Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ihtiyaçlar ve kaynaklar
Toplum eğer kendini kıyaslayabileceği bir zenginliğe ve refah düzeyine içte yada dışta rastlamamışsa, kendi yaşantısını yeterli bulması ve gerilik düşüncesini reddetmem.esi normaldir.
“İnsan evinden sadece hayaller kurmak için çıkar. Tembel bir yaratıcılık. Uğultulu ve durağan bir uçurum. Ve işsizlik uzadıkça ihtiyaçlar artar. Bu bir yasadır. Hayaller kuran kişi doğal olarak cömert ve yumuşaktır; gevşeyen zihin hayata sıkı sıkı sarılamaz. Bu yaşam tarzında, kötülüğe iyilik karışmıştır, çünkü gevşeklik kötü olsa da, cömertlik iyidir. Ama çalışmayan yoksul, cömert ve yüce gönüllü kişinin işi bitiktir. Kaynaklar tükenir, gereksinimler artar. En dürüst ve en güçlüler kadar en onursuz ve zayıf insanların da yuvarlandığı, intihar ya da cinayet gibi iki çukurla sonlanan ölümcül yokuş. İnsan sadece hayaller kurmak için çıktığı evinden günün birinde kendini suya atmak için çıkar.”
Sayfa 156 - İş Bankası Kültür Yayınları -cilt 2
Reklam
"Evet, insan ırkını koruyan bir tür tırabzan. Korku olmasa insan denetim altında tutulmazdı, aklımızı kaybederdik, hiçbirimiz kendimize hâkim olamazdık, en vahşi içgüdülerimiz tekrar ortaya dökülürdü, çünkü güdüleri hizaya getiren ve onları kontrol etmemizi sağlayan şey korkudur. Güçlü ve iktidar tutkunu bir türün bir arada yaşayabilmesini işte bu korku sağlar. Başkalarından, dışarıdan gelen yırtıcılardan duyulan korku, medeniyetin doğuşundan bu yana insanları işbirliği yapmaya zorlamıştır. Bunu ortadan kaldırırsanız insan temel içgüdüsüne teslim olur; yani sadece arzularını tatmin etmek ister; mevcut kaynaklar için rakip olarak gördüğü başkalarının toprağını işgal eder; bencil ihtiyaçlar, beslenmek ve seksten başka bir şey kalmaz geriye. Korku olmadan... kaostan başka bir şey beklenemez."
25. KOCAELİ KİTAP BULUŞMASI #EVDEKAL
Bundan 2400 yıl önce Platon "Önemli olan, hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır" demiş. Aradan geçen binlerce yılda insanoğlu her şeye sahip olmak istedi ancak bu mümkün değil. İktisat biliminde bu duruma kıt kaynaklar ve sınırsız ihtiyaçlar denir. Evinizde, odanızda ne zaman nereden aldığını
Düşünce zihnin, hayal hazzın ürünüdür. Düşüncenin yerine hayali koymak yemeğe zehir katmaya benzer. Hatırlanacağı gibi, Marius bu aşamaya gelmişti. Tutku ortaya çıkmış ve onu amaçsız, dipsiz bir kuruntuya sürüklemişti. İnsan evinden sadece hayaller kurmak için çıkar. Tembel bir yaratıcılık. Uğultulu ve durağan bir uçurum. Ve işsizlik uzadıkça ihtiyaçlar artar. Bu bir yasadır. Hayaller kuran kişi doğal olarak cömert ve yumuşaktır; gevşeyen zihin hayata sıkı sıkı sarılamaz. Bu yaşam tarzında, kötülüğe iyilik karışmıştır, çünkü gevşeklik kötü olsa da, cömertlik iyidir. Ama çalışmayan yoksul, cömert ve yüce gönüllü kişinin işi bitiktir. Kaynaklar tükenir, gereksinimler artar. En dürüst ve en güçlüler kadar en onursuz ve zayıf insanların da yuvarlandığı, intihar ya da cinayet gibi iki çukurla sonlanan ölümcül yokuş. İnsan sadece hayaller kurmak için çıktığı evinden günün birinde kendini suya atmak için çıkar.
Gelişme Teolojisi
William Chittick, Batı dünyasının kutsal kelimelerini şöyle açıklamış: "Gelişme, çevre, eşitlik, yardım, pazar, ihtiyaçlar, tek dünya, katılma, planlama, nüfus,yoksulluk, ilerleme, üretim, kaynaklar, bilim, sosyalizm, hayat standartı, devlet, teknoloji" Bunların meşruiyetini sorgulamak modernitenin tanrılarına başkaldırmak ve ilerleme dininin bir zındığı olmaktır diyor..
