Ekolojik ve İktisadi Açıdan Dünya'nın Fiziki Tükenişi
Daha 1820'li yılların sonunda ünlü Fransız iktisatçısı Jean-Babtiste Say, "Doğal kaynaklar tükenmezdirler... Ne çoğaltılabilirler ne de tükenirler, bu yüzden ekonomi biliminin konusu dışındadır" demişti. Fakat ortalama bir burjuva iktisat ders kitabı da daima şu tekerlemeyle başlar: İhtiyaçlar sonsuz, kaynaklar kıttır... Bir yerde sınırsız doğal kaynaklar öte yanda kıt kaynaklar ve sonsuz ihtiyaçlar... Kimse de çıkıp her şeyin sonlu ve sınırlı olduğu bir dünyada ihtiyaçların neden sonsuz olduğunu merak etmez...
Sayfa 48 - Özgür Üniversite Kitaplığı: 31Kitabı okudu
Bir yanda tatmin edilmemiş temel ihtiyaçlar, marjinaleşme, dışlanma, aşağılanma, ahlaki çürüme ve ekolojik yıkımlar, diğer yanda sorumsuzca israf edilen kaynaklar. Bir yanda tıp teknolojisinde görülmemiş gelişme, diğer yanda sıradan hastalıklardan ölen çocuklar, bir yanda tüketilmeyen ve depolanıp korunması sorun olan gıda ürünleri fazlası, diğer yanda açlıktan ölen milyonlarca insan..
Sayfa 18 - ÖTEKİ YAYINEVİKitabı okudu
Reklam
Sınırsız ihtiyaçlar,sınırlı kaynaklar ve temeli Nüfus Yasası
Malthus'a göre insanların üremesi yani nüfus artışı ile yiyecek maddesi üretimi arasında sürekli bir savaş vardır. Daha doğrusu kapitalizmin temelinde var olan "insanın sınırsız ihtiyaçlarına mukabil mal ve hizmetler sınırlıdır" düşüncesi bu şekilde ortaya çıkmıştır.
Sayfa 56 - Köklü değişimKitabı okudu
288 syf.
·
Puan vermedi
Belli etme, her işe seni koştururlar!
SCRUM: İki katı işi yarı zamanda yapma sanatı! Kitabın başlığını görünce insan ister istemez "tam da patronların istediği şey!" diye düşünüyor. Ancak kitabı okudukça, bu yolda atılması gereken adımların hiç de patronların istediği gibi şeyler olmadığı da ortaya çıkıyor. En azından ülkemizde Scrum'ın genel olarak kabul görmeyeceğini
Scrum - İki Katı İşi Yarı Zamanda Yapma Sanatı
Scrum - İki Katı İşi Yarı Zamanda Yapma SanatıJeff Sutherland · Buzdağı Yayınevi · 2017183 okunma
Bir miktar hayal iyi bir şeydir, tıpkı ihtiyatlı dozda alınan bir uyuşturucu madde gibi. Bu, çalışan zekanın bazen oldukça inatçı ateşlerini yatıştırır ve saf düşüncenin çok sert kenar çizgilerini düzelten , şurada burada bazı boşlukları, aralıkları dolduran, bütünleri birleştiren, fikirlerin sivri köşelerini yumuşatan gevşek, serin bir buhar yaratır zihinde. Ama aşırı hayal de bitirir, boğar. Kendisini bütün bütün düşünceden ayırıp hayale atan zihin işçisinin vay haline! Kolayca yükseklere çıkacağını sanır ama sonunda her şeyin aynı olduğunu söyler. Hata! Düşünce zihnin emeğidir, hayalse şehvetin. Düşüncenin yerine hayali koymak, zehri gıda ile karıştırmak demektir. Marius, hatırlanacağı gibi, buradan başlamıştı. İhtiras ortaya çıkmış ve sonunda onu maksatsız, dipsiz boş hayallerin içine yuvarlamıştı. Böyle olunca, insan evinden ancak hayal kurmak için çıkar artık. Tembelce yaratılış. Kaynaşan ama durgun girdap. Ve çalışma azaldığı ölçüde, ihtiyaçlar da arıyordu. Bu bir yasadır. Hayalperestlikte, insan genellikle cömert ve yumuşaktır; gevşeyen düşünce hayata sıkıca sarılamaz. Bu çeşit yaşayışta iyilik kötülüğe karışmış bir haldedir, çünkü gevşeklik felaket getirici olsa da, cömertlik sağlıklı ve iyidir. Ne var ki, cömert ve asil ruhlu ve de çalışmayan yoksul adam mahvolmuş demektir. Kaynaklar kurur, ihtiyaçlar birbiri ardınca kendini gösterir. En dürüst ve azimkâr insanların bile, en zayıf ve en kötülerle birlikte yuvarlanıp gittikleri bir ölüm bayırı ki, sonunda şu iki çukurdan birine varır: ya intihar, ya suç.
Sayfa 1343 - IV. CiltKitabı okudu
Basit bir gerçek vardır: beşeri arzu ve ihtiyaçlar sonsuz, ama onları karşılayacak kaynaklar daima sınırlıdır.
Sayfa 30 - Adres Yayınları
Reklam
74 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.