ulu Allah'ın yardımıyla kazanılabilir.
1.211 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.