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
]•[ İnsanların zorunlu yaşamsal ihtiyaçları karşılayacak güce sahip olmaları birinci derecede önceliklidir. Yaşamsal sorunları giderilmemiş insanların yaşamsal olmada ikinci derece öneme sahip ihtiyaçlarına bu sebeple sıra gelmez. İnsanlar kitap okumuyor diye sık sık eleştiri yaparız. Şunu düşünmeyiz! Kitap okuyabilecek kadar rahat mı? Okuduğunu anlamasına engel içinde sorunları var mı? Yaşamsal zorunlu ihtiyaçlarını karsılamakta zorlanan bir insana kitap okumak ve kendini geliştirmek zul gelir. İlk insan ile bugün ki insanın arasında ihtiyaçlar bakımından hiçbir bir fark yoktur. Farkı üreten sömürgeci zihniyetin insanların zorunlu yaşamsal ihtiyaçlarını gideremeyecek boyutta kendilerine muhtaç bırakılmış olmalarıdır. Kaynaklar kıt değil ihtiyaçlarda sömürgecilerin yaygarasını yaptığı gibi sınırsız değil. Sorun kaynakların tekellerin, sömürgecilerin eline geçmiş olması ve paylaşmakta bilinçli bir şekilde adaletsiz kalan dünya ekonomik düzeninin kendisidir. En büyük ihtiyacımız sevgi, saygı, huzur olmasına rağmen neden bu ihtiyaçlarımızı gideremiyoruz? Ekmeğe muhtaç insanlar bu ihtiyaçlarını giderebilir mi? İnsanları ekmeğe kim veya hangi zihniyet muhtaç bıraktı?
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Narkoz
Bir şey, çok açık bir şekilde nasıl gizlenir? Bizler , ekonomi adına bizlere anlatılan bu saçmalıkları nasıl kolaylıkla kabul edebiliyoruz?Bunun cevabı hem çok basit hem de çok zordur. Gerçekte biz bu kabullere hayatımız boyunca yavaş yavaş sindire sindire ulaştırılıyoruz.Hayat standartlarımız bunları kabul edebileceğimiz şekilde
Dinin İktidarı
Bugün üzerine yaygın şekilde din etiketi yapıştırılan birçok düşünce, gelenek ve teori, öğretiyle değil ancak tarihsel olgularla izah edilebilir.Örneğin klasik İslam yazınında din ve devlet ikiz kardeşler olarak betimlenmiş, hilafet temeli Kur'an ve sünnete dayanan dini bir kurum olarak tanıtılmış, adil olmasa bile yöneticiye itaat dini bir vazife
Sayfa 18 - İletişim Yayınları 1.baskı
Dozunda alınan sakinleştirici gibi, belli bir miktarda hayal kurmak da faydalıdır. Zihnin ve emeğin bazen şiddeti olan ağrılarını dindirir ve saf düşüncelerin sert çıkıntılarını törpüleyen, sağda solda eksiklikleri ve aralıkları dolduran, dağınıklıkları birbirlerine bağlayan hafif ve serin bir bugünün ortaya çıkmasına neden olur. Ama fazla hayal insani sular altında bırakır, boğar. Düşüncelerinin yerini tamamıyla hayaller almış zihin emekçisinin vay haline! İşin içinden kolayca sıyrılacağını sanır ve her seferinde hep aynı şeyi söyler. Yanılgı! Düşünce zihnin, hayal hazzın ürünüdür. Düşüncenin yerine hayali koymak yemeğe zehir katmaya benzer. Hatırlanacağı gibi, Marius bu aşamaya gelmişti. Tutku ortaya çıkmış ve onu amaçsız, dipsiz bir kuruntuya sürüklemişti. İnsan evinden sadece hayaller kurmak için çıkar. Tembel bir yaratıcılık. Uğultulu ve durağan bir uçurum. Ve işsizlik uzadıkça ihtiyaçlar artar. Bu bir yasadır. Hayaller kuran kişi doğal olarak cömert ve yumuşaktır; gevşeyen zihin hayata sıkı sıkı sarılamaz. Bu yaşam tarzında, kötülüğe iyilik karışmıştır, çünkü gevşeklik kötü olsa da, cömertlik iyidir. Ama çalışmayan yoksul, cömert ve yüce gönüllü kişinin işi bitiktir. Kaynaklar tükenir, gereksinimler artar.
Sayfa 156 - İş Bankası Kültür Yayınları, cilt 2Kitabı okudu
74 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.