Sınırsız ihtiyaçlar kıt kaynaklar
Her canlının ihtiyaçları sınırlıdır ve dünyada bu ihtiyaçların karşılığı vardır. Kaynaklar istekler karşısında kıtlaşır, insanın istekleri sınırsızdır. Var olan açlığı, fakirliği, sınıfsal farklılıkları yaratan bu doyumsuzluk ekonomisidir. Hepimizin o kadar iliklerimize kadar işlendi ki bu doyumsuzluk, bu adaletsizliğe karşı çıkanların bile dolaplarında sayısız ayakkabı, kıyafet daha son model otomobil telefon alma isteği vs var. Adaletsizliğin parçasıyız, irili ufaklı farkında olarak ya da olmayarak destekliyoruz önce bunun farkına varmak lazım sanki. Çok sinirlendim gideyim de fındık ezmesi yiyeyim:)
25. KOCAELİ KİTAP BULUŞMASI #EVDEKAL
Bundan 2400 yıl önce Platon "Önemli olan, hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır" demiş. Aradan geçen binlerce yılda insanoğlu her şeye sahip olmak istedi ancak bu mümkün değil. İktisat biliminde bu duruma kıt kaynaklar ve sınırsız ihtiyaçlar denir. Evinizde, odanızda ne zaman nereden aldığını
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
]•[ İnsanların zorunlu yaşamsal ihtiyaçları karşılayacak güce sahip olmaları birinci derecede önceliklidir. Yaşamsal sorunları giderilmemiş insanların yaşamsal olmada ikinci derece öneme sahip ihtiyaçlarına bu sebeple sıra gelmez. İnsanlar kitap okumuyor diye sık sık eleştiri yaparız. Şunu düşünmeyiz! Kitap okuyabilecek kadar rahat mı? Okuduğunu anlamasına engel içinde sorunları var mı? Yaşamsal zorunlu ihtiyaçlarını karsılamakta zorlanan bir insana kitap okumak ve kendini geliştirmek zul gelir. İlk insan ile bugün ki insanın arasında ihtiyaçlar bakımından hiçbir bir fark yoktur. Farkı üreten sömürgeci zihniyetin insanların zorunlu yaşamsal ihtiyaçlarını gideremeyecek boyutta kendilerine muhtaç bırakılmış olmalarıdır. Kaynaklar kıt değil ihtiyaçlarda sömürgecilerin yaygarasını yaptığı gibi sınırsız değil. Sorun kaynakların tekellerin, sömürgecilerin eline geçmiş olması ve paylaşmakta bilinçli bir şekilde adaletsiz kalan dünya ekonomik düzeninin kendisidir. En büyük ihtiyacımız sevgi, saygı, huzur olmasına rağmen neden bu ihtiyaçlarımızı gideremiyoruz? Ekmeğe muhtaç insanlar bu ihtiyaçlarını giderebilir mi? İnsanları ekmeğe kim veya hangi zihniyet muhtaç bıraktı?
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Düşünce zihnin, hayal hazzın ürünüdür. Düşüncenin yerine hayali koymak yemeğe zehir katmaya benzer. Hatırlanacağı gibi, Marius bu aşamaya gelmişti. Tutku ortaya çıkmış ve onu amaçsız, dipsiz bir kuruntuya sürüklemişti. İnsan evinden sadece hayaller kurmak için çıkar. Tembel bir yaratıcılık. Uğultulu ve durağan bir uçurum. Ve işsizlik uzadıkça ihtiyaçlar artar. Bu bir yasadır. Hayaller kuran kişi doğal olarak cömert ve yumuşaktır; gevşeyen zihin hayata sıkı sıkı sarılamaz. Bu yaşam tarzında, kötülüğe iyilik karışmıştır, çünkü gevşeklik kötü olsa da, cömertlik iyidir. Ama çalışmayan yoksul, cömert ve yüce gönüllü kişinin işi bitiktir. Kaynaklar tükenir, gereksinimler artar. En dürüst ve en güçlüler kadar en onursuz ve zayıf insanların da yuvarlandığı, intihar ya da cinayet gibi iki çukurla sonlanan ölümcül yokuş. İnsan sadece hayaller kurmak için çıktığı evinden günün birinde kendini suya atmak için çıkar.
ihtiyaçlar ve kaynaklar
Toplum eğer kendini kıyaslayabileceği bir zenginliğe ve refah düzeyine içte yada dışta rastlamamışsa, kendi yaşantısını yeterli bulması ve gerilik düşüncesini reddetmem.esi normaldir.
Gelişme Teolojisi
William Chittick, Batı dünyasının kutsal kelimelerini şöyle açıklamış: "Gelişme, çevre, eşitlik, yardım, pazar, ihtiyaçlar, tek dünya, katılma, planlama, nüfus,yoksulluk, ilerleme, üretim, kaynaklar, bilim, sosyalizm, hayat standartı, devlet, teknoloji" Bunların meşruiyetini sorgulamak modernitenin tanrılarına başkaldırmak ve ilerleme dininin bir zındığı olmaktır diyor..
Reklam
74 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.