Yeniden-üretim faaliyetinde, sadece nesnel koşullar değişmemektedir. Örneğin köyün kent haline gelmesi, el değmemiş bakir doğanın, hazır bir tarla olması gibi, nesnel koşullar değil; aynı zamanda üreticiler (işçiler) de değişirler, üretim içinde kendilerini geliştirirler, kendilerini dönüştürürler, yeni güçler ve yeni düşünceler, yeni ilişki tarzları, yeni ihtiyaçlar ve yeni bir dil oluştururlar. (Karl Marx, Grundrisse. Kaynaklar, s. 494.)
Sayfa 33
Ekonomi, inançtan bağımsız değildir, olamaz da!; çünkü ekonomik faaliyetler de bir kültür faaliyetidir. İslâm’ın ekonomik - ticarî anlayışının temelinde israf, haram, helâl kavramları bulunur. İslâm’a göre lüks ve israf haramdır. Bir Müslüman için lükse ve israfa varacak ölçüde harcama yapmak, yasaktır. İslâm dini, inananların israfa kaçmadan, helal üretim ve helal tüketim yapmalarını öğütler. İhtiyaç fazlasının infak ve ihsan edilmesi Kur’an ve sünnette övülür ve ısrarla tavsiye edilir. İslâm’da kar elde etmek ve özel mülkiyet, aşırı olmamak şartı ile kabul edilmiştir. Bugünün iktisat anlayışına göre ihtiyaçlar sınırsız, onları karşılayacak kaynaklar ise sınırlı kabul edilmektedir. Oysa bizim kültürümüze göre ihtiyaçlar da, onları karşılayacak kaynaklar da sınırlıdır, sonsuz değildir; hatta insan ömrü bile sınırlıdır!
Reklam
Ve işsizlik uzadıkça ihtiyaçlar artar. Bu bir yasadır. Hayaller kuran kişi doğal olarak cömert ve yumuşaktır; gevşeyen zihin hayata sıkı sıkı sarılamaz. Bu yaşam tarzında, kötülüğe iyilik karışmıştır, çünkü gevşeklik kötü olsa da cömertlik iyidir. Ama çalışmayan cömert ve yüce gönüllü kişinin işi bitiktir. Kaynaklar tükenir, gereksinimler artar.
Sayfa 156 - Cilt - 2Kitabı okudu
KAYNAKLARIN YETERLİ, İHTİYAÇLARIN SINIRLI OLDUĞU GERÇEĞİ
Kapitalist ve liberal sistemler 'ihtiyaçlar sınırsız ve kaynaklar sınırlıdır' yanlış görüşünü savunurlar. Kaynakların sınırlı olduğunu kabul, insanlığın egosunu tahrik etmiş ve doymak bilmeyen hırsı insanlığın ecel şerbeti olmuştur. Oysa ki, insanlığın tarih sahnesine çıktığı günden beri hangi kaynak tükenmiştir, bir düşününüz! İlkel tarım döneminde yılda bir sefer alınan ürünler, bugünün teknoloji imkanları ile neredeyse her ay ürün alabilmeyi sağlamaktadır. Bu ormancılıkta, sanayide, enerjide de böyledir. Kaynaklar açıldıkça açılıyor, sonunu getirmek diye bir şey söz konusu olmuyor. Güneş enerjisinin, dalga enerjisinin, rüzgar enerjisinin, su enerjisinin sonu olabilir mi? Bunlar sonsuza dek enerji kaynaklarıdır. Özetle 'kaynaklar sınırsızdır, ihtiyaçlar ise sınırlıdır.' ... MEM, 'kaynaklar var ve yeterli onun içinde dünyada kaynak savaşına gerek yoktur' diyor. Bu haksız anlayış nedeniyle milyonlarca insan öldürülüyor.
Sayfa 428Kitabı okudu
Bu yaklaşımda siyaset, farklılık ve çatışmayla ilgilidir; ama onun temel muhtevasında kıtlığın mevcudiyeti bulunmaktadır. Ba­ sit bir gerçek vardır: beşerî arzu ve ihtiyaçlar sonsuz, ama onları karşılayacak kay­ naklar dâima sınırlıdır. Bu bağlamda siyaset, kıt kaynaklar üzerinde bir mücadele olarak görülürken, iktidar da bu mücadelenin yapılmasının yolu olarak görülür.
Üniversitelerde okutulan iktisada giriş kitapları "ihtiyaçlar sonsuz, kaynaklar kıttır"la başlar; ve bu kitapları yazanlar, bunları "bilimsel eser" sayıp okuyanlar-okutanlar, bu saçmalığı bilimsel bir şeymiş gibi öğrenen öğrenciler hiçbir zaman "acaba gerçekten öyle mi?" sorusunu sormayı akıl etmezler.
Sayfa 18 - ÖtekiKitabı okudu
Reklam
41 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.